"Kartal! Kalk lütfen!"
Küçück odada Kartal dizimde yatıyordu. Ne bir pecere vardı ne de hava alıcak bir yer. İçerisi deli gibi sıcaktı üstümdeki montu çıkarmış kazağımın kollarımı sıvamıştım.
"Kartal uyan yalvarırım!"
Yüzüne hafif hafif tokat atıyordum ama işlemiyordu. Pes ederek başımı duvara yasladım. Burada nefes almak çok zordu. Kartal omzuna yediği kurşundan dolayı baygındı. Burada birmsaat daha kalırsak kan kaybından ölebilirdi.
"Yardım edin..." diyebildim zar zor nefes alarak. Onu da kaybedemezdim. Kartal'ı da elimden almasına izin veremezdim. Bir şeyler yapmam gerekiyordu.
"D-Doğa..."
Başımı hızlıca kaldırıp Kartal'a baktım. Sonunda uyanmıştı. Anlındaki benek benek terleri silip yüzünü okşadım. Çok şükür yaşıyordu.
"İyisin... İyileşeceksin tamam mı?"
Başımı sallayarak gözlerini zar zor açabilmişti. Baygın baygın bana bakıyordu.
"B-Ben yapmadım."
"Şşş konuşma. Kan kaybediyorsun. Lütfen konuşma."
"B-Ben yapmadım."
"İnanıyorum sana. Sen yapmadın inanıyorum."
Gözlerini tekrar kapattığında korkarak yüzüna hafif hafif tokatlar atmaga başladım.
"Uyuma. Kartal yalvarırım uyuma. Kimse yok mu! Lütfen yardım edin ölüyor!"
Kapının önünde duyduğum seslerle gözlerimi açarak çaresizce bağırmaya başladım.
"Hiç mi vicdanınız yok! O ölüyor Allah'tan da mı korkmuyorsunuz!"
Göz yaşlarım yanaklarımdan akıp giderken saatler sonra kapı açılmıştı. O temiz oksijen odaya yayılırken derin bir nefes alıp bize bakan adamlara seslendim.
"Lütfen yardım edin kan kaybediyor!"
"Konuşma!"
Adamlar Kartal'ı kucağımdan aldıklarında yerden kalkıp onun kolundan tuttum.
"Götürmeyin! Ne yapacaksınız lütfen götürmeyin!"
"Sen de bir karar ver be kadın!"
"Y-Yardım mı edeceksiniz?" dedim umutla. Adamlar bana bakıp alay edercesine gülmüşlerdi.
"Çık hadi!"
Kolumdan tutup Kartal'ın peşinden sürüklemeye başladılar. İtiraz etmeden peşlerinden gidiyordum. Kartal'ı salonun ortasına attıklarında adamların elinden kurtulup yere düşen Kartal'ı kollarından tutup kaldırdım.
"Hala nasıl ona yardım edebiliyorsun?"
O içimi bulandıran sesini umursamadam Kartal'ın anlındakş terler sildim. Gözlerimi zar zor açarak oturmuştu. Başını omzuma koyup kesik kesik nefesler alıp veriyordu.
"Beni öldürmek isterken kendin ölüyorsun. Ne yazık. Acıyorum sana Kartal Artuğ. Bana yaptıklarına rağmen sana acıyorum."
Gözlerini zar zor açan Kartal Özgür'e bakıp alayla gülmüştü.
"Ne aptal bir adamsın." dedi. Özgür kaşlarını kaldırarak Kartal'ın önüne çöktüğünde omzundan itip onu Kartal'dan uzaklaştırdım.
"Yaklaşma!"
"Ben mi aptalım? Kurduğun planın içine düşen sen değil de ben mi aptalım? Bu biraz düşündürücü."
Kartal başını omzumdan kaldırıp yaralı yerini tutarak bana baktı. Gözlerimdeki korkuyu ve acıyı gördüğünde kaşlarını çattı. Sağlam koluyla bir yeri işaret ettiğinde hepimiz gösterdiği yere baktık.
"Kabanımım cebinde sigara ve çakmak olacak. Onları bana getirir misin güzelim?"
Bana mı demişti? Sigara kullandığından bir haber olmam bir kenara şu durumda sigara mı içecekti?
"Alabilirsim küçük hanım."
Bakışlarım Özgür'e gitti. Öfkeyle ona bakarak oturduğum yerden kalkıp koltuğun üstündeki kabanın cebinden sigara ve çakmağı çıkardım. Kalktığım yere tekrar dönüp Kartal'ın yanına oturdum. Paketten bie sigara çıkartıp Kartal'a uzattım.
Başını eğip sigarayı dudaklarının arasına aldı. Özgür ellerini cebine koyup başka tarafa dönmüştü.
"Sigaramı yakabilir misin?"
Yutkundum. Bunları neden yaptığımı bilmiyordum. Titreyen elimle çakmapı çakıp sigarasını yaktım. Bir duman çekip bakışlarını Özgür'e çevirdi. Sağlam eliyle siarayı iki parmağının arasına almıştı.
"Bu zamana kadar yaptığın hiç bir şeye karşılık vermedim. O kadar insan öldürdün yine hiç bir şey yapmadım. İyi olacağım diye söz verdim.-"
"İyi olmak mı? Sen Kartal Artuğsun. İyi olamazsın. Sen benim karımı öldürdün!"
Özgür Kartal'ın karşısında öfke solurken bir duman daha çekip verdi. Ellerimi önümde birleştirmiş titreyerek ikisinin diyaloğunu dinliyordum.
"Evet iyi olamam. Ve duymak istedipin buysa karını ben öldürdüm."
Aniden belindeki silahı çıkartıp Kartal'a doğrultmuştu. Kendimi onun önüne atıp beline sarıldım. Bir daha vurmasına izin vermeyecektim. Öfkeyle kahkaha atafak başka tarafa dönmüştü. Kartal saçlarımı okşayarak başımı öpmüştü.
"Korkma. Her şey kontrolüm altında. Ama şu dakikadan sonea olacaklar için senden şimdiden özür diliyorum."
Bu ne demekti şimdi? Belindeki ellerimi çözüp başımı kaldırdım. Bitirdiği sigarasını yerde söndürüp kalan izmariti Özgür'e fırlattı.
"Hazır mısın?"
Silahı Kartal'a doğrultup dişlerini sıkarak bağırmaya başladı.
"Şu durumdayken ne yapabilirsin lan! Asıl sen sevdiğinin önünde can vermeye hazır mısın!?"
"Acaba hangimiz ölecek bilemedim."
Bir şeylerin olacağı içime doğarken aynı anda Özgür de fark etmiş etrafa bakınmıştı. Kartal yaralı kolunu zar zoe kaldırarak eliyle bir işaret yaptı.
"Seni kendi ellerimle öldürmeyi çok isterdim. Ama o pis kanınla ellerimi kirletemem."
Özgür kaşlarını çatarak anlamaya çalışırken dışarıdan birden fazla silah sesiyle birlikte bütün camlar kırılmaya başlamıştı. Ellerimi kulaklarıma götürüp gözlerimi kapattığım anda Kartal üstüme atlamış ve bütün bedenimi kaplamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)
Teen FictionAşk kelimesiyle güzel, yaşattıklarıyla dayanılmaz bir işgencedir. Kitap şarkısı; PERA- ZEMHERİ •~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~• KİTAP KURGUSUYLA TAMAMEN BANA AİTTİR. EN UFAK BİR BENZETME, KOPYALAMA, KONU ÇALMA GİBİ ŞEYLERLE KARŞILAŞIRSAM YASAL İŞLEML...