3.4

5.4K 230 8
                                    

Okulumun aldırdığı 14 test kitabı var ve ben ilk ünitelere hiç çalışmadım. Hiç soru çözmedim. Okullar açılırsa ve pat diye sınav yaparlarsa bittim. Ama sınavdam düşük alma pahasına oturdum bölüm yazdım. Mükemmel bir yazarım yahu! 😉
Yorgun olmama rağmen keyfim yerinde ve keyfim her an bozulabilir diye çok korkuyorum.
Neyse çok uzatmayacağım bölüme geçebilirsiniz.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

~

Emirhan'ın sorduğu soru ile bocalamıştım. İçimde bir şeyler koptu. Oturup bu soruya hüngür hüngür ağlarken cevap verebilirdim. Ama ruhen o kadar yorgundum ve etrafımdaki insanları üzmemek için öyle bir programlamıştım ki kendimi uzun zamandır birinin karşısında ağlayamıyordum.

Bu nedenle ağlamak yerine elimde kupam ile mutfak tezgahına yaslandım. Boğazım düğümlendiği için sıcak kahvemden bir yudum aldım. Neden bunu sorup tüm organlarımın içine ediyordu ki?

Emirhan'ı uzun bir süre cevapsız bıraktığımı fark edince konuştum. "Bilmem, bir anda oluverdi işte." Kaşları anlamazca çatıldı.

"Nasıl bir anda oluverdi?" Hiç beklemediğim bir anda karşıma geçip bu soruları sorması yetmiyormuş gibi daha benim bile bilmediğim şeyleri sorguladığının farkında mıydı o?

"Bilmiyorum ki." Dedim kahvemden bir yudum alarak. Bu sefer sinirlendiği için çatıldı kaşları.

"Ne demek bilmiyorum? İnsan birini sevip sevmediğini anlamaz mı?" Alayla güldüm. O da önündeki bir yudum aldı.

"En çok seven insan anlamaz birini sevip sevmediğini." Ona dünyanın en büyük hakaretini etmişim gibi baktı bana. Elinde tuttuğu kupanın hafif titrediğini gördüm.

"Neden?" Dedi çatallı çıkan garip sesiyle. Zorla konuşuyor gibiydi.

"Kabullenemez. Birini sevmek gurursuzluktur çünkü."

"Niye?" Göz devirdim.

"Sende amma çok soru soruyorsun."

"Merak ediyorum." Kısa bir sessizlik oldu. Cümleleri anlayabileceği bir şekilde toplamaya çalışıyordum bu süre zarfında. Şuan öyle bir ruh halindeydi ki iki ile ikinin toplamını sorsam beş derdi.

"Gurursuzluktur çünkü birini sevmek kendini geri plana atmaktır. Bir insana, kendini boşverip fazla değer verirsen üzülen sen olursun. Ne olursa olsun."

"O zaman insanlar neden sevmek ve sevilmek istiyor." Aslında kafası o kadar da bulanık değilmiş.

"Çünkü insanlar aptal." Kısa ama net açıklamamı anladığına dair başını salladığında bir sessizlik oldu.

İnsanı düşüncelere sokup çıkartacak kadar derin bir sessizlikti bu.

Ona kendi düşünceleriyle boğuşması için biraz zaman tanıdım. Neler olduğunu az çok anlamıştım. Ilıyan kahvemden bir yudum daha aldım.

"Kim?" Şaşırmadı. Anlayacağımı bilerek sormuştu zaten bunları.

"Sude." Bu beni şaşırtırdı işte. Hiç ama hiç beklemiyordum. Ağzımdan ufak bir şaşkınlık nidası döküldü.

"Sude? Batu'nun ikizi mi?" Onaylayarak kafasını salladı.

"Bu harika bir şey. Sude iyi bir kız." Dedim neden bu kadar yıkılmış durduğunu anlamayarak.

"Sorun şu ki sen bana bunları söyleyene kadar farkında değildim. Ne ara kendimi bu kadar kaybettim ki."

"Elinde olmadan ipin ucu kaçar zaten. Bu konularda ipler senin elindeyse işin içinde bir bokluk var demektir." Kahvemden son yudum aldım ve yaslandığım tezgaha bıraktım boş kupayı. Emirhan benim aksime daha kahvesini bitirmemişti.

ABİS//TEXTİNG (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin