Gözlerimi açmakta çok zorlanıyordum. Burnumda hissettiğim soğuk bez ile sağlam gözümü zar zor açmıştım. Etrafa bakınıp nerede olduğumu çözmeye çalışıyordum.
"Doğa hanım uyandı efendim."
Duyduğum sese doğru baktım. Siyah takım elbiseli adam cama geçmiş dışarıyı izlerken telefonla konuşuyordu. Yattığım yerden doğrulup gözümü tuttum. Gözüm damar gibi atıyor her atışında da acı veriyordu.
"B-Ben neredeyim?" diyebilmiştim sadece, ağzım kurumuş vücudum dökülüyordu. En son okulda olduğum aklıma geldiğimde açtığım tek gözümü de kapattım. Kartal beyin evindeydim. Bilincim kapanmadan önce onun sesini duymuştum.
İki gözümü de hafif açıp ayağa kalktım. Bulanık gördüğüm için dengemi sağlayamıyor ve sarsılıyordum. Kolumdan birisi tutmuştu. Başımı sar zor kaldırıp beni tutan kişiye baktım. Az önce camın kenarındayken şimdi nasıl gelebilmişti ki?
"Yürüyebilirim."
"Kartal beyin kesin emri var. Sizi bırakamam." demişti. Zaten başıma ne geldiyse onun yüzünden olmuştu. Başımda bir bela eksikti o da olmuştu. Kolumu elinden kurtarmaya çalışırken kapı sesi duymuştum. Zar zor açık tutabildiğim gözlerimi kapıya çevirip kimin geldiğine baktım.
Kartal bey kapıyı kapatıp yavaş adımlarla beni izleyerek yaklaştı. Yüzüdendeki o ifadesizlik beni daha da korkutuyordu. Adam beni koltuğa yavaşça oturtup kenara çekilmişti. Kartal bey karşıma oturup acıyan gözlerle beni izlemeye başladığında başımı çevirip başka tarafa baktım. Bu bakışları görmekten nefret ediyordum. Hayatım boyıunca bana bakılan tek bakış biçimiydi. Dünya avaşacağım dedikçe beni daha da dibe çekiyordu.
"Bakmayın ö-öyle." diyebilmiştim. Konuşurken bile kekeliyordum. Bu da korktuğumu apaçık belli ediyordu. Kartal beyin yerinden kıpırdandığını hissettiğimde başımı kaldırmadan gözlerimi kapattım.
"Böyle yaşamayı sen seçiyorsun Doğa."
"Ben hiç bir şey seçmiyorum. S-Sadece okulumu-" daha sözümü bitirmeden yarıda kesmişti.
"Okuluna bakmak gibi bir şansın olmadığını kendi gözlerinle görüyorsun. Baksana şu haline..." ses tonu gayet sakindi. Bu sakinliğin altından başka bir şey çıkacağına çok emindim. Kalbimin deli gibi atması korkumdan değil acımdandı. Kolumhu tutup ben hızla ayağa kaldırmıştı. Bir elini belime koyup diğer elini omzuma bağlamıştı. Bir kaç adım sonra durduğunda gözlerimi açmıştım.
Karşımda gördüğüm manzara içimi paramparça etmişti. Sağ gözüm mosmor ve şişmişti. Burnuma bağladıkları bezin üstünde hafif kan vardı. Beni nasıl bu hale getirmişlerdi, dışarıda birisi görse kocamdan dayak yedim zannederdi. Göz yaşlarım yanaklarımı yakarak geçiyordu. Dudaklarımı ısırarak gözlerimin içine baktım. O acınası bakan gözlerimi yerinden sökmek istiyordum.
"Ne haldesin görüyor musun? Senden daha zayıf kız seni ne hale getirmiş görüyor musun?"
Bunların hiç birisi umrumda değildi. Eğer yüzümde leke kalırsa hayalimdeki mesleği asla yapamazdım.
"B-Bu izler k-kalır mı?" dediğimde sesim titremiş ve hıçkırmıştım. Kartal bey başını eğip sinirle sırıtmıştı.
"Tek derdin bu mu?"
"Evet bu, bana ne yaparlarsa yapsınlar umrumda değil. Ama eğer yüzümde iz kalırsa hayatım biter."
