(Ecrin'den)
"Neden sen de ilk kaybedenlerden değildin ki. Bak ne güzel Beyza Bakugou'ya iş falan yaptırıyor. Ben de sana yaptırırdım"
Yerleri silen Kirishima kafasını kaldırdı ve konuşmaya başladı. "Şu an ne yapıyor gibi görünüyorum."
"Ama onu yapmanı Mina emretti. Yoksa aha şuradaki koltuğa uzanmış Denki ve Bakugou ile telefondan o oyunları oynayacaktınız"
"Mina olmasaydı da bu olmayacaktı. Çünkü Denki ve Mineta'nın bazı işleri varmış. Her zaman ki işlerden" Dedi eliyle kusarmış gibi işareti yaparken.
"Hem Bakugou zaten gelemez Beyza ona temizlik fln yaptırıyordur." Öfkeli öfkeli konuşurken. Ben de koltuktan toz bezini aldım ve camları silmeye başladım."Kendi oyunumda ikinci olmama rağmen temizlik yapıyorum işe gel!"
"Sanki ben sonuncuyum da!"
"Kimin umurunda! Birinci olmam gerekiyordu."
"Ama olamadın." sinirle arkamı döndüm ve konuşmaya başladım.
"İkinci oldum ama dördüncü olan biriyle aynı temizliği yapıyorum! Çok konuşmasan iyi edersin!" Güldü ve düşünüyormuş gibi elini çenesinin altına koydu. Açığımı bulmaya çalışıyordu. Bilmiş bir edayla konuştum.
"Uğraşma." bulmuş gibi parmağını şıklattı ve dibime yaklaştı.
"Sen birinden hoşlanıyordun değil mi?" Bu ani sorusuna karşı kendimi hızla geri çektim ve elimi enseme koyarak konuştum.
"Iıı yok öyle pişeyler"
"Bişeyler-" diye düzeltti beni. Sonra da gözlerime boş boş bakmaya başladı. Hala istediği cevabı alamamış gibi görünüyordu. Sinirle elimde ki toz bezini yere attım ve üzerine yürümeye başladım.
"Birincisi bu seni hiç alakadar etmez! İkincisi birinden falan hoşlanmıyorum. O gün ne duydun bilmiyorum ama sadece yalandan ibaret! Ve sonuncusu sen bana hesap falan soramazsın!" Yaşadığım nedensiz sinir patlamasından sonra Kirishima teslim oluyormuş gibi iki elini de başının yanına kaldırdı. Yere attığım toz bezini aldım ve az önce silmekte olduğum cama doğru ilerledim. Aklıma gelen başka bir şey söylemek için arkamı döndüğüm sırada salona Bakugou girdi. Elleri ceplerinde rahat rahat dolaşıyordu. Kirishima hemen soluğu onun yanında aldı.
"Oha Beyza seni bıraktı mı?" Kafasını evet anlamında sallayan Bakugou konuşmaya başladı.
"Ondan rica ettim o da beni bıraktı" Hemen ikisinin yanına gittim ve elime aldığım bir süpürge ile Bakugou'nun kafasına vurdum.
"Yalan söyleme! O seni asla bırakmaz! Hatta şu an sana işgence çektiriyor olması gerekiyordu." Kafasını tutan Bakugou yine boş boş yüzüme bakarak konuştu.
"Bıraktı diyorsam bıraktı."
"Borokto doyorsom borokto" dedim onun taklidini yaparak. Tam küfür etmek için ağzını açmıştı ki okulun dışından bir kaç patlama sesi yükseldi.
"Neler oluyor?" diye sordum korkuyla. Kirishima ne olur ne olmaz diye yine kendini kalkan gibi sertleştirip bizi arkasına almıştı. Patlama sesleri gittikçe yaklaşıyordu. Şu an üçümüzde birbirimize kenetlenmiş olacakları bekliyorduk.
"Bu odada..." dedi Bakugou fısıldayarak "Sadece üçümüz yokuz..."
"NE!" Benim bağrmamın ardından çok güçlü bir bir patlama ile beraber okulun duvarı kırıldı. Her yeri kaplayan sisin arasından bir el ağzımı kapattı ve avucumun içinden çok güçlü bir şey geçti. Kafamı korkuyla çevirdiğimde avucumun içinde kocaman bir bıçak duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunrise Of Heroes
FanfictionBir anime dünyasına ışınlandığını düşünsene. İşte tam bu olay bu kitapta gerçekleşiyor. Bu kitapta baş rol sen olabilirsin. İstediğin kişi olabilir, istediğinle aşk yaşayabilirsin. Hadi gel ve beraber kendi anime evrenini kuralım. Açıklama yok sadec...