3 YIL SONRA
Bahçenin içinde maç yapan ikiliye burukça bir tebessümle baktım. Gözlerim uzaklara dalmış yine o kara günü hatırlarken birkaç damla gözyaşı yanaklarımdan süzüldü. Oğlum Umut, babasının kurduğu hayalleri dayısıyla yaşıyordu.
''Anne ben dayımı 2-0 '' yendim diyen oğluma baktım.
''Aferin oğluma.'' dediğimde abim yanıma gelmiş ''Babasının oğlu ne olacak.'' dediğinde onun da uzaklara dalarak gözlerinin dolduğunu fark ettim. İkimiz de o acı güne gitmiştik. Eymen hastaneye kaldırılmasının ardından vücudu bu hastalığa yenik düşerek aramızdan ayrılmıştı. Beni ve oğlunu bırakmıştı. Eymen ölmüştü. Bunu kabullenmem zor olsa da oğlumuz için ayağa kalkmış güçlü durmaya çalışıyordum ama bu çok zordu. Umut'a her baktığımda onu hatırlıyordum.
Oğlumuzun ilk kez 'baba' dediği o gün hayata gözlerini kapamıştı. Beni ve oğlumuzu geride bırakmıştı. O sürprizli gün kötü bir şekilde sonlanmıştı.
Bu olayın üstünden koskocaman üç yıl geçmiş olsa da benim acım hâlâ aynıydı. Hıçkırarak ağlarken abim beni kolları arasına çekerek ''Ağlama artık.'' dediğinde ''Abi çok kötüyüm. İçim acıyor. Dayanamıyorum.'' dedim.
''Eymen eğer hayatta olsaydı senin bu haline çok kızardı ağlama. Senin üzülmene dayanamazdı ki. Hem Umut da kötü etkileniyor yapma bunu.'' dediğinde burnumu çekerek
''Abi biliyor musun bu Eymen'in hayaliydi......Oğluyla bahçede maç yapmak...'' diyerek konuşmamın devamını getiremedim. Hıçkırıklar içinde kalmışken ailemin desteğiyle ve Umut'un varlığıyla ayakta kalıyordum. Bu zor süreçte Eymen'in ailesi ve benim ailem hep yanımda olmuştu. Herkes bu kötü olayı Umut'un varlığıyla ayakta kalarak atlatıyordu.
Umut dört yaşına basmış ve gün geçtikçe daha çok Eymen'e benziyordu. Hareketleri, duruşu gün geçtikçe ona benziyordu ve ben her gün ona babasından bahsediyordum. Gözyaşlarım dindiğinde hızla odaya girerek duş alıp oğlumun yanına gittim. Yine babasının eşyalarıyla oynuyorken onun elindeki çerçeveyi uzanıp aldım. Göz pınarlarım sızlarken Umut ''Babam.'' dediğinde başımla onayladım.
Eymen'in kucağında poz verdiği Umut'la olan fotoğrafına burukça baktım.
''Anne, babam ne zaman gelecek yanımıza?'' diye sorduğunda dudaklarımı ıstırarak hıçkırımları zor bastırdım.
Boğazım düğümlenmişti. Benden cevap bekleyen oğluma bakarken
''Oğlum, baban seni çok seviyor.'' dedikten hemen sonra derin bir nefes alarak
''O gelmeyecek ama seni hep sevdi ve seviyor.'' dediğimde şaşkınlıkla bana baktı. ''Neden gelmiyorrr.'' diye 'r' leri uzatarak konuştuğunda gülümsemeye çalışarak ''Merak etme biz onun yanına gideceğiz. Sen babanla karşılacaksın ama çok sonra.'' dedim.
Elindeki oyuncaklarla oynamaya koyulan oğlumun yanından uzaklaşarak çekmeceyi açtım. Çekmeceden bir albüm getirerek onu açtım.
''Bak oğlum. Bu babanın gençliği sen daha burada doğmamıştın.'' diyerek albümdeki fotoğrafi okşadım. Eymen bu fotoğrafında çok mutluydu. Gülümsemesi yüzündeyken bir diğer fotoğrafa geçerek oğluma Eymen'i anlattım. Babasının ne kadar iyi biri olduğundan bahsettim.
''Biliyor musun baban sana uçurtma uçurtmayı öğretmek istiyordu.'' dediğimde Umut heyecanla ellerini çırptı. Mavi gözleri sevinçten büyürken ''Ama üzgünüm oğlum ben bilmiyorum.'' dediğimde kaşlarını çatarak küçük dudaklarını büzdü. Küçük haliyle bile kaşlarını çatarak babasının bakışlarını bana yolluyordu. Tıpkı onun gibi derin bakıyor kızıncaki tepkileri bile aynıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TADIMLIK AŞK (TAMAMLANDI)
ChickLitLanet topuklular yüzünden hiç olmamam gereken yerdeydim. Eymen Korel'in kolları arasında..... Benim uzun zamandır başaramadığımı bu topluluklu ayakkabılar başarabilir miydi? Platonik bir aşkın pençesinde kıvranırken Eymen Korel tarafından fark edi...