35

393 34 8
                                    

Yoongi

Yanımdaki kıpırdamayla gözlerim aralanmıştı. Doğruldu ve yüzünü ovuşturdu. Hâlâ uyandığımın farkında değildi.

"Jungkook." Başını hafifçe bana döndürdü. "Saat kaç?"

"11 olmuş, biraz daha uyu istersen. Maça daha 4 saat var."

Dün Jungkook'u düşünmekten doğru düzgün uyuyamamıştım. Sanırım uyuyamadığımın farkında olduğu için böyle diyor.

Belini kavrayıp yakınıma gelmesini sağladım. "Gidiyor musun?"

Utanmıştı, bunu yapmamı beklemiyordu sanırım. "Kahvaltı hazırlarım diye düşündüm."

"Uzun iş, Jimin ve Taehyung'a söyle onlar hazırlar bir şeyler. Hazırladıklarında da gideriz." Tekrardan onu kendime çektim ama bu sefer üstümde durmasını ve yüzlerimizin yakınlaşmasına neden olmuştum. "Şimdi biraz kestirelim."

Güldü. "Birlikte kahvaltı hazırlarız falan demeni bekliyordum ama cidden uykun var sanırım."

"İstemiyorsan kalkabilirsin."

Huysuzca mırıltılar çıkardı ve bana sıkıca sarıldı. "Neden istemeyeyim~? Uyumayı herkes ister."

(Ölmek 🦍)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ölmek 🦍)

~♧~

"Geç kalacaksın Yoongi, alarm neden kurmadın?!"

Tamam biraz uyuruz demiştim ama saat 2 olmuştu ve biz hâlâ yemek yemedik. "Sen kurdun sandım."

Böbürlene böbürlene çantasına pijamalarını yerleştiriyordu. "Ben de sen kurdun sandım." Onu izlediğimi anladığında iç çekti. "Şu rahatlığını bırakta çıkalım artık, okula yakın bir yerde bir şeyler atıştıralım sonra okula geçeriz."

Oturduğum yerden kalktım ve çantamı aldım. "Tamam, tamam. Sakin ol daha 1 saatimiz var. Bir 10-15 dakika önce gitsek yeter."

Ayakkabılarımızı giyip evden çıktık ve kahvaltı yemek için uygun bir yeri bulana kadar sokaklarda dolaştık. En sonunda bir pastane/kafeye girip bir şeyler sipariş ettik. Siparişlerin gelmesini beklerken de dün aklımda kalan şeyleri sornaya başladım.

"Mi Cha ile konuştun mu?"

Başını olumsuz anlamda salladı. "Onunla hiç bir zaman arkadaş değildik." İçten içe kızgın gibiydi, yine de hafifçe gülümsüyor.

Benden bir şey mi saklıyor? "Bilmediğim bir şey mi oldu?"

"Hayır."

"Aramızda gizli saklı yok yani?"

Kaşlarını çattı ve kollarını bağladı. "Neden benden şüpheleniyorsun?"

"Çünkü üzgün ve yorgun görünüyorsun." İç çektim. "Sadece o adam yüzünden mi böylesin?"

" "O adam." " Garip bir şekilde güldü.

"Öyle birisi baba olamaz, bu yüzden öyle hitap etmeyi tercih ettim."

"Neden bu konu hakkında konuşuyoruz? Maçına odaklan."

Bu konuyu belli ki konuşmak istemiyor. "Önemli bir maç değil."

"Seni izleyeceğim, önemli olmadığını mı düşünüyorsun cidden?"

Duyduğum şeyle istemsizce utanmıştım. Açıkcası bunu demesini beklemiyorum. "Tamam, senin için birazcık ciddiye alacağım."

Gülümsedi, az öncekine nazaran bu seferki içten ve sıcaktı. Gözlerini kaçırdı ve benim gözlerim hariç her yere bakmaya başladı. "Yanımda olduğun için teşekkür ederim Yoongi."

Masadakini elini nazikçe kavrayıp dudaklarıma götürdüm. "Böyle konuşmaya devam edersen sadece elini öpmekle kalmayacağım."

Yanakları kızarmış ve elini çekmişti. "Biri görecek."

Omuz silktim. "Görsünler."

Hafifçe doğruldu ve bana yaklaştı. Yakalarımı kavrayıp kendine çekmesi ve dudaklarımızı birleştirmesi en son bekleyeceğim şeydi. Ayrıldıktan sonra dudaklarıma doğru fısıldadı. "Madem umrunda değil, öp o zaman."

Lovefool/YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin