Yoongi
Duyduğum şeyle istemsizce utanmıştım, bu kadar az sürede birbirimizi tanımamız hoşuma gitmişti. Bir şey demeyip zilin çalmasını bekledim. Ders boyuncada onun hareketleri gözlemlemiştim, genelde dersi dikkatlice dinlerdi ama şimdi dikkatini veremiyor, ya kalemiyle ya da gözlüğüyle oynuyordu. Yaşadığı durumu anlayabiliyordum, nelere katlandığınıda tahmin ediyordum. Ben de yaşamıştım çünkü bu durumu, günlerce kavgalarını, birbirlerine olan hakaretlerini dinlemiştim. Haklı olan birisi, sadece aralarından birisi eğer olsaydı olaya karışırdım. Ancak yoktu. İki tarafta haksız olunca daha da katlanamayıp Seoul'a gelivermiştim. Fakat Jungkook'un durumu daha farklı gibi. Bu yüzden olayı öğrenmeden pek bir şey diyemem.
Ders sonunda düşüncelerimle bittiğinde ayaklandım ve sırasının önünde durdum. "Bahçeye çıkalım mı?"
Bir şey demeden montunu giymişti. O bunları yaparken Taehyung'a bir bakış atmıştım durumu anlamış ve bana göz kırpmıştı.
Bahçeye çıkana kadar ikimizden de ses çıkmamıştı, arka tarafın daha durgun olduğunu bildiğimizden oraya gitmiş ve ağacın altındaki banka oturmuştuk. Başta konuyu nasıl açacağımı düşünsem de boşverip direkt sordum. "Boşanıyorlar mı?"
Gülümsedi. "Evet..." Buruk bir gülümsemeydi bu. "Benimle konuştular, ikisinden birini seçmek zorundaymışım ama..." İç çekti. "Böyle olunca ikisi de samimi gelmiyor bana, ikisi de bana şu zamana kadar pek yakınlık kurmadı. Annem hep kendi kafasında kurduğu çocuk olmam için derslerimle ilgilendi, babamı ise sadece yemek masasımda görüyorum resmen. İkisi de işkoliğin teki."
Gözlerinin dolduğunu gördüğümde yutkunmuştum, ilk defa ağladığını görüyordum. "Belki de böylesi daha iyidir Jungkook, boşanmaları yani..." İşaret parmağımla yanağını ıslatan gözyaşını sildim. "Anladığım kadarıyla ikisini de istemiyorsun ama velayet için birini seçmelisin." Ah cidden ne diyeceğimi bilmiyorum...onu üzmek istemiyorum. "Ama eğer kesinsen bu konu hakkında onlarla konuşmalısın-"
"Annem onunla kalmam için ısrar ediyor."
"Ama sen bir yetişkinsin Jungkook, önemli olan annen değil yasalar. Onlara bağlı değilsin yani ama..." Eğer ikisini de istemiyorsa tek mi yaşamak istiyordu? "Sen emin misin? Tek başına yapabilir misin ki yani? Belki de bir seçim yapmalısın."
"Ama annemi seçersem onun istediği mesleği okuyup, onun istediği disiplinle yaşamaya devam edeceğim. Tıpkı bir robot gibi." En sonunda gözlerimizi birleştirmişti. "Hem sen demiştin, yetişkin olduğumu. Sen de tek yaşıyorsun ne var bunda? Ben yapamaz mıyım yani ne demek istiyorsun?"
"O zaman beraber yaşayalım."
Duyduğu şeyle göz temasımızı bozmuş ve önüne dönmüştü. "Hayır."
Red edeceğini az çok tahmin etmiştim. "Hadi ama hiç düşünmedin bile."
Kararlılıkla konuşmaya devam ediyordu. "Senin düzenini bozmak istemiyorum, rahatsız etmekte."
Neden böyle yapıyordu ki? Bir düşünmeliydi. "Eğer öyle bir şey olsaydı bu teklifi sunmazdım bile."
Başını sağa sola salladı. "Olmaz, cidden-"
"Neden düşünmüyorsun? Bence gayette olur, hem beleşe oturacaksın demiyorum ki ben sana. Eve giden geliri beraber karşılayacağız. Hem tek başına sıkılırsın, ev arkadaşı olurduk işte." Tekrar konuşacağı sırada atıldım. "Düşün tamam mı? Kararını verdiğinde tekrar konuşuruz bu konuyu." Ayağa kalktım. "Zil çalacak şimdi, gidelim hadi. Ayrıca asma suratını, ailenin birbirine yakın olmadığını söyledin. Hayatında pek bir şey değişmez, hatta daha rahat olursun o zaman değil mi?" Ellerini tutup onu çektim ve kalkmasını sağladım. Ağladığı için yüzünü saklamaya çalışıyordu, onu kendime çekip sıkıca sarıldım. "Yalnız olmadığın sürece ağlaman sorun değil." Nazikçe saçlarını okşuyor ve onu sakinleşmesine yardımcı oluyordum.
Ya da sakinleştiğini sanıyordum? Çünkü şu an daha şiddetli ağlamaya başlamıştı, bu zamana kadar kendini tutmuş muydu..?
~♧~
Okulun bitmesiyle Jungkook evine, biz üçlü ise pratik için stüdyoya gitmiştik. Jungkook yanımıza gelmek istese de yorgun gözüktüğü için eve gitmesini söylemiştik, dinlenmeye ve uyumaya ihtiyacı vardı.
Jimin telefonuyla, bense gitarımı akor ettiğim için sessizleşmiştik. Taehyung odadaki sessizliği bozdu. "Jungkook bugün çok durgundu, bir şey mi oldu acaba?"
Jimin atıldı. "Annesi ve babası boşanıyormuş."
Ah demek Jimin'in haberi vardı, yok sanıyordum.
Bana bakıyordu. "Zor bir dönemden geçiyor olmalı. O çok hassas."
"Ya ben zaten destek çıkıyorum çocuğa, senin bana gönderme yapmana gerek yok." demek isterdim ama yanımızda Jimin var şu an. Ona bir şey demeyip asıl konuya geldim. "Pekâlâ, başlayalım hadi."
Birkaç pratikten sonra onlar gitmiş, ben biraz daha deneme yapmaya devam etmiştim. Telefonuma gelen bildirimi gördüğümde gitarımı bırakmıştım, parmaklarım acıyordu. Burada bıraksam iyi olur. Ekrandan Jungkook'un yazdığını görüp hemen ne yazdığına bakmıştım.
Jungkook
Yoongi okul sitesinde ki konuşmayı gördün mü?Ben
Görmedim
Ne var ki?Jungkook
Sanırım bizi bahçede sarılırken gördüler, saçma şeyler yazmışlar

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lovefool/Yoonkook
Fiksi PenggemarJimin'in çocukluk arkadaşı Jungkook'un okul değiştirmesiyle Yoongi'nin asıl hikâyesi başlar. Başlangıç: 7 kasım 2020 #1 - sugakookie ©dbSakura