16

620 61 7
                                    

Yoongi

Etrafa bayık bakışlar atmayı bırakıp doğruldum, doğrulduğum gibi aniden gelen mide bulantısı ve başımın dönmesi öğürmeme neden olmuştu. Benim size tavsiyem 7 tane bira içmeyin, içtirtmeyin. Yoksa benim gibi salak salak şeyler yaparsınız. Biz sevgili bile değilken gittim çocukla öpüştüm resmen-

"Yoongi."

Jungkook'un sesiyle kendime geldiğimde ona döndüm. "Uyandırdım mı? Üzgünüm."

Yeni uyandığı için yüzü pofidik gözüküyordu. "Hayır hayır, sadece birden kusacaksın sandım."

Duyduğum şeyle kahkaha atmıştım. "Sanırım ilaç içsem iyi olur, sonrada beraber kahvaltı yapalım. Tabii acelen yoksa."

"Acelem yok, beraber yaparız."

Bana olan hareketleri daha çekingendi, gözlerimizi birleştirmiyordu bile. Bu tavırları umarım dün olanlar yüzünden değildir.

Tam odadan çıkacakken ona dönüp içimden geçeni söyledim. "Şey, ben dün olanlar için üzgünüm. Rahatsız olmuşsundur, salak salak şeyler yaptım."

Hemen bana karşı çıktı. "Ah, böyle düşünme. Rahatsız olmadım ama..."

Bak şimdi gerildim. "Ama?"

Güldü. "Biraz fazla flörtözdün."

Al işte ya! "Ö-özür dilerim."

"Tamam ya bu kadar çok özür dileme, biz arkadaşız."

Arkadaşlarda öpüşür zaten, sen bana aşıksında farkında değilsin koçum. Ama ben doğru zamanı bekliyorum, o zaman geldiğinde yine arkadaşım diyebilecek misin acaba? Off ama şimdi düşündümde, ona açıldığımda biz arkadaşız derse göt gibi kalırım. Neyse şimdi bunları düşünmemem gerek, sonuçta gelecekte neler olacağı  belli değil.

Lavabodaki işlerimi hallettikten sonra odama geri gitmiştim, Holly, Jungkook'un üstüne çıkmış onunla oynuyordu. Biz şu an evli çiftler gibi- OFF SUS ARTIK YOONGİ!

"Yoongi benim gitmem gerek, kahvaltıyı yapamacağım üzgünüm."

Her zamankinden farklı bir şekilde yüzü düşüktü, bir şey mi oldu ki? "Bir sorun mu var?"

Yataktan kalkıp hiç benim olmamı umursamadan üstünü değiştirmeye başladı. Normalde çekinirdi. "Bilmiyorum yani...annem yazdı. Sanırım babamla tartıştılar."

İstemsizce gözüm bir vücuduna bir de yüzüne takılıyordu. "Anlıyorum, bu her ailede olan sorunlar. Bu yüzden endişelenme olur mu?"

İç çekti. "Hayır ama çocuklar ebeveynlerinin boşanacağını önceden hisseder ya hani..." Giyindikten sonra bana zoraki bir gülümseme sunmuştu. "Neyse, ben gideyim artık."

Jungkook duygusal bir çocuktu, bundan oldukça etkilenebilirdi. "Jungkook, olanları haber edersen yardımcı olabilirim belki."

Her zaman yaptığı gibi evden çıkmadan önce bana sarıldı. "Teşekkür ederim, bana destek çıkan arkadaşlarım olduğu için kendimi şanslı hissediyorum."

Ya illa arkadaş diyeceksin, olmuyor böyle. Gitmeden önce ona sıkıca sarıldım. "Görüşürüz, evlerimiz çok yakın istediğin zaman yanıma gelebilirsin."

Benden uzaklaştı ve bu sefer samimi bir şekilde gülümsedi. "Geleceğim."

~♧~

O gittikten sonra yazmasını söylesem de yazmamıştı, hatta yeni güne başlamıştık bile. Okul için hazırlanırken yine onu düşünmeden duramıyordum. Eğer dün boşandıklarını öğrendiyse o üstündeki hüzünle okula gelmezdi belkide. Biraz bencilce olabilir ama yine de onu görmek istiyordum, iyi mi değil mi gözlerimle görmeliyim. Mesajla bir şey anlaşılmazdı.

Çantamı omzuma attım ve evden çıktım. Dün biraz geç yatmıştım, o yüzden uykum fazlasıyla vardı. Bana kalsa şu an yatıp zıbarırdım ama Jungkook'u görmek için gidiyorum...sanırım ben aşık olmuşum ya.

Okula geldiğimde hızlı adımlarımla sınıfa gitmiştim ama yoktu işte. Sırası boştu, oysaki hep erken gelirdi. Başını sıraya yaslayıp uyuklardı biraz ya da onun saçlarıyla oynamama izin verirdi. Şimdi gelmediğini görünce biraz burukluk hissettim nedense.

Sessizce sırama oturup yan sırada Jimin'e sataşan Taehyung'a döndüm ve bir ümitle sordum. "Jungkook gelmedi mi?"

"Hayır~" Hemen sırasından kalkıp önüme -Jungkook'un sırasına- oturdu. "Dün bir şey olmadı değil mi? Epey sarhoştun."

"Oldu da boşver, dün sana yazdı mı?"

"Hayır, niye ki?"

Jimin'e mi sorsam ki? Jimin'e mutlaka bir şey söylemiştir. "Sana yazdı mı Jungkook?"

Tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu. "Yazmadı da sen niye ağzımızı yokluyorsun anlamadım."

O zaman Jimin, Jungkook'un ebeveynlerinin kavga ettiğini bilmiyor mu? Sanırım benim değil de Jungkook'un söylemesi daha iyi, konuyu kapatayım ki pot kırmayayım. "Ne bileyim, gelmediği için sordum. Bana da yazmadı çünkü." Çok düşünmeme gerek yok. Gelmezse de okul çıkışı not verme bahanesiyle yanına giderdim. "Okul çıkışı biraz stüdyoya gidip çalışalım, malûm haftasonu müzik festivali var."

Taehyung iç çekti ve isyankâr bi şekilde konuştu. "Ondan hemen sonra basket maçı başlıyor, hangisine çalışacağız yahu?"

"Müzik festivali eğlencesine zaten ama maçı kaybedersek çok sinirlenirim. O Kihyun'un sevindiğini görmek istemiyorum."

Öğretmen içeri girdiğinde herkes toparlanmış ve sessizliğe bürünmüştü. Kapı açılıp öğretmenin ardından Jungkook girdiğinde gülümsemeden edememiştim. Dirseğimi masaya koyup elimle sırıtışımı saklıyordum. Saçları darmadağınıktı büyük ihtimalle yeni kalkmıştı ama nasıl da sevimliydi size anlatamam.

Hocaya doğru hafifçe eğilmişti. "Geç kaldığım için üzgünüm."

"Ben de daha yeni geldim, geç bakalım."

Paytak adımlarıyla önüme oturmuştu, saçını düzeltmek için elimi uzatmıştım. Ben onun yumuşacık saçlarıyla ilgilenirken, o çantasından kitaplarını çıkarmakla meşguldü. Hafifçe bana döndü ve fısıldadı. "Yüzümde salya yok değil mi?"

Dediği şeyle gülmemi durduramamıştım. "Hayır, gelmeyeceğini sandım."

"Gelmeyecektim, sen endişelenme diye geldim."

Lovefool/YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin