10

2.2K 134 22
                                    

Hiç bir şey söylemeden gitmesi beni rahatlatmıştı. Sonunda kendi hayatıma tek başıma bakabilecektim. Hem o hayatımda olduğu sürece ben daha da dibe batıyordum. Okuldakiler onunla birlikte olduğumu düşünerek beni istemediğim kalıplara sokuyor her zamankinden daha fazla zorbalık ediyorlardı.

Elimdeki tepsiyi masaya indirip kolumdaki saate baktım. Çıkışıma on dakika vardı. Patronumla konuşup maaşımı eski haline döndürmem gerekiyordu. Düşünmeyi bırakıp patronun kapısına doğru ilerlemeye başladım. Didem aniden önüme çıkınca çarpmamak için aniden durmuştum. Tek kaşını kaldırıp beni boydan süzerek

"Kartal Artuğ senin sevgilin mi?" demişti. Başımı olumsuz anlamda sallayarak yanından geçecekken kolumdan tutup geri eski yerime çekmişti beni.

"O zaman burada ne işi vardı? Patronla ne konuştu? Sipariş götürürken neden zorla masasına oturttu?"

Soru yağmuruna tutmuştu resmen beni. Bunların hiç birini cevaplamayacaktım. Yanından geçip patronun kapısını tıklattım. Gir sesini duyumca yavaşça içeriye girip başımı eğdim.

"Bir şey mi oldu kızım?"

"Ramiz bey ben maaşım konusunda konuşmak için gelmiştim." demiştim. Oturduğu koltuğa yaslanıp benim de oturmamı işaret etti. Dediğini yapıp oturmuştum. Ellerimle oynarken soru sormaması için içimden dua ediyordum.

"Biliyorsun ki Kartal bey çok bilindik bir iş adamı. Böyle bir adamın benim kafeme gelip rica etmesi beni çok şaşırttı. Aranızda ne var bilmiyorum fakat ricasını asla geri çeviremem."

"Ama ben o parayı istemiyorum. İsterseniz yükselttiğiniz miktarı yetimhanedeki çocuklara başığışlayın."

"Yetimhane bana göre bie iş değil Doğacım. İstememekte ısrarcıysan kendin yapabilirsin diye düşünüyorum."

Masanın üzerine para bırakınca başımı kaldırıp miktara baktım. Aldığım maaşım iki katıydı. Gözlerimi büyüterek Ramiz beye bakmıştım. Bunu kabul etmem imkansızdı. Ben bu işe hangi parayla anlaşarak girdiysem öyle devam etmek istiyordum.

"Sen al bu parayı. Nereye bağışmalamk istiyorsan bağışla. Benim şimdi çıkmam gerekiyor. Bu konuyu da burada kapatalım lütfen."

Ceketini üstüne giyinip omzuma dokunmuş ve çıkmıştı. Oturduğum yere yaslanıp sıkıntıyla nefes verdim. Yardım etmek isterken gururumu nasıl incittiğinin farkında bile değildi.

Saat dört buçuktu. Çok fazla oyalanmadan parayı da alıp odadan çıkmıştım. Didem'in orada hala beni beklediğini fark etsem de umursamamış giyinme odasına girmiştim. Üstümdekileri çıkartırken burnum sızlamıştı. Umarım mezuniyete kadar geçerdi. Eğer iz kalırsa hayatım biterdi.

Didem içeriye girip kapıyı ardından kapatmıştı. Yavaş yavaş yanıma yaklaşırken üstümü giyinmeye devam ettim. Montumu üstüme giyinecekken kolumdan tutup durdurmuştu.

"Sorularıma cevap vermedin."

Gözlerimi kapatıp dudaklarımı ıslatmıştım. Bugün yeterince şey yaşamıştım. Bir de Didem ile uğraşmak istemiyordum.

"Sana diyorum." demişti sinir bozucu sesiyle. Kolumu elinden kurtarıp montumu giyinmiştim. İş kıyafetlerimi kucaklayıp yanından geçerken tekrar beni yakalamıştı.

"Eşşek mi k-"

"Bırak!"

Kolumu aniden çekince sendelenerek dolaba çarpmıştı. Ne yaptığımu sonradan anlamıştım. Gözlerimi açıp Didem'e baktım. İnanamayarak bana bakarken yanına yaklaşıp omzuna uzandım. Geri çekilince başımı eğdim.

ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin