Yoongi
Okulun bitmesiyle Taehyung'la sınıfın boşalmasını beklemeye başlamıştık, bir de bu iş çıkmıştı. Herkes çıkmış, Jimin ve Jungkook kaldığında konuşma gereği duymuştum. "Ceza aldığımızı biliyorsunuz, siz bizi beklemeyin gidin."
Jimin umursamaz bir şekilde omuz silkmişti. "Hoca yardım etmenin yasak olduğunu söylemedi ama."
Taehyung duyduğu şeyle bıyık altı gülümsemişti. Sonuçta Jimin'le dalga geçerek ceza almıştı ama Jimin ona yardım ediyordu. "İyi o zaman."
Hepimiz bir süpürge almış yerleri süpürmeye başlamıştık. Başta herkes mızmızlansada sonradan ağzımızdan çıkan saçma seslerle hepimiz bir ritim tutturmuş ve iş eğlenceli bir hâle gelmişti. Eh, müziğe ilgili 4 erkek bir sınıfı temizleyince böyle oluyor işte.
Jimin aklına gelen şeyle konuşmuş ve ritmimizi bölmüştü. "Yarın Hoseok'un partisi varmış, gidiyor muyuz?
Taehyung atıldı. "Yarın cumartesi zaten, gidelim."
Jungkook'a döndüm. "Sen geliyor musun?"
Jungkook tereddütte kaldığı zaman Taehyung tekrardan konuşma gereği duymuştu. "Şey Jungkook, ben başta olan tavrım yüzünden özür dilerim. Sana özel bir tavır değildi zaten, konu Jimin olunca biraz kıskanç oluyorum."
Jungkook gergin bir şekilde kıkırdamıştı. "Sorun sen değilsin, ailem. Biraz katılar, Jimin'de bilir. Bu tarz şeylere izin vermezler genelde."
İyi de...
Jimin atıldı. "O iş bende, sorun etme."
"Yine de-"
Jimin özgüvenle konuşmaya devam etti. "Hadi ama~ bana güven! Daha öncede yapmıştım."
Keyfi yerine gelmesi adına şakacı bir şekilde konuştum. "Eğer izin vermezlerse kaçırırız artık."
Taehyung bana eşlik etti. "Rapunzel misali."
Güldüm. "Jungkook'ta sarışın zaten, tam üstüne bastın."
Jimin'de katıldı. "Jungkook Rapunzel ise bukalemun ben olabilir miyim?"
Taehyung sürdürmeye devam etti. "Ben de at olayım o zaman, nasılsa at gibi erkeğim."
Jimin onunla dalga geçti. "Nosolso ot gobo orkoğom."
"Eh bana da Rapunzel'i kurtaran prens kaldı o zaman." Bana da tam denk geldi karakter he.
Aramızda gülüşüp şakalaşmaya devam ederken su gibi akan zamanla sınıfı temizlemeyi bitirmiştik sonunda. Montlarımızı giymiş, beremizi ve atkılarımızı taktıktan sonra okuldan çıkmıştık. Jimin ve Taehyung'la yollarımız ayrıldığında biz Jungkook'la beraber dönmeye başlamıştık. Boş sokak ve yağan kar ile atmosfer baya iyiydi. Baya derken ciddiyim, o kadar boş yol varken hemen yanımda durup kollarımızın ikide bir çarpmasına neden oluyordu. Biliyorum bu basit bir etkileşim ama yine de bana yakınlaşması hoşuma gitmişti.
Sessizliği bozdu. "Çalışmaya hemen başlamasak olur mu? Biraz dinleniriz.
Dur bir saniye...biz şu an benim evime gidiyoruz. "Tabii, benim de şu an matematiğe yoracak bir enerjim yok zaten."
Eve geldiğimizde kapıyı açıp içeri girdik. Jungkook hemen ısındığı için sevimli sesler çıkarmaya başlamış ve üstündeki montu, atkıyı ve bereyi çıkarmıştı. Ben de çıkarttım ve ona döndüm. "Sana rahat bir şeyler getireceğim, o sırada oturma odasına git istersen. Televizyonu açabilirsin, rahat ol yani." İstersen burada da kalabilirsin ama neyse.
"Tamam~"
Odama gidip hızlıca giyindikten sonra onun için kıyafetler almış ve ona götürmüştüm. Sonra da mutfaktan atıştırmalıklar hazırlayıp oturma odasına getirmiştim. Nedense gergindim, evime ilk defa birini getiriyordum. Belki de bu yüzdendir.
Gülerek üstündeki ona büyük gelen sweatle içeri girmişti. "Yoongi, bu biraz büyük oldu gibi."
Tanrım, nasıl sadece büyük bir sweatle bu kadar sevimli olmuştu? İçimden resmen çığlık atıyordum. "Genelde bol giyiniyorumda." Ani gelen bir gazla aklımdaki düşünceyi dışa döküvermiştim. "Sen, çok tatlı görünüyorsun."
Kıkırdadı ve yanıma oturdu. "Ah öyle mi? Teşekkür ederim ama sen çok daha tatlısın."
Nasıl bu kadar istemediği hâlde flörtöz olabiliyor? Bakınız o bunları yaparken farkında mı bilmiyorum ama; haraketlerine, mimiklerine, jestlerine, bakışlarına ve söylediği sözlere kadar flörtözdü. Ve şu ana hiç sevgilisi olmamıştı. Hadi ama, birbirimizden ayrılırken bile bana sarılıyordu. Bir erkek nasıl bu kadar naif olabiliyor?
"Jungkook, bir yerde okumuştum da; eğer biriyle uzun süre bakışırsan değişik şeyler görüyormuşsun, deneyelim mi? Merak ettim de." Hayır, biriyle 30 saniye falan bakışınca o kişiden etkileniyormuşsunuz. Bakınız bu yaptığım sadece bilime katkı. Kesinlikle Jungkook'un benden etkilenmesi ve hoşlanması için yapılan bir şey değil.
"Ah, tamam. Göz kırpabiliyorum ama değil mi?"
Başımla onu onayladım. "Evet ama gözlerini kaçırmamalısın."
Bana vücudunu döndürmüş ve bağlaç kurmuştu. "Bu biraz utanç verici ama nedense ben de merak ettim."
Tıpkı onun gibi ben de bağlaç kurup ona döndükten sonra birden bire bakışmaya başlamıştık. ULAN ŞU AN BENİM DEĞİL ONUN ETKİLENMESİ GEREK NE OLUYOR BE?! Kendimle kavga etmeyi bitirdiğimde birden bire alt dudağını ısırmasıyla gözlerimi dudaklarına indirmemek için yine kendimle kavga etmeye başlamıştım. İstemsizce yutkunmuş ve gözlerimi kaçırıp kendi önüme dönmüştüm. "Bu sadece saçmalık gibi." 30 saniye geçtiğinden rahatım şu an ama siz böyle dediğime bakmayın tam olarak heyecandan kalbim götümde atıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lovefool/Yoonkook
FanficJimin'in çocukluk arkadaşı Jungkook'un okul değiştirmesiyle Yoongi'nin asıl hikâyesi başlar. Başlangıç: 7 kasım 2020 #1 - sugakookie ©dbSakura