•James Sirius Potter•
Otel odandan çıkmış sevgilini uyandırmak için odasına gidiyordun.
Senin ailen ve Potter ailesinin uzun yıllar süren dostlukları vardı. Ailenin savaşta Harry'e çok yardımı dokunmuştu. O zamandan beri de hep iç içeydiniz.
James ile çıkmaya başlayalı dört ay olmuştu. İlişkiniz daha yeniydi ve ortak bir kararla şimdilik ailenizden gizlemeye karar vermiştiniz.
Nasıl tepki vereceklerinden korkmak bir yana, kendiniz de buna daha yeni yeni alışmaya başlıyordunuz.
Tanıştığınız zamandan beri birbirinizi 'arkadaş' olarak gördüğünüzü düşündüğünüz ve ailenizin sizin 'kardeş' gibi takıldığınızı düşündüğü göz önünde bulundurulursa bu ilişki durumunu ilk başta tuhafsamanız normaldi.
Şimdi ise hepiniz noelin gelmesini fırsat bilerek tatile gitmiştiniz. Bu her ne kadar sizin için zorluk çıkaracak olsa da akışına bırakacak ve birlikte geçirdiğiniz ilk tatilinizin tadını çıkaracaktınız.
Gürültülü bir şekilde James'in odasına girdin. Sesten dolayı yerinde kıpırdansa da uyanmamıştı. Yatağın kenarına çöktün ve kafanı eline dayayarak sevgilini izlemeye başladın.
Her zaman karışık olan yumuşak saçları, uzun kirpikleri, hafif aralık dudağı...
Tanrı onu özenle yaratmış gibiydi. Ona sahip olduğun için çok şanslıydın.
Çöktüğün yerden kalkarak masumca uyuyan sevgiline son kez baktın ve aniden büyük bir bağırışla üstüne atladın.
"Uyan artık uyuyan güzel! Bugün tatilimizin ilk günü!" Sen ne kadar enerjiksen, James tam tersi o kadar bitkindi. Kısık gözleriyle sana baktı ve esnedi.
"Saat kaç?"
"Sekiz...buçuk." dediğin şey ile James'in yüzünde ağlamaklı bir ifade oluştu ve suratını yastığa gömdü. Sen onu uyumaması için sarsarken ağlamaklı bir ses çıkardı.
"Lütfen bırak beni yatayım."
"Şimdi vakit geçirmezsek sonra yalnız kalamayacağız ama." Üzgün bir ses tonuyla mırıldandığında James'in bıkkınlıkla nefes verdiğini işittin. Ardından ayağa kalktı ve kıyafetlerini çıkarttı.
"Bu evet demek mi oluyor?"
"Evet. Sevgilimle vakit geçirmek uykumdan daha önemli."
Gülümseyerek elinden tuttu ve beraber dışarı çıktınız.
Her yer bembeyazdı. Ağaçların ve binaların kenarlarında oluşan sarkıtlar ortamı daha büyülü kılıyordu.
Heyecanla sevgilinin elini bırakarak koşmaya başladın. "Burası çok güzel!"
Sen etrafında dönüp karla oynarken sevgilin uzaktan seni gülümseyerek izliyordu.
Ona dönerek elini salladın. "Yanıma gel Sirius! Orada dikilerek benimle vakit geçiremesin!"
İkinci adıyla seslenmeni çok seviyordu. Ona sadece sen Sirius diyebilirdin. İkinci ismi sana özeldi.
Eline kar alıp yuvarlayarak yanına yaklaştı ve arkan dönükken sana doğru fırlattı. Fakat sırtını hedeflerken kar topunun kafana gelmesiyle korkuyla sana baktı.
Yavaşça arkana dönerek gülümsedin ve ona doğru koşmaya başladın. "İşte şimdi bittin Potter!"
Daha kaçamadan James'in üstüne atladın ve beraber karların üstüne düştünüz.
İkinizde kahkaha atarken bir yandan suratınıza kar atıyordunuz.
En son yorulduğunuzda kendini James'in yanına bıraktın ve yağan karı izlemeye başladın.James ise kardan ziyade seni izlemeyi tercih ediyordu. Onun manzarası sendin.
Ona dönüp gülümsediğinde dayanamayıp üstüne çıktı ve ellerini ellerinin üstüne koyarak hareket etmeni engelledi. "Sirius ne yapıyor-"
Dudaklarının üstündeki sıcak dudaklar ile cümlen yarıda kaldı. İlk başta şaşkınlıktan karşılık veremesen de fazla bekletmeden kollarını sevgilinin boynuna doladın ve öpücüğüne karşılık verdin.
Giderek derinleşen öpücüğünüzü bölen şey ise arkadan gelen sesti.
"Siktir!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
harry potter imagine
Fanfic❝𝐢 𝐬𝐨𝐥𝐞𝐦𝐧𝐥𝐲 𝐬𝐰𝐞𝐚𝐫 𝐭𝐡𝐚𝐭 𝐢 𝐚𝐦 𝐮𝐩 𝐭𝐨 𝐧𝐨 𝐠𝐨𝐨𝐝.❞ [𝑯𝒂𝒓𝒓𝒚 𝑷𝒐𝒕𝒕𝒆𝒓 𝒌𝒂𝒓𝒂𝒌𝒕𝒆𝒓𝒍𝒆𝒓𝒊 𝒊𝒍𝒆 𝒉𝒂𝒚𝒂𝒍 𝒆𝒕] ▬▬▬▬𝐑𝐀𝐍𝐊𝐈𝐍𝐆𝐒🏆 #𝟏 𝒊𝒏 '𝒔𝒊𝒓𝒊𝒖𝒔𝒃𝒍𝒂𝒄𝒌' #𝟏 𝒊𝒏 '𝒋𝒂𝒎𝒆𝒔𝒑𝒐𝒕𝒕𝒆𝒓' #𝟏 𝒊�...