Çok pis aşığım Lana'ya :(
Yoongi
Bütün şarkıları sergilemişler ve kapanış konuşmasıyla sahneden inmişlerdi. Jungkook çok iyi bir iş çıkardı, Bayan Jeon'un tepkisi ne olacak cidden merak ediyorum.
Ama ondan önce Jimin'lerle buluşmalıydım. Tam telefondan onu arıyorken Taehyung ile beraber geldiklerini görmüştüm. İkisinin arasında garip bir atmosfer olduğunu direkt anlamıştım. "Ne oldu?"
Taehyung atılmıştı."Ne, ne oldu?"
Pekâlâ, üstüne gitmeyeceğim. Sonra öğrenirim. "Bayan Jeon'un nerede olduğunu biliyor musunuz?"
"En son backstage'e gidiyordu, şu an büyük ihtimalle Jungkook'la konuşuyor." Jimin'in modu yerinde değildi, bu ikisinin arasında cidden ne döndü ya? "Ben son kez Jungkook'a bakıp gideceğim."
Onlar için endişelenmeye başladım. "Hani Hoseok'larla dolaşacaktık?"
"Yorgunum."
Bir şey demeyip gittiğinde hemen Taehyung'a dönmüştüm. "Anlat."
Huzursuz gibiydi. "Anlatacak bir şey yok Yoongi. Sadece tartıştık."
"Jimin bir tartışmayı bu kadar büyütecek biri değil. Bir şey olmuş işte, neden anlatmıyorsun?"
Offladı ve oturmak için ağacın altındaki banka ilerledi. Onun peşinden gidip yanına oturdum. Hemen konuya girmişti. "Bir kız geldi fotoğraf çekilmek için güzel bir kızdı ama benim tipim değildi."
"Ayrıntı için teşekkürler."
Güldü. "Dalga geçeceksen anlatmayacağım."
Devam etmesi için başımı salladım.
"Neyse bu kız bana asılmaya başladı, ben de şakasına karşılık veriyordum ama fark etmeden biraz abarttım sanırım. Jimin kız yanımızdayken konuşurken onu duymazdan falan geldim. Öyle olunca da kızdı tabii. Kız gidince de biraz tartıştık, saçma saçma cevaplar verdim o da gerildi doğal olarak."
"En azından suçlu olduğunun farkındasın."
"Ama sadece kıskanır mı diye merak etmiştim. "
Omuz silktim. "Özür dile bitsin işte."
Gözlerini devirdi. "Off Yoongi çok zekisin sağ ol ya."
Gülümsedim. "Aklım şu an başka yerde sonra bu konuyu tekrar konuşuruz."
İç çekti. "İyi, ben de gidiyorum o zaman."
Kaşlarımı çattım. "Nereye ya? Beni Hoseok'larla tek mi bırakacaksın?"
"Hepsiyle arkadaşsın yani tek değilsin."
"Ama-"
Beni dinlemeden gözden kaybolduğunda iç çekmiş ve Jungkook'un yanına gitmiştim. Hâlâ annesiyle konuştuğunu gördüğümde onlar beni fark etmeden kenara geçip konuşmalarının bitmesini beklemiştim. Jungkook terlediği için mi yoksa utandığından mı bilmem ama kızarmıştı. Ne konuşuyorlar acaba?
Sonunda konuşmaları bitmiş, annesi yanından gitmişti. Tepkilerini ölçmek adına biraz beklemiştim. Açıkcası ağlayacak mı onu merak ediyordum ama ağlamamış ve arkasına dönüp soyunma odasına ilerlemişti. Peşinden ben de soyunma odasına girdim, biraz sinirli gibi ancak mutluydu da?
Arkasına bile dönmeden benim olduğumu anlamış olmalıki konuşmuştu. "Sen yapmışsın, onu sen çağırmışsın."
Bana mı sinirli? Annesi ona kızdı mı? "Yapmam gerekiyor diye düşündüm-"
"Bana acıyorsun yani." Bana döndüğünde o yanaklarının sinirsen kızardığını anlamıştım.
Şaşırmıştım çünkü bunu beklemiyordum. Teşekkür falan ederdi sanıyordum. "Ne?"
Tek kaşını kaldırdı ve bana alayla baktı. "Acınacak hâlde miyim yani?"
Ona yaklaştım ve yatıştırmak için saçını okşamaya çalıştım ancak başını çevirmiş ve buna engel olmuştu. "Saçmalama Jungkook. Aynısını ben de yaşadım bu yüzden-"
"Bu yüzden acıyorsun işte! Ben acınmak ya da kimsenin bana yardım etmesini istemiyorum. Bu çok gurur kırıcı."
Ya bak bu çocuk her şeye duygusaldan bakıyor işte, ben demiştim. Hepsi ailesinin onu yetiştirme şekli yüzünden. Şunu yaparsam ya da biri şunu yaparsa neden, nasıl, niçin gibi sorular soruyor her şeye. Böylece daha da geriliyor ve her şeye kötü yönünden bakıyordu. Sadece yardımcı olmak istemiştim, Jungkook'a asla acımam aksine onu kıskanıyordum. Çok kibar ve becerikli bir çocuktu ayrıca bazen olaylara karşı çokta olgun oluyordu.
"Jungkook sakinleşir misin? Beni üzüyorsun."
Gözleri dolmuş ancak hâlâ konuşmaya devam ediyordu. "Asıl sen beni üzüyorsun! Neden benim hakkımda olan her şeye burnunu sokuyorsun? Neden böyle hissetmemi sağlıyorsun ha? Neden Jimin, Taehyung varken bana karşı daha ilgilisin? Ben bunu yapmanı istemiyorum."
Ondan hoşlandığımı mı anladı? Hayır,hayır. Acilen şu konuyu kapatmam gerek. "Sabah her şeyi çözdük sanmıştım, madem arkadaş olmak istemiyorsun olmayalım o zaman." Kesin şu dediğim için kendime sinirleneceğim ama yapmak zorundayım yoksa ondan hoşlandığımı öğrenecekti. Şu an öğrenmemeliydi, beni arkadaşı olarak görüyor çünkü.
Garip bir şekilde gülmüştü. "Neden konuyu saptırıyorsun? Seninle arkadaşlığımı bozmaya çalışmıyorum, nedenini anlamaya çalışıyorum."
Tıpkı onun gibi ciddileşip otoretimi göstermeye başlamıştım. Madem o böyle cevaplar veriyor ben de cevabımı veririm öyle değil mi? "Konuyu saptırmıyorum, dediklerin bunu anlatıyor. Arkadaşlar birbirleriyle ilgilenmez mi Jungkook? Ya da arkadaşlar birbirlerine yardım etmek istemez mi? Neden yardımımı başka şeye çekiyorsun?"
İç çekti ve ellerini göğsüme koyarak beni ittirdi. "Tamam git burdan, ben cevabımı aldım."
Ne var, yine ne yaptım lan? "Ne yani hiçbir şeyi netleştirmeden gitmemi mi istiyorsun?"
Arkasına dönüp kıyafetlerini aldı. "Ben netleştirdim. Biraz düşünürsen anlarsın belki."
Cidden gerilmeye başladım, patlayıp daha da işleri ciddiye bindirmeden gitsem iyi olur. Hayır yani neden durup dururken kavga çıkarıyorki? Daha sabah her şey yolundaydı, her şey düzelmişti. Neden bozuyorki yani?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lovefool/Yoonkook
FanficJimin'in çocukluk arkadaşı Jungkook'un okul değiştirmesiyle Yoongi'nin asıl hikâyesi başlar. Başlangıç: 7 kasım 2020 #1 - sugakookie ©dbSakura