"Sınavınız Bitmiştir..." artık yapılacak hiç bir şey yoktu. Sınav bitmişti. Hiç iyi bir puan alamamıştım. Ama belki de barajı geçmişimdir ha. Beren duyuruyu duyar duymaz kendine geldi ve herkesin durumunu kontrol etti. Midoriya dışında ağır yara alan kimse yoktu. Yani bendeki yaraları ve Bakugou da ki yanıkları saymazsak. Görevliler yavaş yavaş alana doğru girmeye başlamışlardı bile. Bakugou'ya dehşet içinde bakıyordum. Sonuçta onun yüzünden yaşanmıştı bunlar. Eğer kavga başlatmasaydı bu kadar çok yaralanmazdık ve eğer kavga başlatmamış olsaydı Midoriya'nın devirdiği robotu ben haklardım ve o da kendini incitmemiş olurdu. Sinirle ayağa kalktım ve çıkışa doğru yürümeye başladım. Ne gerek vardı ki bütün bu olanlara. Ne gerek vardı. Neden sadece sınavımızı yapamıyorduk. Neden illa bir olay çıkması gerekiyordu. Çıkışta bulduğum bir banka oturdum ve ağlamaya başladım.(eklemeyi unuttum bu karakter biraz sulu göz) Neden böyle olmak zorundaydı. Sonra dibimde ince bir ses duydum.
"İyi misin?" gelen şu sınav alanındaki kızdı. Ellerimle hemen yüzümdeki yaşları sildim.
"E-evet iyiyim" Yanıma oturdu.
"Ben Sude" dedi elini uzatarak. Biraz utangaç görünüyordu. Sevimli bir kızdı.
"Ne şans. Benim de adım Sude" dedim elini sıkarak. Gözlerimden hala bir kaç damla yaş akıyordu.
"Neden ağlıyordun? Sınavın kötü mü geçti."
"Aslında evet." Daha da kötü oldum.
"Bakugou yüzünden mi?" diye sordu suçlu bir tavırla. Sanki bir şeylerden pişman gibiydi.
"S-sen onu nereden tanıyorsun?"
"O aslında şey ee benim abim."
"Ha?"
"Biliyorum kendisi çok sinirlidir ve olur olmadık yere patlar. Emin ol onun çenesini çok çektim ve alıştım yani ama bu şekilde başkalarına davranmasına dayanamıyorum. B-ben onun adına özür dilerim" Şimdi neden suçlu hissettiğini anlıyordum. Elimi omzuna koydum.
"Emin ol bunun için özür dilemene gerek yok. Hem sen ona hiç benzemiyorsun. Ondan kat kat daha yumuşak davranıyorsun. Eğer özür dilemesi gereken biri varsa o kişi sen değilsin. Bunu onun yapması gerek. Ama ölse bile asla böyle bir şey yapmaz bunu anlamak o kadar zor değil. Alışırız artık pek problem değil:)" Gülümseyerek karşılık verdi.
"Hem ayrıca onunla aynı sınıfa düşmem bile imkansız gibi bir şey o yüzden pek bir kafaya takmıyorum."diye ekledim...
(5 gün sonra sonuçlar açıklanınca)
"Aman Tanrım geçemedim mi? BEREN!!!"
"Ne diyon be" yan odadan koşarak gelen beren önümdeki sonuç tablosuna bakmaya başladı.
"İsmim yok!!"
"Gerizekalı çünkü bu bizim sınıf değil. A şubesine bakacaksın B değil!"
"Ohh korktum bekle bakayım- NEEE"
"Yess be! aynı sınıftayız"
"NEDEN ONUNLA AYNI SINIFTAYIM!"
"Ne? Midoriya mı"
"Hayır- O da mı girmiş!"
"Sen kimden bahsediyon?
"Bakugou!"
"Yok artık, kızım tam bir şanssız sın" Kahkahalarla gülmeye başladı
"Komik mi bu şimdi!"
"Hemde çok" Kahkahalarla yıkılıyordu. Sonuçları elime aldım ve sınıftakileri incelemeye başladım.
-Tsuyu Asui
-Katsuki Bakugo
-Shoto Todoroki
-Beren
-Ochako Uraraka
-Beyza nur
-Sudenaz
-Izuku Midoriya
-Momo Yaoyorozu
-Sude nur
-Tenya Lida
-Eijiro Kirishima
-Minoru Mineta
-Hanta Sero
-Tooru Hagakure
-Mezou Shouji
-Mina Ashido
-Yuuga Aoyama
-Rikidou Satou
-Fumikage Tokoyami
-Kouji Kouda
-Denki Kaminari
-Kyouka Jirou
Evet liste bu kadardı. Baya kişi varmış aslında. Listeyi Beren'e göstermek için gittiğimde Beren'i kendi elini daksillerken buldum. Kendi eline kalp şeklinde daksil sürüyordu.
"B-beren kafayı mı sıyırdın? Masum bir şekilde kafasını kaldırdı.
"Ne?"
"Onu nasıl çıkarmayı düşünüyorsun?"
"Ee yanımda aseton var ya?"
"Geri zekalı! O aseton ile çıkar mı! Mal bu çocuk ya!"
"Çıkmaz mı" diye sordu masum bir şekilde.
"Eğer hemen çıkarmazsan 2 gün boyunca elinde kalır!"
"Allah belamı versin ne yaptım ben!!!!" hızlıca asetonu pamuğa dökerek çıkarmaya çalıştı.
"İşte beynin ile olmayan mantığın birbirinden farklı çıkarınca ortaya böyle bir GERİ ZEKALI çıkıyor sayın seyirciler"
"Ne yaptım ben!"
"Salak işte ne bekliyordum!"
"Acıyor bu!"
"Tabi acır! ADAMLAR ÜZERİNE CİLT TEMASINDAN KAÇININ YAZMIŞ SIRF SENİN MALLAR ELLERİNİ BOYAMASIN DİYE!"
"Ama çok güzel çizmiştim niye sileyim ki!"
"Silme zaten öyle kal tamam mı"
"Ama yanıyor, Üff bu kızardı!"
"Sa-lak"
"Salak deyip durmasana be!"
"Ne diyebilirim adını unuttum.
"Ha ha çok komik"
"Şimdi ne yapıyorsun?"
"Dove sürüyorum"
"O ne lan"
"Koltuk altı kremi"
"Neden bir insan koltuk altı kremini yaralı eline sürer ki!"
"Normal krem yoktu"
"Niye böyle arkadaşlarım var ki!" Kendimi koltuğa attım.
"Tamam geçti biraz"
"Aferim"
"Ne zaman başlar okul"
"Elinin köründe!"
"Bu ne sinir yaw"
"Canım sinirlenmek istedi"
"Ha peki ozmn"
"İyi ben yatıcam iyi geceler"
"İyi pekü- Ahh elim yandı"
"Dolapta merhem var yatarken sür"
"Birdaha asla daksil sürmem elime"
"Umarım"
<><><><><><><><><><>
Şu daksil olayı gerçekten de yaşandı hatla ben tam hikayeyi yazarken jxjcksmkc. Bende dedim neden yazmayayım. Sonra da ortaya böyle saçma bir bölüm ortaya çıktı asdfghjk. Kısa oldu ama neyse iyimgeceler Bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunrise Of Heroes
FanfictionBir anime dünyasına ışınlandığını düşünsene. İşte tam bu olay bu kitapta gerçekleşiyor. Bu kitapta baş rol sen olabilirsin. İstediğin kişi olabilir, istediğinle aşk yaşayabilirsin. Hadi gel ve beraber kendi anime evrenini kuralım. Açıklama yok sadec...