Lovefool/Yoonkook

12

Yoongi

"Jungkook, annen yazdı." Herkes Jimin'e dönmüş, diyeceği şeyi beklemeye başlamıştı. "Aramalarına cevap vermemişsin."

"Telefonum odadaydı." Kalktı ve odama gitti.

O gittikten sonra tahminimi söyleyivermiştim. "Sanırım eve gelmesini söyleyecek."

Jimin omuz silmiş ve dudaklarını büzmüştü. "Bilmiyorum, öyle olsaydı bana "aramalarıma baksın" yerine "gelin artık" derdi."

Taehyung konuyu değiştirdi. "O değilde dün çok sıkıcıydı ya. Jungkook'un ilk defa gittiği bir partinin böyle geçmesi onda hayal kırıklığı yaratmıştır."

Haklıydı, Jungkook'un sarhoş olması haricinde her şey çok sıkıcıydı. "Aslında Hoseok'un partilerinde etkinlikler olurdu ama dün nedense olmadı."

Jimin kaşını kaldırmış bir şekilde beni dinliyordu. "Ne demek istiyorsun?"

"Emin değilim ama böyle olduğu zamanlarda Hoseok'un genellikle bir planı oluyor."

"Örneğin?"

Kollarımı bağladım. "Dostum, onun partisinde olduğum esnada sarhoş olduğum bir video var. O göt ona karşı çıktığımda videomu yaymakla tehdit ediyor."

Gülmüşlerdi. "Hadi ama o kadar da kötü değildir."

"Hayır cidden, boşverin. O video yayılmamalı, iğrenç bir video." Lanet olası videoda bir kızla öpüşüyordum. Bakın cidden sarhoştum, kızda öyleydi. Aptallığımla öyle bir şey yapmıştım ve Hoseok piçide bunu videoya almıştı. Hatta Hoseok'ta bütün öğrencilerin ifşası olduğuna yemin edebilirim.

Her şeyi burnuna sokan Jimin bilerek konuyu devam ettiriyordu. "Bak şimdi daha da meraklandım."

O sırada içeri Jungkook girmişti. "Neye meraklandınız?"

Jimin cevapladı. "Boşver bebeğim, annen niye aradı?"

Bebeğim?

Paytak adımlarla yürümüş ve yanıma oturmuştu. "Şey, teyzemlere kalmaya gideceklermiş ama ben gitmeyeceğim-"

Hemen atıldım. "O zaman burada kalabilirsin."

Dediğim şeye karşı çekingen davranmıştı. "Seni rahatsız etmek istemiyorum."

"Beni rahatsız ettiğini mi düşünüyorsun cidden? Benim için kalmanda sorun yok ama sen gitmek istiyorsan git tabii."

"Öyle demek istememiştim aslında."

Birden ikimizde sessiz kaldığımızda olaya Taehyung müdahale etmişti. "Tamam o zaman, Jungkook bu akşam keş yapıyoruz seni."

Jimin dediği şeye gülmeden duramamıştı. "Sahile gideriz ayrıca, geceleri pek bir hoş oluyor."

Jungkook sevimli mırıltılar çıkararak onları onaylamıştı. "Bana uyar."

Dalgayla ona döndüm. "Keş olmak mı?"

Güldü ve omzuma acıtmayacak şekilde vurdu. "Hayır~"

Gülmesine karşılık vermeden edememiştim, gülüşü çok tatlıydı. Gözleri kısılıyor, tavşan dişleri belli oluyor ve pembiş dudakları incelip dudağındaki ben daha da belli oluyordu. Gereğinden fazla ona baktığımı fark etiğimde önüme döndüm ve yüzümdeki aptal gülümsemeyi soldurmaya çalıştım. Başımı kaldırdığım sırada Taehyung'un bana baktığını görmüştü. Fark etmiş midir? Yok ya...etmemiştir? Etmesin ya. Gider Jimin'e söyler sonra Jimin'de Jungkook'a söyler sonra...sonrası sıçış.

Jungkook tekrar ayağa kalkmıştı. "Şey ben bir eve gidip geleceğim, almam gereken şeyler var."

Jimin'de peşinden ayaklanmıştı. "Ben de geleyim."

Taehyung konuştu. "Biz buradayız, siz alıp gelin."

Onlar beraber evden çıktığında Taehyung hâlâ bana bakıyordu. Gerilmeye başlamıştım çünkü sanırım Jungkook'tan hoşlandığımı anladı.

"Yoongi-"

"Ne var be?! Ne öyle bakıyorsun ne!?" Stresle fazla bir tepki vermiştim ama ne yapayım, panik adamım ben.

"Dostum şu sıralar bir elametler oluyor sende." Kollarını bağladı. "Nedenini sen mi söyleyeceksin ben mi?"

Tanrım ne olur anlamış olmasın! "N-ne elameti ya? Her zamanki hâlim."

Bana sırıtarak bakıyordu, piç ya. "Yani ne bileyim, Jungkook okula geldiğinden beri böyle daha bir sakin daha bir cilveli falansın."

Al işte anlamış ya! Tanrı hiçbir zaman isteğimi gerçekleştirmiyorki zaten... "Ne demek istiyorsun?"

"Bak, eğer bir şeyler varsa tam olarak şu an söyle o şeyi."

"Ne varmış lan?!"

Birden bir kahkaha patlamıştı. "Niye kızardın sen?"

Of ya! Şu an acayip tutuştum! "Sakın Jungkook'a böyle saçma şeyler söyleme, yok öyle bir şey."

Ayağa kalktı ve önümde durup omuzlarımı sallamaya başladı. "Var, var!"

Ellerini omuzlarımdan çekmesini sağladım. "Yok dedim!"

"Harbi var ya, salak mıyım ben oğlum? Ona öyle bir bakıyorsunki dalıp gidiyorsun. Çok belli ediyorsun yani."

"Çok mu belli oluyor ya?" Lan yanlışlıkla dışımdan söyledim!

Gülme krizine girip kendini yanıma atmıştı. "Komik adamsın ya, ee bari ilerleme var mı?"

Çok utandım şu an ama! İlk defa birinden hoşlandığımı ona söylüyordum! "Ya kes sesini!"

Gülmesini durdurup bana dönük bir şekilde bağlaç kurdu. "Tamam söylemem kimseye bir sakin ol, relax kardeşim."

İç çektim. "Ya tamam ama kimse derken Jimin'de o kimsenin içinde. Baya baya kimse yani değil mi?"

"Evet, söyle hadi. Nasıl gidiyor?"

Ama onun hakkında düşünürsem konuşamamki. "Bilmiyorum, gidiyor işte." Onu öptüm ama o bunu arkadaşça sanıyor derdim ama o kadar ayrıntıya girmek istemiyorum.

Mızmızlandı. "Off çok sıkıcısın ya! Anlat işte hiçbir şey olmadı mı?"

"Ne olmasını istiyorsun?" Yıkık bir şekilde iç çektim. "Platoniğim zaten."

"Vay be, beni çok şaşırtıyorsun şu sıralar."

"Nasıl şaşırtıyorum?"

Gülümsedi. "Yani mesela onunla tanıştıktan sonra bir yerlere dalıp gider oldun ayrıca sen hiç kimseden bu kadar etkilenmezdin. En büyük olay ise düzsün sen, buna rağmen ondan etkileniyorsun."

Cidden ya. "Off evet! Ama bilmiyorum ya kendimi kandırıyorsam? Ya hoşlanmıyorsam ondan? Düzüm yani ben daha önce hiçbir erkeğe karşı böyle şeyler hissetmedim."

Taehyung'u ilk defa çöpçatanlık yaparken görüyorum. "Ne fark ederki? Kızlara karşı böyle etkilenmiyordun, bu çocuğun dibine düşüyorsun resmen. Sen Jungkookseksüelsin."

Gözlerimi devirdim. "Dalga geçme ya."

Garip olan şu ki bunu söylerken ciddi duruyordu. "Erkeklerden hoşlanmadığını söyledin ama o senin için istisna. Biseksüel olamazsın, baya baya Jungkookseksüelsin.

Ama ben ciddiye alamıyorum. "Ne yani bana hangi cinseyetten hoşlandığımı sorduklarında Jungkookseksüelim mi diyeceğim? Götünden uydurdun baya ya."

"İlerde ne demek istediğimi anlarsın." Kapı çaldığında birbirimize saf saf bakmıştık. İlk kendine gelen o olmuştu. "Geldiler."

O kapıyı açmadan önce konuştum. "Bak eğer birine söylersen seninle bir daha asla konuşmam!"

"Tamam~"