Başını yavaşça kaldırıp kaşlarını çataral aynadan bana bakmıştı. Gözlerimi yere dikip söyleyeceği, aşağıylayacağı o kelimeleri bekliyordum.
"Neden hayatın bitsin?"
"Ben bunca eziyete neden katlanıyorum sanıyorsunuz? Çocukluğumdan beri hayalini kurduğum o mesleği elde edebilmek için her şeye susuyorum. Eğer ki onlar gibi olup kavga edersem okuldan atılırım."
Omzumdaki elini tutup indirdim. Benden uzak durması şu dibe batmış hayatımı az da olsa düzeltebilirdi.
"Bu yüzümün hali sizin yüzünüzden oldu. Eğer o gün beni almasaydınız belki şu an dersimde öğretmenimi dinliyor olurdum."
Kötü hırkamı üstüme daha çok sarıp aynadan kendime bakmayı bıraktım. Daha fazla kendimi izlersem delirebilirdim. Kollarımı birbirine bağlayıp Kartal beye arkamı dönmüştüm. Kapıya doğru adımlarken önüme geçmişti. Başımı kaldırmadan dudaklarımı ısırdım.
"Kavga et diyen olmadı sana Doğa. Madem her şey benim yüzümden oldu. Madem sırf sen de benim gibi olma diye uğraştığım için bu haldesin, o zaman bu hatamı düzeltmeme izin vereceksin."
"Sizden bir şey yapmanızı istemiyorum. Benden uzak durun yeterli."
Kartal bey ellerini beline koyup boynunu kütlettiğinde başımı kaldırıp sinirden gerilmiş yüzüne bakmıştım. Onu sinirlendirmemin bedelini ağır ödemekten korkuyordum. Etrafa bakmayı bırakıp sert yüz tavrıyla gözlerime baktığında bir adım geri çekildim.
"Bir bayana zor kullanmak kurallarımda yoktur. Ama beni zorlama Doğa."
Konuşmalarında sezdiğim o kendini tutma duygusu beni daha çok germişti. Cevap bile vermeden çabucak pes etmiştim. Koltuğa oturup sesimi çıkarmadan yeri izlemeye başlamıştım.
"Çabuk pes etmen bana karşı iyi bir şey olsa da hayata karşı kötü." dediğinde başımı kaldırmadan yanıt vermiştim.
"Pes etmek değil Kartal bey, ne kadar çabalasam da zararlı çıkacağımı biliyorum. Bu yüzden sizinle savaşmayacağım. Fakat ezik bir kızı kurtarmak isterken daha da dibe çektiğinizin farkına varın."
Üstündeki siyah kabanı çıkartıp koltuğa fırlattığında yerimden sıçramıştım. Karşımdaki masaya oturup iki eliyle kollarımı tutup kendine çekmişti. Ağzımdan çıkan o 'ah' nidası onu daha da sinirlendirmişti.
"Ben dipteki o karanlığım evet. Ama sen o karanlığa aydınlık olacak ışıksın Doğa. Şimdi şu saatten sonra susmayacaksın. Annen ve baban olmadığı için savunmasız kalmayacaksın. Çünkü artık ben varım. Sana sorduklarında bir ailem var diyeceksin. Kartal Artuğ benim ailem diyeceksin anladın mı?"
Başımı kaldırıp dolu gözlerle öfkeli gözlerine baktım.
"Peki ya sonra? Sonsuza kadar benimle mi kalacaksınız? Sizin de bie hayatınız var. Kendi hayatınızı bir kenara bırakıp ömrünüzü yetim bir kız çocuğuna yardım etmekle mi harcayacaksınız?"
"Gerekirse evet. Konu benim geçmişimde yaşadıklarımın aynısını yaşayan sensen evet." demişti. Kendinden gayet emin ve ciddi bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)
Teen FictionAşk kelimesiyle güzel, yaşattıklarıyla dayanılmaz bir işgencedir. Kitap şarkısı; PERA- ZEMHERİ •~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~• KİTAP KURGUSUYLA TAMAMEN BANA AİTTİR. EN UFAK BİR BENZETME, KOPYALAMA, KONU ÇALMA GİBİ ŞEYLERLE KARŞILAŞIRSAM YASAL İŞLEML...