66

1K 78 11
                                    

Yüzü kandan gözükmüyordu. Beni kurtarmak için Burcu'yu kışkırtmış canını hiçe saymıştı. Koray hırsla elindeki demie sopayı tekrar kaldırdığında koşarak Kartal'ın üstüne atladım.

Sırtımda hissettiğim o acıyla ağzımdan  'ah' nidası çıkmıştı. Kartal iki elini de belime bağlayıp beni altına aldı. Canım o kadar acımıştı ki gözlerim yavaş yavaş istemsizce kapanıyordu.

KARTAL ARTUĞ

Acıdan altımda bilincini kaybetmiş Doğa'nın yüzündeki saçları kenara çekip uyanması için sarsmaya başladım.

"Ona vurmayacaktım!"

"Kes sesini!"

"Neden onu tutmadın!"

"Sana kes sesini dedim!"

İki piçin konuşması damarlarımdaki siniri daha da alevlendirmişti. Başımı hafif kaldırdığımda kapıdan birinin bağırdığını duydum.

"Kartal! Oğlum!"

Annem bağırarak bana koşmaya başladığında Doğa'yı bırakmadan korkarak bağırdım.

"Gelme! Kal yerinde!"

Beni dinlemeden bize doğru koşarken başımı Burcu'ya çevirdim. Silahı anneme doğrultmuş gelmesini izliyordu.

Aniden ayağa kalkıp üstüne atladığımda silah gürültülü şekilde patlamıştı. Kulaklarımdaki çınlama tek gözümü kapatmama neden olurken başımı yavaşça kaldırıp Burcu'ya baktım.

Karşımda acımasızca sırıtıyordu. Bakışlarımı arkama çevirip anneme baktım. Uğur'un kucağında yatıyordu. Gözlerimi kapatıp tekrar açtım. Yanlış görmüştüm. Burcu'yu engellemiştim. Vurması imkansızdı.

"A-Anne..."

Uğur anneme sarılmış ağlıyordu. Yavaşça ayağa kalkıp bir Doğa'ya bir anneme baktım. Annem elleri kan içinde karnını tutarak gözlerini kapattığı anda avazım çıktığı kadar bağırarak koşmaya başladım.

"Anne!"

Onlada yaklaştığım anda dizlerimin üstüne düşüp Uğur'un kucağından aldım. Annemi dizlerime yatırıp sarsmaya başladım.

"Hayır, hayır, hayır!"

Yüzüne hafid hafif tokatlar atarken gözlerimi vücudunda gezdirdim. Karnındaki elini hafid çektiğimde başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.

"Anne! Abi! Annem!"

Uğur annemin cansız ellerini tutup nabzını ölçerken bir yandan da etrafına çaresizce bağırıyordu.

"Ambulans çağırın! Yalvarırım! Annem ölüyor!"

Göz yaşlarım annemin yüzüne damlarken öylece karnına bakıyordum. Şimdi olmazdı. Beni yeniden bırakamazdı. Bir kez daha beni bu karanlım dünyada bırakamazdı.

"Şimdi ödeştik. Sende benim kadar çek o acıyı. Yüreğin cayır cayır yansın. Sen beni yaşarken öldürdün. Bende seni."

"Anne kalk." dedim çaresizce. Şafaklarından akan o göz yaşlarını gördüğümde yüreğime inen o kor ateş bir kez daha alevlenmişti.

Kollarımda can vermişti. Benim yüzümden birini daha kaybedemezdim. Annemi kaybedemezdim. Hemen olmazdı. Bu acıyla savaşamazdım.

"Burada işimiz bitti. Gidiyoruz!"

Adamlarını toplayıp yanımızdan geçip gittiği anda polis sirenleri ve ambulans sesini duymuştum.

"Abi..."

Uğur'un acı dolu sesiyle başımı kaldırıp ağlayarak ona baktım. Annemin elini sıkıca tutmuş ağlayarak bana bakıyordu.

Annemin başını göğsüme bastırarak başımı gökyüzüne kaldırdım.

"Alma onu benden. Şimdi alma!"

"Çekilin! Beyefendi!"

Sağlık çalışanları annemi elimden almaya çalışırken o içimdeki alevi dışarıya bıraktım.

"Anneeee!"

Boğazım yırtılana kadar, ciğerlerim sökülene kadar bağırarak ağladım. Bırakmamak için dirensem de elimden almışlardı.

Uğur annemin peşinden giderken oturduğum yerden kalkamamıştım. Yerde annemin kanlarına bakıyordum. Onu öldürmüştü. Daha yeni kavuşmuşken elimden almıştı.

Karşıma çöken kişiye başımı kaldırıp baktım. Doğa ağlayarak gözlerime bakıyordu. Sanki annem ölmüş gibi davranıyordu. Buz gibi elleriyle ellerime dokunduğunda kendime gelmiştim.

Gözlerine bakarak çatallaşan sesimle konuşmaya çalıştım.

"Ölmedi."

Cevap vermeden boynuma sarılmıştı. Neden böyle davranıyordu? Sanki kaybetmişim gibi bana sarılıyordu.

"Ölmedi."

"Yapma..." dedi ağlayan sesiyle. Deli gibi atan kalbimin şimdi ritmini hissetmiyordum.

Pes edercesine başımı boynuna gömüp hissizce ve sessizce durdum. Başımı okşuyor saçlarımı öpüyordu.

"Neden böyle davranıyorsun? Benim annem ölmedi."

"Kartal..."

Kollarından tutup onu kendimden ayırdım. Yüzü bembeyaz olmuştu. Gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Yerden destek alarak ayağa kalktım.

Benimle birlikte ayağa kalkıp yaklaşmak için bir adım attığında durmasını işaret edip geriye doğru adımladım.

"Bu şekilde davranma!"

"Kartal-"

"Sus! Benim annem ölmedi!"

Kapıya doğru koşar adımlarla yürümeye başladım. Önüme geçip beni durdurmuştu.

"Dur..."

"Çekil! Annemi göreceğim!"

"Kartal annen..."

"Sana sus dedim!"

Kolundan tuttuğum anda başım dönmüştü. Onu da kendimle birlikte düşürmüştüm. Ensemden tutup bana tekrar sarılmıştı.

"Sakin ol..." dedi titreyen sesiyle. Hala neden böyle davrandığınu anlamıyordum.

"Çekil... A-Annemi göreceğim."

Cevap vermeden canı çıka çıka ağlamaya devam ediyordu. O acı gerçek yüzüme tekrar vurduğunda annemin kanı bulaşmış ellerime baktım.

Hızlı hızlı nefes alıp verirken sormaktan çok korktuğum o soruyu çaresizce sordum.

"Ö-Öldü değil mi?"

ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin