Eve kendimi attığımda havanın ne kadar soğuk olduğunu bir kez daha anlamıştım. Üstümdeki montu çıkartmadan ellerimi yıkayıp hemen cebime koymuştum. Suyun soğukluğu kanımı dondurmuştu resmen. Yatağıma uzanıp gözlerimi bir kaç dakikalığına kapattığımda aklıma dün yaptıklarım gelmişti. Kartal beyi çok kırmıştım. Bu aralar kendimi tanıyamıyordum zaten. Önce Didem'e gösterdiğim tepki, sonra Kartal bey bakalım sırada kim olacaktı...
Beni düşüncelerimden ayıran sesin karnımdan geldiğini anlayınca gözlerimi açıp sıkıntıyla nefes verdim. İki gündür adam akıllı hiç bir şeu yemiyordum. Yataktan kalkıp mutfağa ilerlediğimde kapım çalmıştı. Bu saatte kim benim kapıma gelebilirdi ki?
"Kim o?"
"Hırsız." demişti Gül. Kaşlarımı kaldırarak kapıyı açıp şaşkınca bana gülümseyen Gül'e bakmıştım.
"Evimi nereden biliyorsun?"
"Beni böyle mi karşılıyorsun?"
Hala onu kapıda beklettiğimi fark edince evin içine baktım. Ona göre bir yer değildi. Bu yüzden davet etmekten vazgeçmiştim. Fakat o beni umursamadan içeriye girip elindeki poşetleri gülümseyerek bana uzatmıştı.
"Aç olduğunu tahmin ediyorum."
Kapıyı kapatıp elindekileri almıştım. Hala şaşkındım. Okulu nasıl burnumdan getirebilir diye düşünen kız şimdi evime gelmiş üstelik yemek mi almıştı? Üstündekileri çıkarmadan koltuğuma oturup evi süzmeye başladı.
"Ev dışarıdan daha da soğukmuş."
"Dalga geçmek için mi geldin?"
"Hayır. Lütfen otur."
Elimdekileri masaya indirip karşısına oturmuştum. Yaslandığı koltuktan doğrulup gözlerimin içine masumca bakmıştı.
"Buraya gelmemin sebebi özür dilemekti." dedi. Kaşlarım şaşkınlıktan daha da kalkmıştı.
"Neden böyle bir şey isteyesin ki?"
Derin bir nefes alıp tavana bakmıştı. Gözleri birden dolmuştu.
"Sandığınız kadar güzel bir hayatım yok benim. Kartal Artuğ okula gelip anneme silah dayadığında o an annemi vurması için dua etmiştim."
"Ne? Anneni öldürmesi için neden dua ediyorsun Gül? Aklın başında mı senin?"
Başını sallayarak bana baktığında göz yaşları akıp gitmişti.
"Neden bu kadar kötüyüm sanıyorsun Doğa? İnsanlara karşı neden acımasızım sanıyorsun? Hepsi onun yüzünden."
"Annen sana ne yapmış olabilir ki?"
"Bunu anlatacağım son kişi olman gerekirken ilk kişi olacaksın. Benim annem her gece başka erkeklerle geliyor. Babam yok benim. Ben daha çok küçükken boşanmışlar. Babamdan o günden sonra kimse haber alamamış. Annem de bunalıma girmiş ve beni komşulara atıp atıp barlara gitmiş. Bu arada bunu kendini anlatıyor."
Bir an susup yutkunmuştu. Göz altları ağlamaktan kızarmıştı. Her kötülüğün ardından bir kırık kalbin olduğuna hep inanıyordum. Ama bu onlara kötülük yapan insanların ölmesi anlamına gelmezdi ki.
"Hala aynı biliyor musun? Değişen tek şey eve attığı adamların sabahında beni taciz etmeleri."
Ağzımı kapatarak ona baktım. Bir kız tacize uğruyor ve hiç bir şey yapılmıyor muydu?
"Neden polise gitmiyorsun? Bu ne kadar büyük bir şey bilmiyor musun?"
"Polise gitsem ne olacak ki? Annem bana inanmayacak. Üstüne bir de dövecek."
"Annenin inanmasının bir önemi yok ki Gül. Polis seni onların elinden alır."
Gülüp başını eğmişti. Elimi ağzımdan çekip bende başımı eğmiştim.
"Keşke senin kadar saf ve masum olabilsem. Bazen benim de annem olmasaydı diyorum. Ama senin kadar güçlü olabilir miydim bilmiyorum."
"Bunları neden bana anlatıyorsun ki?"
"Bilmem... Acıyı en iyi sen anlarsın."
"Aslında acı insanları daha güçlü yapar. Fakat sen acıyı farklı şekilde kullanıyorsun. Kötü olmak, yaşadıklarının bedelini bir başkasına yaşatmak acını dindirmez ki. Hem her ne olursa olsun annendir o senin. Kimsenin ölmesini dileyecek kadar kalbini karartma. Her zaman bir umut vardır. Al anneni karşına anlat her şeyi. İnanmasa bile bilsin. Emin ol daha dikkatli olacaktır."
Göz yaşlarına engel olamayıp ağzından hıçkırık ses çıkartmıştı. Ellerini gözlerine götürüp göz yaşlarını silmeye çalışıyordu. Ama dur durak bilmeyen göz yaşları akmaya devam ediyordu. Bana yaptığı o kadar kötülüğe rağmen onun için çok üzülmüştüm. Burnunu çekip başını yukarı kaldırdı. Göz yaşlarını bir kez daha silip güldü.
"Ağlamak bana göre değil ya." dedişinde gülümseyip ona baktım.
"Ağlamak insanı rahatlatır. Göz yaşlarını tuttukça dolar, doldukça dibe çökersin. Bu yüzden bırak özgürce aksınlar."
"Ağlayan insanlar pes eden insanlardıe ama."
"Ağlayan insanlar güçlü insanlardır Gül. Kendini bu şekilde tutma."
Göz yaşları yanaklarından akmaya devam ederken onu izlemeyi bırakıp ayağa kalktım. Masamdaki peçeteyi alıp ona uzattım. Başını kaldırıp pişmanlıkla gözlerime bakmıştı.
"Teşekkür ederim."
Başımı sallayıp geri yerime oturdum. Göz yaşlarını silip başını kaldırmadan konuşmasına devam etmişti.
"Sen gerçekten çok iyi birisin."
"Kötü olmak hayat düzeltmiyor. İyi olmak da düzeltmiyor fakat her zaman söylediğim bir söz vardır. Sabır ve temiz kalp seni güzel yerlere getirecektir."
Başını sallayıp gülmeye başladığında bakışlarım tuhaflaşmıştı. Acısının altından gülümsemesi içimi parçalamıştı.
"Yemekler soğumadan yesek mi?"
Masaya bıraktığım yemeklere bakıp tebessüm ettim. Ayağa kalkıp yemekleri masaya sererken Gül'e bakmıştım. Göz yaşlarını silmiş gülümsemeye çalışıyordu. Bazı kadınlar anne olmayı hak etmiyorlardı. Bakamayacaklarını bildikleri halde çocuk yapıp onları bir kenara atmaları gerçekten de acımasızcaydı.
"Yemekler hazır." demiştim. Oturduğu yerden kalkıp iştahla yemeklere bakmıştı.
"Çok lezzetli duruyor. Değil mi?"
Başımı sallayıp masaya oturmuştum. Yemekleri nefes almadan yemesi yüzümde bir tebessüm oluşturmuştu. Onu seyrettiğimi fark edince yüzündeki gülümsemesi solmuştu. Elindeki kaşığı masaya bırakıp ağzındaki lokmasını yutmuştu.
"Beni affetmeyeceğini biliyorum."
"Ben seni affettim Gül. Fakat biz arkadaş olamayız."
"Arkadaş olmasak bile güzel ayrılmak istiyorum."
Başımı olumlu anlamda sallayıp yemeğime dönmüştüm. İkimizde sessizce yemeğimizi bitirdikten sonra müsade istemiş ve gitmişti. Mezuniyete bir hafta vardı ve yarın som sınavlarımız vardı. Gül'ün gittiğine emin olduktan sonra içeriye girecekken üst yolda bir araba dikkatimi çekmişti. Kapıyı kapatıp arabaya daha dikkatlice bakmıştım.
Baktığımı fark etmiş olmalı ki hemem arabayı çalıştırmıştı. Gitmesini beklerken kapımın önünde durmuştu. İçimdeki korku git gide büyürken arabanın kapısı açılmıştı. Hala neden beklediğime anlam veremesem de ayaklarımı hareket ettiremiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)
Teen FictionAşk kelimesiyle güzel, yaşattıklarıyla dayanılmaz bir işgencedir. Kitap şarkısı; PERA- ZEMHERİ •~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~• KİTAP KURGUSUYLA TAMAMEN BANA AİTTİR. EN UFAK BİR BENZETME, KOPYALAMA, KONU ÇALMA GİBİ ŞEYLERLE KARŞILAŞIRSAM YASAL İŞLEML...