Lovefool/Yoonkook

30

Yoongi

Dün gece Taehyung'a her şeyi anlattıktan sonra bana okulda bizzat ona söylememi istemişti...Neyse o geceyi bir şekilde atlatmış ve okula gelmiştim. Öğle arasında Jimin ve Taehyung'un verdiği gazla Jungkook'u boş bir sınıfa getirmiştim. Jungkook'un ağzını yokladıktan sonra dün Yeobum'un onun evinde kaldığını öğrenmiştim. Bana cevap veren kişi yüksek ihtimalle Yeobum'du yani...

Jungkook kaşlarını çatmış, dudaklarını büzmüş bir biçimde bana bakıyordı. "Neden böyle bir şey yapmışki? Okul çıkışı sorarım-"

Lafını kestim. "Sorma."

"O zaman sen söyle? Ne yazmıştın bana?" Kaşı kalkmıştı. "Sen kızardın mı?"

Sahte bir kahkaha attım. "Ne? Yok canım niye kızarayım durup dururken?"

Pek inanmış gibi gözükmüyor. "Yoongi bir şey mi saklıyorsun? Ayrıca neden gece gece bana yazdınki? Ne yazmış olabilirsinki böyle kızarıyorsun?"

Konuyu değiştirdim. "Sen o çocuktan hoşlanıyor musun?" Bunu bilmeye çok ihtiyacım var...

Gözlerini kaçırdı. "Erkeklerden hoşlanmadığımı sana söylemiştim."

"Ama yalan söyledin. Ben sana dürüst olmuşken sen neden yalan söyledin?" Tepkilerini ölçmeye çalışıyorum ama bugün nedense çok sakin bir havası vardı.

Sinirle güldü. "Jimin mi söyledi?"

"Evet ama konumuz bu değil."

Gözlerini parmaklarına indirip parmaklarıyla oynamaya başlamıştı. "Evet ondan hoşlanıyordum ama bu çok uzun bir konu..."

Beklentili bir şekilde ona baktım. "Anlatsan olmaz mı?"

"Dün bana benden hoşlandığını söyledi."

Ne? "R-reddettin değil mi?" Olamaz böyle bir şey! Ya herife bak ya! Resmen taa yurt dışından Kore'ye aşkını ilan etmeye gelmiş!

Omuz silkti. "Reddettim. Sen niye bu kadar panikledin?"

Sorduğu şeyi görmezden geldim. "Neden hayır dedin? Onu sevdiğini söylemiştin."

Bana sevimli bir gülümseme sundu. "Seviyorum demedim seviyordum dedim. Yeobum'la arkadaş olmamız daha yerinde, ona karşı hislerim çoktan bitti."

"O seni arkadaşı olarak görmüyor. Nasıl arkadaş olarak kalacaksınız?"

"Birkaç gün sonra Amerika'ya geri dönüyor. O yüzden bu konuyu çok dert etmiyorum." Çenesini eline yaslayıp gözlerimin içine içine bakmaya devam etmişti. "Dün gece bana ne yazdın?"

Pff cesaretim daha da azaldı...ya benimle de arkadaş kalmayı isterse? "Arkadaşların öpüşmediğini biliyordun değil mi? Neden devam ettirdin?"

Bu sefer kızaran taraf o olmuştu. Göz temasımızı bozmuş ve tek eliyle yüzünü kapatıp utandığını gizlemeye çalışmıştı. "Neden konuyu değiştiriyorsun?"

"Şu an konuyu sen değiştiriyorsun."

Offladı. "Başta dalgasına vurmuş ve ayak uydurmuştum sonrasında ben değil sen devam ettirdin."

Ne anlamalıyım bundan? "Yine de izin verdin."

Elini yüzünden çekmiş ve kendi kendine gülmüştü. "Sen neden devam ettin? Neden her sabah benim sırama süt koymaya başladın? Neden bana her seferinde nöyle bakıyorsun?"

"Nasıl bakıyormuşum?"

Yanakları daha da pembeleşmişti. "Aşık gibi... ama bana defalarca arkadaş olduğumuzu söyledin! Neden hislerimle oynuyorsun?"

Hislerim mi? Ne? "Dur sen ne dedin-"

"Evet, senden hoşlanıyorum. Her ne kadar arkadaş olduğumuzu söylesende bana o kadar güzel bakarken nasıl senden hoşlanmayabilirim?" Tekrardan offladı. "Aptal, Yeobum'a dün başkasından hoşlandığımı söyleyerek reddettim."

"Dün gece senden hoşlandığımı yazmıştım."

İkimizde utançla sessizleşmiştik. Bunu beklemiyordum, her şeyin farkında olmasını beklemiyordum.

"A-ayrıca bana erkeklerden hoşlanmadığını söylediğin için sürekli arkadaş olduğumuzu söyledim! Reddedilmekten korktum işte...eğer açılsaydım-"

Sözlerim içeri giren spor hocamla kesilmişti. "Her yerde seni arıyorum Yoongi. Antreman zamanın geldi, neredesin sen?"

Jungkook'la saliselikte olsa gözlerimiz kesişmiş ancak hemen ayrılmıştı. "Unutmuşum, birazdan geliyorum." Hocanın kapıyı kapatıp gitmesiyle ayaklandım. "Benim gitmem gerek...birkaç gün sonra maçım var."

Hâlâ gözlerimizi birleştirmemekte ısrarcıydı. "Derse gelmiyor musun?"

"Hocanın antremanda olduğumdan haberi var, gelmiyorum yani."

O da ayağa kalkmıştı. Birden bire ellerini yanaklarıma koymuş ve dudaklarıma küçük bir öpücük bırakmıştı. Az önce utancından gözlerime bakamazken şimdi öpmesi biraz komik.

Dudaklarımızı ayırdıktan sonra çekingenliği briaz daha azalmış gibiydi. Bozulan saçını elimle nazikçe düzelttim. "Dersler bitince spor salonuna gel. Birlikte eve gideriz."

"Tamam, gelirim."

İşlerin böyle gitmesini hiç beklemiyordum ya...