(Yazar'dan)
"Ben açarım" Diye fısıldadı Toga Daha diğerlerinin ne cevap vereceğini dinlemeden kapının önüne gelmişti bile. Kapı bir kez daha tıklatıldı. Toga kapıyı sanki misafir ağırlarmış gibi açtı. Karşısında baygın yatan Dabi'yi görünce ufak çaplı bir şok geçirdi. Hemen yanında ise başka bir baygın kız, onların önünde ise siyahlara bürünmüş kısa boylu bir kız duruyordu. Hayır.. Bu kızı hatırlıyordu. Heyecanla konuşmaya başladı.
"Yaşasın! Bana arkadaşlar gelmiş." Sonra önünde ki kızı işaret etti. "Seninle daha önce tanışmıştım sanki." Zıplayarak kapıyı sonuna kadar açtı ve içeridekilerinde görmelerini sağladı. Karşısında Sudenaz'ı gören Sude nur kendine engel olamayıp şaşkınlıkla sordu.
"Aman Allah'ım! Sude!" Sonra hemen yanında uzanan Beren'i gördü. "BEREN!?" Beren lafını duyan Todoroki hemen kapının önüne kadar geldi. Şimdi ise yerde baygın yatan abisine ve sevdiği kıza bakıyordu. Gözleri şaşkınlık için de Sudenaz'a döndü. Ve onu kolundan çekerek kenara itti.
"Salak mısın kızım! Senin burada ne işin var!" Sudenaz kolunun acıdığını belirtmek için ufak bir inilti çıkardı. Todoroki onun kolunu bıraktı ve sinirle sormaya devam etti. "Onlar n neden baygın!" Sudenaz eliyle Todoroki'yi ittirerek nefes alabileceği bir alan bıraktı ve konuşmaya başladı.
"O Beren'i bayılttı. Ben de onu!" Todoroki sinirle onu bıraktı ve kapının oradaki Beren ile Dabi'yi içeri çekmeye başladı. Sude yürek yemiş bir şekilde konuşmaya devam etti. "Hem sen niye bağlı değilsin. İstersen kapıdan çıkıp kaçabilirsin ama kaçmıyorsun!" Todoroki sinirle ona döndü.
"Sana hesap verecek değilim" Sude nur "şu an çok sinirli. Bırak biraz sakinleşsin" der gibi bir bakış attı. Sudenaz bütün gözlerin üzerinde olduğunu fark edince konuşmaya başladı.
"B-benim görevim Dabi'yi getirmekti. V-ve getirdim. Şey ben artık gideyim o zaman." Tam gitmişti ki Shigaraki onu boğazından tuttu.
"Nereye!" Kafasını zar zor çeviren Sudenaz konuşmaya başladı. "E-eve" Shigaraki kocaman bir kahkaha patlattı ve konuşmaya devam etti."Denesene, ama beş parmağımın beşi de boğazına değerse ölürsün."
"Sağol ya. Ben sizin ekibinizin kaçak üyesini getireyim-"
"Baygın bir şekilde" Diye sözünü keserek belirtti Todoroki. Sudenaz sinirle ona döndü. "Senin derdin ne be! Sana sevdiğin kızı da getirdim!"
"Ama baygın bir şekilde!" Diye tekrarladı Todoroki. O sırada konuşmaya Toga katıldı.
"Yoksa bahsettiğin Beren o mu?" Todoroki gözlerini devirmekle yetindi ama Toga daha da heyecanlanmıştı.
"Her zaman o kızın kanının hayalini kurmuştum. Harikaa" Beren'e doğru seke seke ilerledi. Tam bıçağını çıkarmıştı ki Toga'nın yolunu Todoroki kesdi.
"Sana onun kanını alamayacağını söylemiştim!"
"Sude! Şu el kafalıya söyle bıraksın boynumu!" Diye bağırdı Sudenaz araya girerek. Sude ise hiç bir şey olmamış gibi Elif ile sohbet ediyordu. Tam o anda Beren ile Dabi uyanmaya başladılar. Gözlerini açan Dabi önce kötüler birliğini sonra yanında hafif hafif ayılmaya başlayan Beren'i, sonra da Shigaraki tarafından tehditler alan Sudenaz'ı gördü. Sanarsınız savaşın ortasında uyanıyor. Dabi'nin uyandığını gören Todoroki hızla soluğu abisinin yanında aldı. Dabi yine aynı ruhsuz bakışıyla konuşmaya başladı.
"Şu Shigaraki'nin elinde ki kızı ve Beren'i salabilirsiniz. Onlar bize istese bile bir şey yapamaz." Bunu duyan Sudenaz araya girdi."Dua edin istemiyorum!"
"İstesene" dedi Shigaraki gülerek. Sonra da kızın boğazını bıraktı. Sonra Toga sinirli bir şekilde konuşmaya daldı.
"Ne yani onları öylece bırakacak mıyız! Hem de daha o Beren denen kızın kanını alamamışken!"
