6

915 76 65
                                    

Yoongi

Matematik çalışmaya başlayalı tam yarım saat olmuştu ve bilin bakalım kim derse odaklanamıyor? Jungkook...o kadar güzel ve sevimliydiki gözlerimi ondan ayırmıyordum. Konuşurken gözüken sevimli tavşan dişleri dikkatimi çekiyor ve dudaklarına bakmama neden oluyordu. Tanrım, eğer ona dalıp gittiğimi anlarsa ne diyeceğim? Bu utanç verici.

"Yoongi."

Bana seslendiğini fark etiğimde kendime geldim ve ona döndüm. "Efendim?"

Biraz daha ciddileşmişti ama yine de hâlâ sevimliydi. "Şey, sanırım burada bırakmalıyız."

Sanırım anladı. Ne düşünürsen o başına gelir. İşte bu yüzden her zaman pozitif düşünün diyorlar ya. "Ne? Neden?"

Gözlerini kaçırdı. "Çünkü ikide bir başka yerlere dalıp gidiyorsun, aklında bir şey varken ders çalışamazsın. Yani şu an sonu olmayan bir uçuruma ders anlatıyorum."

Yani şu an bana boş bir tenekesin diyorsun anladım. "Tamam."

Bana yumuşak bakışlar atıyor, nazikçe sorununu dile getiriyordu. "Yanlış anlama ama işi ciddiye almadığın sürece bir şey anlamazsın. Aklında bir sorun veya soru varsa bana söyle lütfen, yardımcı olabilirim belki."

Tamam onu dinlememem saygısızca ama elimde değildiki! Güzel olan her şeye -canlı/cansız- zaafım vardı. Yanlış anlamayın, sapık değildim. Sadece böyle aptalca bir zaafım vardı. "Özür dilerim, sadece odaklanma problemi yaşıyorum. Senden kaynaklı değil, çok güzel anlatıyorsun. Sesin çok güzel, anlatımında akıcı." Tanrım, onun her şeyi çok güzeldi. İşte bu yüzden onu düşünüp duruyordum. Ayağa kalktım. "Şey 10 dakika gibi kısa bir mola versek olur mu? Söz veriyorum bu sefer ciddiye alacağım."

Kıkırdadı. "Sorun değil ama neden bu kadar gerginsin? Ben sadece Jungkook'um, beni özel kılan bir şey yok. Ayrıca benden özür dilemene de gerek yok, ilk defa birine ders anlatıyorum eksiğim varsa asıl ben özür dilerim."

Seni özel kılan bir şey var, o da senin hem karakter olarak hem de görünüş olarak güzel olman. "Nasıl bu kadar iyi olabiliyorsun?"

Mırıldanarak söylediğim şeyi anlamamış gibiydi. "Efendim?"

"Boşver, ben lavaboya gidip geleceğim."

Sadece ikimiz evde tek olduğumuz için biraz fazla gerilmiştim o kadar.

~♧~

Jungkook esnediğinde saate bakma gereği duymuş ve saatin 5 olduğunu görmüştüm. Zaman ne çabuk geçiyor, 2.5 saat olmuş bile. "Burada bitirsek mi? Uykun gelmiş." Ellerimi altın saçlarına atıp karıştırdım. "Üzgünüm seni yordum."

Gülümsedi. "Hayır, normalde bu kadar erken uykum gelmez ama dün geç yattığım için geldi işte." Defteri kapatıp esnemek için kollarını kaldırıp germişti. "Anladın ama değil mi?"

"Evet, neyse daha fazla ders hakkında konuşmak istemiyorum. Bu sıkıcı."

Güldü. "Evet, öyle. Ama çalışmak zorundayız maalesef." Ayağa kalktı. "Ben artık gideyim. İkimiz de güzelce  dinlenelim malûm yarın parti var." Ben de ayağa kalkıp peşinden gittim. Aklına gelen şeyle tekrardan konuşmuştu. "Kıyafetleri sana yarın yıkayıp getiririm."

Yıkamasanda olur ama neyse. "Sıkıntı değil, sende de kalabilir. Sevimli gözüküyorsun."

Güldü. "Hey, böyle söyleme. Ciddiyim geri vermem."

Omuz silktim. "Ben de ciddiyim, alabilirsin. Hediyem olsun, sonuçta bana vakit ayırıyorsun." Kapı pervazına yaslanıp ayakkabını giymesini bekledim.

Hızlıca sneakerlarını giyip bana dönmüştü. "Hayır, hayır. Geri getireceğim, sadece şaka yapıyorum. Bana büyük oldular."

Hadi be, bende alacak diye sevinmiştim oysaki. "Sen bilirsin."

Sarılmak için kollarını açtığında beş bininci kez içimden çığlıklar atıp ona sarılmıştım. Beline sarmış olduğum kollarımı sıkılaştırıp onu kendime çektim. "Çok güzel kokuyorsun, parfüm mü sıkıyorsun?"

Alçak bir ses tonunda konuştuğumda yine kulakları kızarmıştı, utandığını bu şekilde anlayabiliyordum. "Hayır, vücut losyonu sürüyorum. Kokulara karşı hassasımdır, her parfümü beğenmiyorum."

Kulağına fısıldadığımda veya konuştuğumda hep böyle kızarıyordu? "Peki benimki güzel mi?"

Birden bire derin derin nefesler almış ve resmen beni koklamaya başlamıştı. "Umm, evet. Ağır olmadığı için güzel."

Uzun bir süre sarılı kaldığımızı fark etmiş ve utanarak ondan ayrılmıştım. "Dikkatli git."

Son kez gülümsemiş ve el salladıktan sonra evden çıkmıştı. "Tamam~"

O gittikten sonra tuttuğum nefesimi verip rahatlamıştım. Onunlayken nedense geriliyordum, güzelliği aklımı çeliyordu. Ne yapabilirim ki? Olduğum durumun kötü olduğunun farkındayım çünkü ondan resmen etkileniyordum, bu yanlış. Bakın, sorun cinsiyetinde değildi. Sadece...ne bileyim yanlış işte. Zaafım yüzünden etkilenmemeliydim. Biri beni etkilememeli, kolay lokma olmamalıydım. Ama konu Jungkook'a gelince ona hayır diyemiyordum. Ayrıca tanışalı sadece 3-5 gün olmuştu...şimdiden böyle ona bağlıysam ileriyi düşünmek istemiyordum.

iyi gidiyor mu fic 🤔

Lovefool/YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin