(Sudenur'dan)
İkisine de utangaç bir şekilde bakarak kendime bir sandalye çektim ve oturdum. Dabi elinde ki kartları gelişi güzel karıştırıyordu. Karıştırması bitince de arkasına yaslandı. Ben ise hala kurtulmanın yolunu arıyordum.
"Iıı nasıl oynayacağız?" diye sordum. Toga heyecanla Dabi'ye döndü.
"Nasıl oynayalım Dabi?" Dabi kafasını kaldırdı ve alaycı bir şekilde konuştu.
"Tahmin."
"hA!" Eliyle kartları masaya açtı ve sırayla hepimize ikişer kart vermeye başladı. Bir andan da oyunu anlatıyordu.
"Karşı taraftakinin eline en yakın tahminde bulunan kazanır diyelim." Önüm de ki iki tane karta baktım. Daha çevirmeyecektim. Buna hazır değildim. "Oyun bir kişi kalana dek devam eder." Merakla sordum.
"Peki ortaya ne koyacağız? Ben de hiç bir bok yok." Dabi kafasını sağ sola sallayarak önüne döndüğünde konuştu.
"Şuna ne dersin. Eğer kazanırsan seni bırakırım. Yani ortaya özgürlüğünü koyuyorum. Ama eğer ben kazanırsam. Hmm bir düşüneyim. Bize UA'dan bilgi sızdırırsın." Sinirle konuştum.
"Beni kullanamazsınız!"
"Bal gibi de kullanırız!" O sırada söze Toga girdi.
"Benim kaybedecek pek bir şeyim yok. Ortaya para koyuyorum." sonra bir tane çanta çıkardı ve masaya koydu. "2 milyon" Bir anda şaşkınlıkla yerimden fırladım.
"ÇÜŞ!" Toga merakla konuştu.
"Bir sorun mu vardı?" Gözlerim o çantaya takılı kaldı. Bunlar ortaya iki milyon koyabilecek kadar kendilerine güveniyorlarsa ben kesin kaybettim demektir.
"Otur ve kartlarına bak." korkuyla sandalyeye oturdum ve kartlarımı açtım. Toga tekrar söze gidi.
"Bu fazla kolay oldu." O sırada Dabi tekrardan sırıttı.
"Bu kadar olduğunu kim söyledi?" Arkasına yaslandı ve tam olarak gözlerime bakarak konuştu. "Kupa sayının değerini iki katına çıkarır. Karo ise sayının değerine beş ekler. Eğer kartın joker ise değeri 14 puan eder." hA! Ne diyordu bu. Bilerek böyle konuşuyordu. Anlamamam için. Karo neydi? Bir tane daha söylemişti adını unuttum. KAHRETSİN BİR BOK ANLAMADIM. KAÇ ARTTIRIYORDU? DEĞERİ KAÇTI? LANET OLSUN BEYNİM YANIYOR!
"Bu kuralları siz mi belirlediniz." Toga heyecanla konuştu.
"Evett! Özellikle normallerine benzemesin diye değer falan da ekliyoruz daha zor oluyor!" Saçlarımı çekiştirerek daha açılmamış iki kartıma baktım. Bu kartlar hangi dilde çözmem gerekecekti.
"T-tamam başlayalım o zaman..."
"Sonunda" dedi Dabi iç çekerek. Kartlarını uç kısımdan büktüler ve geri kapattılar. Ben de öyle yaptım ama bir bok anlamadım. CİDDEN BİR BOK ANLAMADIM! İşte bu yüzden kartı tamamen açarak yüzüme doğru yakınlaştırdım. Bir andan da görmemelerini sağlıyordum. Bir kalp vardı ve dokuzdu. Dokuz... Kalbin adı neydi. Sorarsam ip ucu vermiş olacaktım. KAHRETSİN DAHA BAŞLAMADAN BATTIM.
O sırada gözüm Dabi'nin yanında ki kart kutusuna takıldı. Acaba kutuda yazar mıydı? Yazmazdı. Ya yazıyorsa? Hapşuruyormuş gibi yaparak saçlarımı kutudan tarafa salladım.
"Çok yaşa?" dedi Toga abarttığımı düşünerek. Ama benim gözüm saçlarımla ters tarafını çevirdiğim kutudaydı. TANRIM YAŞASIN! EVET EVET KALP KUPA DEMEKTİ! KALP KUPA DEMEKTİ-
Kupanın değeri kaçtı? İki katına çıkarıyordu. İki kartta kalpti. Biri dokuz diğeri de ikiydi. O zaman şey ııı biri on sekiz diğeri de dörttü. TANRIM EİNSTEİN GİBİYİM. ÇOK ZEKİYİM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunrise Of Heroes
FanfictionBir anime dünyasına ışınlandığını düşünsene. İşte tam bu olay bu kitapta gerçekleşiyor. Bu kitapta baş rol sen olabilirsin. İstediğin kişi olabilir, istediğinle aşk yaşayabilirsin. Hadi gel ve beraber kendi anime evrenini kuralım. Açıklama yok sadec...