"Sana onun kanını alamayacağını yüz kere söyledim!" Toga Todoroki'ye bıçağını tehdit edermişcesine salladı. Uyanmış olan ve daha olaylardan gram haberi olmayan Beren konuşmaya girdi.
"N-neredeyim?"
"Güvendesin..." dedi Todoroki'nin Beren'in yanına çömelerek. Sudenaz tekrardan sinirle atıldı.
"Bu mu güven de olduğumuz halimiz! Salaklar birliği tarafından rehin alındık!" tam bunu söylediği anda kendi eliyle ağzını kapattı. Ne demişti o. Hemen durumu açıklığa kavuşturmaya çalıştı.
"E-ee yani şey. İçimden geçiriyordum ben bunu. Konuşmaya başlayınca istemeden söyledim. Kulağıma şeytan fısıldamıştı bunu." İşi daha da bok ettiğini anlayınca hemen yan da olan sandalyeye kendini attı. Dabi konuşmaya başladı. "Az önce de dediğim gibi, Beren'i ve diğer kızı ışınlanma kapısı sayesin de okul binasına geri götürelim. Onlara zarar vermeyeceğimize söz verdim." Beren yine her şeyden habersiz konuşmaya katıldı.
"Ama Todoroki'de bizimle gelecek değil mi?" Todoroki eliyle Beren'in saçını okşadı. "Ben burada kalacağım" Beren eliyle Todoroki'yi ittirdi ve gözleri dolu bir şekilde konuşmaya başladı.
"Neden!" Todoroki Beren'in gözlerine hüzünle baktı. "Lütfen elimde olan bir şeymiş gibi davranma"
"Ama elinde! İstersen şu kapıdan çıkıp gidebilirsin, o gün yanıma geldiğin zaman ki gibi!" Beren hıçkırıklara gömülüp konuşmaya devam etti. "Neden?" Todoroki Beren'in kafasını alıp göğsüne bastırdı ve ellerini saçlarına daldırdı. "Çünkü seni seviyorum... Ve sana zarar gelmesinden korkuyorum." Beren duyduğu sözler karşısında sadece yutkunmakla yetindi. Bütün hayatında ağlamadığı kadar bu çocuk için ağlamıştı. Tam her şey bitti diyordu ki yine bir ayrılık. Todoroki Beren'i çenesinden tuttu ve dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu.
Dabi yine gördüğü manzara karşısında kusuyormuş gibi bir işaret yaptı. Toga ise oldukça eğleniyor gibi görünüyordu çünkü onlar konuşurken Beren'in kanından bir kaç damla almayı başarmıştı. Kullanmak isteyeceğinden değil, sadece almak istediğinden. Sudenaz ve Sude nur cep telefonlarını çıkarmış ne olur ne olmaz diye videoya çekiyordu.
Beren bir az da olsa sakinleşmişti. Todoroki onu elinden tutarak kaldırdı ve Sudenaz'ı yanına çağırdı. Önlerin de mor bir geçit açıldığın da ise bu kısa yolculuğun bittiğini anlamışlardı.
(Sudenaz'dan)
Şimdi ise Beren ile beraber mor geçidin önünde duruyorduk. Beren hafif göz yaşlarıyla Beraber geçitten geçti. Ben de tam giriyordum ki Sude ayağıyla bana çelme taktı ve geçide yuvarlanarak girmek zorunda kaldım. Daha bir saniye bile geçmemişken kafamı çok sert vurdum. Her geçitten geçerken bu şekilde kafamı vuracaksam işimiz var.
"Sude?" Arkamdan gelen tanıdık sesle ayağa kalktığımda ise beni Monopoly oynayan Midoriya, Uraraka, Ecrin, Beyza, Mina, Kirishima, Bakugou ve Denki karşıladı. Lanet ışınlama kapısı bizi kim bilir hangi cehenneme ışınlamıştı. Şimdi ise bütün o soran gözlerin önünde iğrenç bir konumdaydık. Herkes ışınlanma kapısından geçtiğimizi görmüştü ve bu büyük dertti.
Sıçmıştık...
<><><><><><><><><><><><><>
Kısa oldu çünkü neden olmasın asdfghjklş. Bölümü telefondan yazdığım için otomatik düzeltme bütün bölümün içine etmiş olabilir ama siz takmayın jhgfdsakş
Normalde daha uzun yapacaktım ama o "Sıçtık" kelimesi oraya o kadar güzel oturdu ki bozmak istemedim. Neysaaa.
Sizleri seviyoree💝
BB
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunrise Of Heroes
FanfictionBir anime dünyasına ışınlandığını düşünsene. İşte tam bu olay bu kitapta gerçekleşiyor. Bu kitapta baş rol sen olabilirsin. İstediğin kişi olabilir, istediğinle aşk yaşayabilirsin. Hadi gel ve beraber kendi anime evrenini kuralım. Açıklama yok sadec...