(Ecrin'den)
"Nereden baksan bir gün oldu ama daha gelmediler." Dedi Beyza derin bir iç çekerek.
"Kızlar tamam panik yapmayalım burası bir ada sonuçta illaki bir yerlerdedirler gidecek başka bir yer yok çünkü." Beren'e onu onayladığımı belli edercesine kafamı salladım.
"Dağılıp arayalım." Dedim. Sudenaz ksrşı çıktı.
"Eğer adada onların dönmesini engelleyecek bir şeyler varsa bu bizi de etkiler. Dağılmak sadece bir tehlike."
"O da var tabi." Bakışlarım Todoroki'ye kaydı. Derin bir şeyler düşünüyordu. Onun villain olduğunu onlardan başka ben biliyordum. Beren'le bu konuyu bir daha konuşmadık ama bence Todoroki böyle bir şey hakkında bilgili olsa gerek.
"Bundan sonra sır falan yok herkes ağzında ki baklayı dökecek." Dedim ve elimi masaya vurdum. Bütün bakışlar bana yöneldi. Şirince sırıttım ve masa başında ki Mina'yı işaret ettim.
"Sen başla."
"Buna ne gerek var ki?"
"Sadece başla." Derin bi iç çekti ve konuşmaya başladı.
"Sakladığım büyük bir sırrım yok. Sadece sizin bilmediğiniz bir kaç alerjim var o kadar." Bakışlarım hemen yanına ki Beyza'ya çevirdim. Uzun bir süre yüzüme boş boş baktıktan sonra eliyle ensesini sıvazladı.
"Bakugou ile birlikteyiz."
"NE!?" diye bir ses yükseldi tüm ağızlardan. Sonra gözler Bakugou'ya döndü.
"Evet birlikteyiz şimdi siktir olup gidebilirsiniz." Ben şaşkınlığımı atlatamamışken Beyza'nın yanında ki Bakugou'yu es geçerek Sudenaz'a döndüm.
"Senin bir sırrın var mı? Ya da sakladığın bir şey." Önce bakışları Midoriya'ya sonra da Beren'e gitti. Beren kaçlarını "hayır" anlamında sallarken Midoriya sessiz kalıyordu.
"Yok." dedi mırıldanarak. Baskı yaptım.
"İlla bir tane sır söylemek zorundasın." Bu sefer bakışları herkesin üstünde dolaştı.
Derin bir nefes aldı. "Midoriya'yı seviyorum." Dedi gözlerini etrafa devirerek.
"Aman tanrım ciddi misin!?" dedi Uraraka sert bir sesle. Sude sinirle Uraraka'yı baştan aşağıya ıslatırken Beyza da onu engellemeye çalışıyordu. Başka zaman olsa kaos var diye sevinirdim ama şimdi amacım Todoroki'ye sırrını söyletmekti. Bakışlarım Beren'e kaydı. Ona "sıra sende" Der gibi bir bakış attım. Todoroki'nin koluna sarılarak heyecanla konuştu.
"Benim bir sırrım yok. Ama bilmeyenler için Todoroki ile sevgiliyiz ve o benim. Eğer başka biri ona 'benim' derse sonu Momo gibi olur." Bir anda herkes masada Momo'yu aramaya çalıştı. Ama kimse göremedi.
Todoroki omzundan bakarak Beren den hafif kolunu kurtardı.
"Güzelim Momo'ya yine ne yaptın?"
"Ah güzelim dedi." Diyerek kendini çimenlere attı birden. Yerden konuştu.
"Güzelin miyim gerçekten??"
"Öylesin de okula bir ölü ile dönmek istemiyoruz bu yüzden lütfen Momo'nun yerini söyle." Beren gözlerini devirdi.
"Nehir kenarında bir kaç kırıkla uzanıyor."
"Anlıyorum." Dedi ve Mineta'ya işaret yaptı.
"Sağlık durumunu kontrol etme görevini sana verebilir miyim?"
"Tabi ki." Dedi ve sırıtarak nehir kenarına doğru koşmaya başladı. Biz de kaldığımız yerden devam ettik.
"Ee Todoroki senin bir sırrın var mı?" Dedim şirince sırıtarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunrise Of Heroes
FanfictionBir anime dünyasına ışınlandığını düşünsene. İşte tam bu olay bu kitapta gerçekleşiyor. Bu kitapta baş rol sen olabilirsin. İstediğin kişi olabilir, istediğinle aşk yaşayabilirsin. Hadi gel ve beraber kendi anime evrenini kuralım. Açıklama yok sadec...