harry potter imagine

the ball

•Fred Weasley•

Bu gün senin için daha berbat başlayamazdı.

Gece uyurgezer olan arkadaşın yüzünden uyuyamamış ve bütün gece başında beklemiştin.

Sabah alarmını kapatmak için uğraşırken bardak devirmiş ve bugün teslim edilmesi gereken ödevini mahvetmiştin.

Ardından en sevdiğin tişörtün kapının kenarına takılıp yırtılmıştı.

Şimdi ise bir zombi gibi kahvaltı masasında oturuyor, fark etmeden uyukluyordun. Tabii seni izleyen kişiden bihaberdin.

Fred ortak salona geldiğin zamandan beri sendeki negatifliği farketmiş ve elinde olmadan seni izlemeye dalmıştı.

"Ona soracak mısın?" George'un seslenişiyle irkilip kendisine sırıtarak bakan kardeşine döndü.

"Neyden bahsediyorsun?"

"Tabii ki de balodan bahsediyorum kardeşim. Ona teklif edecek misin?" Bakışlarını kardeşinden çekip tekrar hala uyuklamakta olan sana çevirdi.

"Nasıl yapacağım peki?"

"Ah! Sana öğretmemi ister misin?"

Fred cevap vermeyerek George'a baktığında George, eline aldığı peçeteyi buruşturup çaprazındaki kıza attı.

Kız suratına çarpan peçete ile sersemleyerek peçetenin geldiği yöne baktı.

"Mary!" Genç kız ona baktığında Fred'e yandan bir bakış atarak tekrar kıza döndü.

"Sen, ben, balo." Son kelimesinde dans eder gibi yaptığında genç kız kıkırdayarak teklifi kabul etti ve arkadaşlarına döndü.

"Bu iş böyle yapılır kardeşim."

"Tamam. Ona soracağım."

"Uyan artık!" Arkadaşın seni şiddetle sarsarak uyandırdığında gerindin ve etrafına baktın.

"Ne kaçırdım?"

"Hiçbir şey. Balo hakkında konuşuyoruz. Kiminle gideceksin?" Umursamaz bir tavırla omzunu silktin. "Bilmem. Gitmem heralde."

"Ne demek gitmem? Dostum bunu yapamazsın. Bu sene Weird Sisters sahne alacak. Hem David sana sormuştu hatırladığım kadarıyla. Kabul etmedin mi?"

"Düşüneceğimi söyledim ama onunla gitmek istemiyorum. Kendini beğenmiş, saplantılı herifin teki." Karşı masada sana bakmakta olan David'e bakıp yüzünü buruşturdun.

"Pekala, gitmek istemiyorsan seni zorlamam. Ama çok şey kaçıracaksın."

Arkadaşın kahvaltısına dönerken sen de son bir kez etrafına baktın. Herkesin eşi vardı ve davet edeceğin kimse yoktu.

Büyük ihtimalle herkes baloda dans edip eğlenirken sen odada yatağına uzanmış, yorganının altında dizi izliyor olacaktın. Gayet güzel bir etkinlikti.

Sınıfa erkenden gitmek için arkadaşlarınla vedalaşıp ortak salondan çıktın.

"Y/n bekle!" Duyduğun sesle adımlarını hızlandırırken önüne geçen David ile durmak zorunda kaldın.

"Teklifime cevap vermeyecek misin? İki gün oldu."

"Ee..şey, ben..." ne cevap vereceğini bilmediğin için adeta kıvranırken David'in sana beklentiyle bakması işini daha zor hale getiriyordu.

İnsanları kırmayı ya da hayal kırıklığına uğratmayı sevmezdin ve bu yüzden kimseye hayır diyemiyordun.

Bu sırada duvarın kenarından sizi izleyen Fred ve George zor durumda olduğunu farketmişlerdi.

"Tam zamanı Fred! Git hadi!" George, Fred'i ittirdiğinde Fred üstünü düzelterek yanınıza ilerledi.

"Bir cevap vermeyecek misin Y/n?" David'in sorusuyla tam ağzını açıp baloya gitmeyeceğini söyleyecekken omzuna atılan kol ile şaşkınlıkla Fred'e baktın.

"Üzgünüm dostum ama onun zaten bir partneri var." David şaşkınlıkla sana bakarken sen de aynı şekilde Fred'e bakıyordun.

"Tamam o zaman, antremanda görüşürüz." David yanınızdan uzaklaşınca Fred'in kolunun altından çıktın ve sorarcasına baktın.

"Neden partner olduğumuzu söyledin Weasley? Ah, ben baloya gitmeyecektim bile!" Bıkkınlıkla ona baktığında umursamazca omuz silkti.

"Artık gideceksin."

"Ne?"

"Sen, ben, balo." Son kelimeyi söylerken dans eder gibi yaptığında gözlerini devirip güldün ve kafanı salladın.

"Pekala, yarın görüşürüz." Sen el sallayıp gittiğinde Fred koşarak George'un yanına gitti ve beşlik çaktı.

"Sana söylemiştim değil mi? Her zaman işe yarar."

[Bu bölümün sövebileceğim bir yanını bulamadım çok üzgünüm]