(Beyza'dan)
"LANET OLSUN BURAYA KURMA!"
"Açma lan ağzını ne güzel mekan neyini beğenmiyon!"
"Nehir kenarına kur çimenlerden böcek çıkar!"
"Allah'ım bir de özgünlüğü bitkiler olacak!"
"Ben mi seçtim lan özgünlüğümü!" Sinirle kırmızı gözlerine baktım. Oldukça inatçı bir şekilde omzunda tuttuğu katlanmış çadırı yere bıraktı.
"Buraya kuracağız."
"Ne!" Parmağımı tehdit eder gibi salladım. "Kendin karar veremezsin!"
"Çadırı kuracak olan ben değil miyim?!"
"Sen kuracaksın ve nehir kenarına kuracaksın!"
"Kurmazsam?" Dedi ve kendini çimenlere attı. Ahh saf çocuğum bunu yapmayacaktın.
"Öyle demek ha?" İki elimi de çimenlere daldırdım ve yakındaki bütün çiçekleri dallarını uzatarak buraya topladım, Bakugou'yu sadece yüzü açıkta kalacak şekilde de yere sabitledim.
"Ananı!" Ben kahkahalar atmaya başlamışken o da bir elini kurtarma derdindeydi. Kurtarmak istiyordu çünkü patlama yaratacaktı. Ama orada terlerdi. Terlerse...
"Tamam, tamam bırakacam sen-" Bir anda ortalığı toza dumana katacak bir şekilde patlama ile karşılaştığımda ellerimle kendimi siper almaya çalıştım. Ama patlamanın etkisiyle geriye uçtum ve hemen arkamda bulunan ağaca takıldım.
"Lanet olsun!" Diye bağırdım aşağıya doğru. Tozlar hafiften dağılırken üstünü silkeleyen Bakugou'yu gördüm. Beni takmıyormuş gibi çadırı aldı ve parçalarını dizmeye başladı.
"Gel ve yardım et lan bana!" Yine beni takmadı ve ince demirleri çadırdan geçirmeye başladı.
"KİME DİYORUM LAN!" Bu şekilde kaç defa bağırırsam bağırayım beni indirmedi. Neredeyse çadırı kurmuştu bile. Benliğim ile kendimi indiremiyordum çünkü en ufak bir hatada yere kapaklanırdım. Oldukça yüksekte sayılırım zaten.
"Kendin in." Sinirlendim. Cidden o kadar bağırdım beni takmadı çadırı kurana kadar beni burada bekletti. Şimdi ise kendin in diyor salak sence inebilseydim İNMEZ MİYDİM!?
"İnemiyorum." Dedim küçük düşmemeye çalışarak. Çadırın başından kalkıp ağacın dibine kadar geldi ve bana aşağıdan bakmaya başladı."
"En az 3 metre var mıdır?" Dedi elini çenesine koyarak.
"Şimdi atacam kendimi bak boş yapma!"
"Ölürsen işime gelir." Sırıttım.
"Ölmeden önce "odunun teki beni öldürdü" diye bağıracağım."
"Ya da "odunun tekini işe yaramaz benliğimle yere sabitlemeye çalışırken öldüm." de diyebilirsin." bir anda ciddileştim. Kendimi atsam ne yapabilir ki. Ölürüm demi? Hayır sakat kalırım. Ama benim için endişelenir ve bütün hatayı kendinde arar. Saçmalama Beyza ne diye kendini atıyorsun.
"İndir beni."
"Hayır."
"Tamam." Sonuçta beni tutardı değil mi? Umarım tutardı. Elimle destek aldığım dalı buraktım ve ufak bir çığlıkla daldan aşağıya kaydım. Etrafı incelediğim sırada hiç tepki vermeden, kılını bile kapatmadan bakan kırmızı gözleri gördüm. Lan! Bu mala neden güvendim ki!
Yere düşmeme bir metreden az.
Yere düşmek üzereyim.
Son bir kaç santim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunrise Of Heroes
FanfictionBir anime dünyasına ışınlandığını düşünsene. İşte tam bu olay bu kitapta gerçekleşiyor. Bu kitapta baş rol sen olabilirsin. İstediğin kişi olabilir, istediğinle aşk yaşayabilirsin. Hadi gel ve beraber kendi anime evrenini kuralım. Açıklama yok sadec...