20

575 53 18
                                    

Geç gelen bölüm için özür dilerim, sınavlarla boğuşuyorum :(


Bu arada derste olmasına rağmen bu bölümü okuyanlara günaydın 😌 ben de dersteyim :D

Yoongi

Biraz oyalanıp, geyik yaptıktan sonra zamanımızın geldiğini fark edip hazırlanmak için dağılmıştık. Hazırlıklardan sonra sahneye çıkmış, hepsini başarıyla tamamlamıştık ki biz tam son konuşmamızı yapıp sahneden inecekken Hoseok'un sahnenin arkasından kaş göz yapması dikkatimi çekmişti. 2-3 şarkı daha mı çalmamızı istiyor? Neden ki? Bir sorun mu yaşadılar?

Jimin bana kaşlarını çattığını gördüğümde konuşmam gerektiğini hatırlamıştım. "Çok kısa bir aradan sonra geri geleceğiz."

Taehyung dediğim şeyle afallamıştı. Onu kolundan kavrayıp sahne arkasına götürdüm ve neler döndüğünü anlamak için Hoseok'un yanına gittim. "Sorun ne?"

Derin bir iç çekti. "Jungkook sahneye çıkmayacağını söylüyor. Gidip siz bir konuşun, beni dinlemiyor bile."

Sahne korkusundan dolayı mı çıkmak istemiyor? "Nereye gitti?"

"Lavaboda, kapısını kilitlemiş oturuyor öyle."

Taehyung'a döndüm. "Burada bekle, biz gidip geleceğiz."

Jimin endişeli adımlarıyla önden ilerliyordu, bu olaya pek karışmayacağım çünkü Jungkook benden çekinebilir. Onlar birbirine daha yakındı bu yüzden işi çözer diye düşünüyorum. Ama hızlı olmalıydık, sahnede bekleniyorduk.

İçeri girdiğimizde iç çekme sesleri duymaya başlamıştık. Ağlıyor muydu? Jimin tek kapalı olan kapının önüne geçmiş ve yumuşak bir tonla konuşmuştu. "Jungkook, iyi misin?"

"Annemi sen mi çağırdın?"

"Annen buraya mı geldi?" Olayı bilip bilmediğimi sorgulamak için bana döndüğünde tepkisiz kalmıştım.

Şey...aslında ben çağırmıştım. Yani eğer çocuğunun böyle başarılı şeyler yaptığını görürse onu sıkmaz, tebrik eder diye. Ayrıca Jungkook'un neyle ilgilendiğini fark edip o yönde ilerlemesine katkı sağlardı. Her anne böyle şeylerle gurur duyar ama Jungkook sahneye çıkmazsa sıkıntı çıkabilir.

"O olduğuna emin misin ki? Başka biridir, yanlış görmüşsündür."

"Annemi mi ayırt edemeyeceğim Jimin?" Sesi çok kırılgandı, her an hüngür hüngür ağlayabilir gibi.

Jimin bana konuşmam için döndüğünde nedense gerilmiştim, sahneye çıkmazsa annesiyle ilişkisi düzelemezdi ki. Ona gitmesi için mimiklerimle konuşmuştum. Bana güvendiğini belirtmek için omzumu patpatlamış ve öyle çıkmıştı.

"Jungkook kapıyı açar mısın?" Yüz yüze konuşursak daha savunmasız olabilirdi.

Bir süre bekledikten sonra kapıyı açmıştı. Kızarmış gözleri ağladığını daha da belli ediyordu. Böyle hassas olması ailesinin sorunuydu, çocuk resmen şu an annesinden çekiniyor.

Sarılmak için kollarımı açıp ona gülümsediğimde başta çekinse de sonradan kollarını bana sarmış ve sıkıca sarılmamıza neden olmuştu. Ensesinden nazikçe kavrayıp başını omzuma gömmesini sağladım. "Güçlü olmalıyız Jungkook." Benden uzaklaşmasını ve yüzüme bakmasını sağladım. "Tamam mı?" Cevap vermediğimde tekrar konuştum. "Eğer şimdi sahneye çıkmazsan annen çok üzülür." Esprili bir şekilde konuştum. "Ayrıca ben de üzülürüm çünkü seni dört gözle bekliyordum."

Kızarmış ve gözlerini kaçırmıştı. "Tahmin ettiğin kadar iyi değilim."

"Beni hayal kırıklığına uğratmayacağını biliyorum." Önüne gelen saçını kulağının arkasına sıkıştırmıştım. "Bu günü heyecanla bekliyordun şimdi sahneye çıkmazsan pişman olursun." Hâlâ istediğim tepkiyi alamadığım için konuşmaya devam ediyordum. Omuzlarını tutup kaçırdığı gözlerini tekrar birleştirmesini sağladım. "Annen için olmasa bile benim için en iyisini yapmanı istiyorum tamam mı?" Biliyorum onu biraz zorlamış gibiyim ama başka ne yapabilirdimki...

"T-tamam ama çok bir beklentin olmasın."

Dediği şeye cevap vermek yerine gülümsemiştim. Konu Jungkook olunca her şeyde beklentim çoktu. "Şimdi sahneye çıkmalıyım, sen de bu sırada sakinleş ve Hoseok ile konuş. Senin için çok endişelendi." Saçlarını karıştırıp yüzüne gülümseme kondurmasını sağladım. Sonra da lavabodan çıkıp onu yalnız bıraktım. Çok duygusal bir çocuktu bu yüzden sürekli gülümsemiş ve sarılmıştım falan ama işe yaradı mı hiçbir fikrim yok. Yine de Jungkook'a güveniyorum, sahneye çıkacaktır.

~♧~

Sonunda bize ayrılan zaman bittiğinde hemen sahne arkasına Jungkook'u görmek için gitmiştim. Şimdi daha güler yüzlü, modu yerindeydi. Grubu onu eğlendirmiş olmalıydı. Şimdi hepsi hazırlıklarla ilgilenirken köşeye geçmiş rahatsız etmeden izliyordum. Bakın cidden şu an en heyecanlı kişi benim, umarım her şeyi sorunsuz atlatırlar.

Jungkook çalışanlar sayesinde mikrafonu takıldıktan sonra etrafına bakınmaya başlamıştı, göz göze gldiğimizde yumruğumu havaya kaldırıp desteklemek için fighting demiştim. Bana gülmüş ve onunla ilgilenen Hoseok'a dönmüştü. İlgilenmek derken konuşuyorlardı yani, başka türlü ilgilenme değil- bir saniye o Jungkook'un poposuna mı vurmuştu?

Arkama dönüp soyunma odasına gittim, daha fazla gözetlersem gider olay falan çıkartırım aman diyim. Şu an bunu düşünmenin sırası değildi, hızlıca giyinip Jungkook'un kısmına yetişmem gerek.

İşlerimi halledip hızlı adımlarla konser alanına geldim, Jimin ve Taehyung nerede? O kadar kalabalıktı ki onları bu kargaşada bulamıyorum. Boşvererek insanların arasından geçerek en ortalara doğru ilerlemeye başladım, en önlere geçersem Jungkook utanabilirdi. Annesi nerede acaba diye düşünürken bir etrafa göz attım ve Jungkook'a çok benzeyen o kadını -annesini- buldum. Spor bir şekilde giyinmişti, iyi ki siyah şeyler giymemiş. Cenazeye gelmedi ya sonuçta.

Elektro gitardan gelen o tok sesi duyduğumdan gözlerimi oradan ayırıp sahneye döndüm. Başlangıç gitar ve baterinin o muhteşem birleşimiyle devam ederken Jungkook mikrafona yaklaşmış ve şarkıyı söylemesiyle şarkının ritmi de değişmişti. Geçişin klaslığıyla izleyiciler şaşırmış ancak sonradan herkes tepkisini göstererek şarkıya ayak uydurmaya ve tezahürat yapmaya başlamıştı. Bense öylece kendi kendime sırıtıyor ve Jungkook'un mayhoş edici sesiyle sarhoş oluyordum.

Lovefool/YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin