Öncelikle selammmm. Hikaye mize yeni bi daha katıldı. Veee karşınızdaaa
Ecrin Zeynep (hangi ismi kullanıyon bilemedim dkzmpxmzpzm)Özgünlük: Şekil Değiştirebilme
İstediği nesnenin şekline girip p nesneyi yönetebilir. Kirishima ile beraber olacakk. (En güzeller kapılıyor hadi acele edin zkxodpdpd)
Neyse bi hikayeye geçelim
<><><><><><><><><><>
"Evet çocuklar bugün sınıfımıza yeni biri geliyor" O sırada kapıdan içeriye çok güzel bir kız girdi. Utangaç bir şekilde kapının eşiğinde duruyordu.
"Gel ve kendini tanıt" dedi hoca. Kız konuşmaya başladı.
"Şey ben Ecrin. Iıı özgünlüğüm şekil değiştirebilme. İstediğim nesnenin şekline girebilirim." O sıra da yanımdan mırıldanma sesleri geldi. Midoriya yine şu defterine bir şeyler yazıyordu. Anlayamadığım çok garip bir huy.
"Pekala o zaman sen en arka sıraya geç- ama orada kısa kalırsın. Kaminari sen arkaya geç Ecrin sen de Kirishima'nın yanına geç. Yerler tekrardan düzeldikten sonra hoca derse geçti. Tüm gün yine aynı geçti. Şu yeni gelen kızla iyice anlaşmıştık. Tam benlik bir tipti. Artık okul bitmiş ve Beren'le eve dönüş yolundaydık.
"Vay be ne gündü ama, hislerim beni bu okulun bizi zorlayacağı yönün de etkiliyor"
"Her zaman normal okul konularına alışkın olmak bu okulda biraz alışılanın dışında bu yüzden garip oluyor" dedim yokuş aşağı bir taş sektirirken.
"Bu okulda ki 5. günümüz bence artık alış kanka."
"Okulda ki 5. günümüz ama hala gerçek anlamda kavga etmedik"
"Eğer kavga istiyorsan sınıfta çok uygun biri var senin için" dedi dalga geçerek. Yokuş aşağıya sektirdiğim taşı istemeden kaçırdım ve ona yetişebilmek için bir az hızlandım. Tam o anda arkamdan çok güçlü bir çığlık duydum. Korku içinde arkama döndüğüm de iğrenç bir şeyin Beren'i yakaladığını gördüm...
"YARDIM EDİN! YETKİLİ KİMSE YOK MU" diye bağırdım. Ortalıkta kimse yoktu. Yani şu an ara sokak ta olduğumuzu düşünürsek burada insan bile yok! İğrenç yeşilimsi bir şey Beren'i içine çekiyordu.
"S-sude k-kaç" dedi nefes almaya çalışarak"
"Asla!" Şu iğrenç çamur topuna doğru atıldım ama tutulmuyordu. Kendimi hemen geri çektim. Bu şey sıvıydı. Doğru ya bu şey sıvıydı! Eğer için de azıcık bile su varsa onu kontrol edebilirdim. Hemen ellerimi uzatarak canavarı durdurmaya çalıştım. Onu kontrol edemiyordum ama yavaşlıyordu. Evet! Onu yavaşlattığıma göre içerisi de su vardı.
"DAYAN BİRAZ!" Nereden geldiğini anlayamadığım bu sesten sonra canavarın ortasından oldukça büyük bir buz kütlesi geçti. Hafif dağılan parçaları kontrol etmem kolaylaşmıştı.
"T-o-o-dor-" dedi Beren zor nefes alarak.
"Todoroki?
"Yolum buranın üstündeydi ben de sesleri duyunca geldim!" dedi canavara buzlar atarken. "Bir kaç kahraman çağırdım gelirler bir azdan! Sen canavarı kontrol altın da tutmaya çalış ben de Beren'i alıp hastaneye doğru götüreyim. Zaten bir azdan gelirler."
"TAMAM GİT" dedim zorlanarak. Todoroki dağılan parçalaın altında ki Beren'i kolaylıkla kapıp ara sokaktan çıktı. Şu çamur topu ile baş başa kalmıştık. Etrafta yıldırımlar çakmaya başlamıştı. Bu ne demek oluyordu böyle. Beren'in özgünlüğünden mi emmiş. Olamaz b-bu felaket. Beren'in özgünlüğünden faydalanıyorsa benden kat kat daha güçlü demekti. Kontrolü kaybetmem ile birlikte hızlıca duvara yapıştım. Özgünlüğüm işe yaramaz demiştim size. Hemen ayağa kalkım kontrolü tekrardan kapmaya çalıştım ama olmuyordu. Fazla güçlüydü. Anlamıştım. Bu canavarın özgünlüğü yakaladığı insanların özgünlüklerinden pay almaktı. Ellerimi yere koydum ve fışkırtabildiğim kadar güçlü bir şekilde su fışkırtarak en yakın binanın çatısına doğru bir sıçrayış yaptım. Ama çok hızlı gelen ufak çaplı bir hortum beni tokat gibi çarptı. Başım dönüyordu. Elimle bir şeyler tutmaya çalışıyordum ama o kadar hızlı düşüyordum ki bu imkansız gibi bir şeydi. Baş dönmem daha da artıyordu. Ve tam o anda iki çift elin belimi kavradığını gördüm. Fazla güç kullandığım için fazla yorgun düşmüştüm ve gözlerimi dahi açamıyordum. Ama kulaklarım o sesi duymama engel olmadı.
"Artık güven desin..."
(Aynı dakikalarda Todoroki ile Beren)
"Dayan bir az geldik sayılır" dedi Todoroki telaşlı bir sesle. Kucağında Beren vardı ve olabildiğince hızlı bir şekilde onu şifacı kadına götürmeye çalışıyordu. Okula tam bir jet hızıyla giriş yaptı. O sırada okuldan çıkmak üzere olan Lida, Kirishima ve Ecrin de oradaydı. Ne olduğunu anlayamadılar ama onlarda hızlı bir şekilde Todoroki'nin arkasından koştular.
"NEDEN KOŞUYORUZ BİZ!" diye bağırdı Kirishima
"SANIRIM BEREN YARALI BİLMİYORUM!" diye cevapladı onu Lida.
"EĞER ÖYLE OLSAYDI SUDE YANINDA OLURDU YEDİ YİRMİ DÖRT BERABERLER ZATEN!"
"NEDEN BAĞRIYORSUNUZ!" diye kes di onları Ecrin. Aynı anda şifacı kızın odasının kapısının önünde durdular.
"Girmeyecek miyiz?" diye seslendi Ecrin fısıltıyla.
"Bekle biraz güzel şeyler konuşurlar belki baş başa" dedi Kirishima kulağını kapıya dayayarak. Lida ise yine kolunu robot gibi sallayarak bunun doğru bir şey olmadığını açıklamaya çalışıyordu. Sonra da üçü birden dikkatle içeriyi dinlemeye başladılar.
"Ne zaman uyanır" dedi Todoroki fısıltıyla.
"Beş dakikaya kalmaz uyanır ben şimdi gideceğim işlerim var benim" O sırada kapıyı açan hemşire ile birlikte üçü birden yere yığıldılar.
"Kapı mı dinliyordunuz!" diye çıkıştı Todoroki.
"Ehh şey yani biz sadece Beren'i merak ettik yani aslında tam da gidiyorduk değil mi Kirishima!" diyerek olayı düzeltmeye çalıştı Ecrin.
"Evet o iyi şimdi çıkabilirsiniz."
"Bence de" diyerek Todoroki'yi onayladı hemşire. Sonra da dördü birden dışarı çıktılar. Şimdi ise odada sadece iki kişi vardı. Beren'in uyanmadığını düşünen Todoroki Beren'in yanında ki sandalyeye oturdu.
"Ben olmasam ölebilirdin değil mi" dedi fısıldayarak. Sonra yaklaştı ve Beren'in elini iki avucunun arasına aldı. "Aslında güzel kızsın... Babam olmasaydı sana aşık olabilirdim..." Dedi iç çekerek. Sonra Beren'in yüzünün hafifçe kızardığını fark etti.
"Sanırım ateşi var. Ben hemşire çağırayım" dedi telaşlı bir şekilde ve odadan çıktı. Kapı kapanır kapanmaz Beren hızla doğruldu ve sanki boğuluyormuş gibi öksürmeye başladı. Yüzü kıpkırmızıydı ve o kadar hızlı nefes alıyordu ki gören kalp krizi geçiriyor sanabilirdi.
"O neydi!" dedi öksürüklerinin arasında. Sonra dudağının kenarı hafifçe kıvrıldı ama refleks olarak kendini istemeden tokatladı.
"O-olmaz s-sen kimseyi sevmiyorsun Beren!" dedi kendini azarlarmış gibi. Sonra eliyle kendi yanaklarını yokladı. "Uf yanıyorum!" Beren daha yaşadığı şokun etkisini atlatamamışken birden içeri Midoriya daldı. Kucağında da Sudenaz vardı...
<><><><><><><><>
Evet bu bölümde bu kadardıııı. Bu bölüm biraz TodoBer üzerine oldu dlxnxps. Neysa her bölümde olduğu gibi yine yazım yanlışlarına bakmadım normalde yanlışlarımı Beren düzeltildi ama o olmadığı için iş bana düşüyor. Ee tabi ben de üşeniyorum. Mskxmxpz neyse.
Sizleri seviyoreee💝💝💝💝
Ve unutmadan. BB
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunrise Of Heroes
FanfictionBir anime dünyasına ışınlandığını düşünsene. İşte tam bu olay bu kitapta gerçekleşiyor. Bu kitapta baş rol sen olabilirsin. İstediğin kişi olabilir, istediğinle aşk yaşayabilirsin. Hadi gel ve beraber kendi anime evrenini kuralım. Açıklama yok sadec...