(Sudenaz'dan)
"Lütfen... Sadece bir oyundu lütfen ağır bir ceza vermeyin."ben Aizawa sensei'ye yalvarırken gözü kapıya gitti. Bana bakmadan konuştu.
"Cezanı ben vermeyeceğim." Eğik başımı kaldırdım ve dizlerimin üzerinde konuştum.
"Anlamadım?"
"Onlar vericek." Bir anda kapı açıldı. Tek sıra halinde içeriye Todoroki, Beyza, Bakugou, Denki, tekerlekli sandalyedeki Momo, Kirishima ve Ecrin girdi. Aizawa sensei'nin yanında ki sandalyeye oturan Ceren baş parmağını ısırarak bana "bittin sen" Der gibi bir bakış attı.
"A-ama-"
"Selam Sudenaz!" Dedi Beyza sevecenlikle.
"H-hocam okulu falan temizletin ya da ne biliyim yasak falan koyun ama yani-"
"Ne o ya korkuyor musun?" Bu sefer kulağıma gelen sesin sahibi Momo'ya aitti. Beren madem dövüyon döv de tam öldür!
"Yok canım ne korkacak." Diye yanıtladı onu Bakugou. Bu kadar sakin kalmaları fırtına öncesi sessizliğe işaretti. Aizawa sensei gözlerini devirerek odadan çıktı. Herkesin sinirli bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. En sinirlileri Bakugou, Todoroki, Beyza ve Momo gibi görünüyordu. Ecrin ve Kirishima kavga olursa araya girecek gibi dutuyorlardı.
"Ben bir şey düşündüm." Dedim anice. Hepsi hala sakinliğini koruyarak dinlemeye başladı. Bir azdan patlayacaklardı. Hissediyorum.
"Sudenur!" Dedim aydınlanmış bir şekilde.
"Ne olmuş ona lan!" Beyza Bakugou'yu üzerime atlamasın diye tutarken Todoroki ise bir anda sessizleşmişti. Nedenini gayet iyi biliyorum.
"O hala gelmedi ve bence onu kurtarmalıyız. Aizawa sensei'ye sorsak izin vermez." Ellerimle bu odadaki herkesi işaret ettim.
"Eğer biz bir takım olursak eminim onu kurtarabiliriz!" Dikkatlerini benden alıyordum. Yoksa bir az hasar görücektim.
"Sadece bir çift hayal kırıklığı olur!"
"Bakugou çok kırıcısın! Kardeşin olabilir ama biraz da kurtarmaya odaklansan!" Diye azarladı onu Ecrin.
"Seni aptal kız almayayım seni ayağımın altına!" Bakugou Ecrin'e yürüdüğü sırada Denki aralarına girmişti bile.
"Durun bir durun!"
"Daha Midoriya, Uraraka ve Beren gelmedi. Bir az bekleyin öyle konuşalım." Diye uyardı onları Momo.
"Ne!" Bir anda sert çıkışmıştım. O üçü buraya gelemezdi. Beren gelemezdi çünkü Momo burada. Uraraka gelemezdi çünkü... Gelemez işte. Ve Midoriya da gelemezdi çünkü şey eee. Neyse gelemez işte.
Dediğim gibi kapı açıldı ve üç kişi içeriye girdi. Ben utançla kendimi sandalyeye attığım sırada Beren'in gözünün kapalı olduğunu ve Uraraka tarafından tutulduğunu fark ettim. Todoroki hemen soluğu yanlarında aldı.
"Bırak artık beni neredeyiz!" Diye debeleniyordu Beren. Uraraka eliyle Momo'yu işaret etti ve ortama fısıldadı.
"Burada olduğunu söylemedi-"
"Nasıl söylemezsiniz!" Diye bağırdı Momo
"O Momo'nun sesi miydi? Uraraka neredeyiz biz Todoroki burada mısın!" Beren etrafa doğru saçmalarken ben elimle gözünü açmalarını söyleyen bir işaret yaptım. Gözü açılan Beren etrafa merakla bakarken Todoroki hemen kendini belli ederek Beren'i yanına aldı.
"Şimdi beni dinleyin!" Dedim ve el çırptım. Herkesin dikkati bana yönelince bir nebze olsun kızarmıştım.
"Sudenur'u kurtarma operasyonuna gideceğiz. Kimsenin haberi olmadan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunrise Of Heroes
FanfictionBir anime dünyasına ışınlandığını düşünsene. İşte tam bu olay bu kitapta gerçekleşiyor. Bu kitapta baş rol sen olabilirsin. İstediğin kişi olabilir, istediğinle aşk yaşayabilirsin. Hadi gel ve beraber kendi anime evrenini kuralım. Açıklama yok sadec...