27

512 44 50
                                    

Yoongi

Saatin 8 olmasıyla üstüme bir ceket atmış ve evden çıkmıştım. Alt tarafı Jimin'in evine gidiyorum o yüzden süslenmeye gerek yok. Ezberlediğim sokağa girdim ve sonunda eve geldiğimde zile basıp açılmasını bekledim. İçerideki gürültü taa buraya kadar geliyordu. Deliler bir de şarkı açmışlar, komşular şikayet etmezse iyi. Sonunda kapıyı Taehyung açmıştı, yüzü kızarmış hatta boynu bile kızarmıştı.

"Ne kaçırdım?"

Gülmesini durdurmaya çalışırken bana cevap verdi. "Y-yok bir şey."

İçeri girdiğimde gülmekten yerlere yatmış Jimin ve Jungkook'u da fark etmiştim. "Neye bu kadar gülüyorsunuz?"

Jimin gözyaşlarını silip elindeki telefonu uzattı. "Bunlar ne ya?"

Telefonu aldığımda ekranda ortaokuldan kalma fotoğraflarımı görmüştüm. Demek intikamını böyle alıyorsun Taehyung... "O zamanlarda çok yakışıklıymışım."

Taehyung benden uzaklaşıp Jungkook'un yanına oturmuştu. "Başka bir şey daha gösterdim de onu söylersem sanırım beni öldürürsün."

Şerefsiz ya, kim bilir hangi fotoğrafımı gösterdi de bu kadar gülüyorlar. Düşünmemeye çalışıp tekli koltuğa -tek boş kalan yere- oturdum. "Siz proje değil de goygoy yapmaya gelmiş gibisiniz."

"Biraz öyle oldu."

Dikkatim masada yanıp sönen Jungkook'un telefonuna takılmıştı. "Mi Cha'dan 1 yeni mesaj..." birbirlerinde telefon numaraları mı var?

"Jungkook, mesaj gelmiş bak istersen."

Telefonunu eline almış ve baktığı gibi geri bırakmıştı. "Mi Cha sabahtan beri yazıp duruyor."

Taehyung atıldı. "Rahatsız oluyorsan niye numaranı verdin?"

"Vermedim zaten, instagramdan yazıyor."

Sosyal medya kullanmadığını sanıyordum. "Senin instagramın mı var?"

Telefonunu Mi Cha'ya cevap vermeden masaya koymuştu. "Var ama kullanmıyorum bile, beni nerden bulmuş anlamadım."

Jimin bana dönüp gülümsediğinde bu gülüşün "ben sana demiştim" gülüşü olduğunu hemen anlamıştım. Ya madem sen Jungkook'un instagramının olduğunu biliyorsun niye söylemiyorsun?

Jungkook, Jimin'in mimiklerini fark etmiş ve bana dönmüştü. "Bir şey mi oldu?"

"Hayır, konuyla alâkasız bir şey geldi de aklımıza." Aptal Jimin. "Eğer rahatsız oluyorsan söyle ona."

"Ama bu kaba olmaz mı?"

Gözlerinin kocaman olmasından dolayı sanki yavru köpek bakışı atıyor gibi gözüküyor...o kadar tatlı ki ağlayacağım şimdi.

Taehyung benim dalıp gittiğimi gördüğünde konuyu değiştirmişti. "Jungkook, hangi renk daha iyi?" Telefondan ona bir şeyler gösteriyordu. Onlar arasında konuştuktan sonra Taehyung ayağa kalkmış ve yanıma gelmişti. "Laptopa bakmam gerek, sen Jungkook'un yanına geç."

Jimin dediği şeyle herkesin dikkatini kendine çekti. "Ah bu arada bugün burada kalıyorsunuz değil mi? Ben Jungkook'la yatarım, siz ikinizde burada yatarsınız."

Jimin şimdi koy elini vicdanına, hak ettim mi söyle.

Taehyung duyduğu şeyle dudaklarını büzerek ona baktı. "Beraber yatarız sanıyordum."

Sırıttı. "Yok, beraber yatarsak kız arkadaşlarınla rahat rahat konuşamazsın. Ayrıca ben Jungkook'la birlikte yatmayı daha çok seviyorum."

Jungkook'a baktığımda onları dinlemek yerine elindeki makasla önünde yığılmış kâğıtları kestiğini görmüştüm. Gözlerimiz kesiştiğinde konuşma gereği duymuştum. "Yardım etmemi ister misin?"

Aklı başka bir yerde gibiydi. "Evet ama dikkatli kes, fazladan çıktı yokmuş."

"Bir sorun mu var? Durgun gözüküyorsun." Gülümsemesi için saçlarını karıştırmıştım.

Başını olumsuz anlamda sallamıştı ama yüzü tam tersini söylüyor. Bir burukluk var gibi, az önce böyle değildi ne oldu birden bire?

Lovefool/YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin