28

1.6K 102 11
                                    

Polisin siren sesleriyle Özgür kaçmıştı. Kartal kollarımı çözerken başımı eğip gözlerimi kapatmış ağlıyordum. Ellerim çözülür çözülmez ayağa kalkıp ona sarıldım. O kadar çok korkmuştum ki birileri ölecek diye çok şükür her şey bitmişti. Kartal beni kendinden ayırıp ellerini yüzüme koydu.

"İyisin değil mi? Sana bir şey yapmadı?"

Başımı olumsuz anlamda sallayarak dudaklarımı ısırdım. O kadın Doğanay'ın ellerini çözüyordu. Kartal başımı göğsüne yaslamıştı. Doğanay iplerden kurtulur kurtulmaz ayağa kalkmış ama yaralı olduğu için yere düşmüştü. Yanına gidip yardım etmek istesem de Kartal izin vermemişti.

Zar zor ayağa kalkıp hiç birimize bakmadan yürümeye başladı. Ama unuttuğu bir şey vardı. Tuzak hala kuruluydu. Elini kapıya koyduğunda avazımın çıktığı kadar bağırdım.

"Doğanay!"

Kapıyı açmasıyla silahın ateş etmesi bir olmuştu. Korkuyla gözlerimi kapatmıştım. Kartal beni deli gibi sıkıyordu. Birden ölüm sessizliği oluşmuştu. Gözlerimi yavaşça açıp etrafa baktım. Doğanay bize bakıyordu. O kadının önüne adamları geçmiş ve korumuştu.

Kartal'ı yavaşça itip Doğanay'a bakmaya devam ettim. Ona doğru bir adım attığımda ağzımı hafif açarak bir şey söylemek istedi. Fakat söyleyemeden yere düşmüştü.

"Doğanay!"

Bağırarak ona doğru koşarken arkamdan Kartal'ın ve diğer adamların da geldiğini duyabiliyordum. Yerde öylece yığılmış olan kardeşimin başını tutup dizlerimin üstüne koydum. Göz yaşları şafaklarından akarken bir şeyler söylemeye çalışıyordu.

"Kı-Kız arkadaşım..."

Göz yaşlarım anlına damlıyordu. Sessiz olması için işaret parmağımı dudağıma yapıştırdım. Kan kaybetmemesi gerekiyordu. Polisler içeriye girdiğinde diğer silah da patlamıştı. Silah patlamadan önce Kartal kardeşimle benim üzerime yatmıştı. Yavaşça üzerimizden kalktığında etrafa baktım. Polisler her birimize silah tutarken diğer merminin kime gittiğine baktım. Bizi kurtaran kadın ellerini havaya kaldırmış polislere bakıyordu. Kartal da sağlamdı. Yavaşça ellerini kaldırarak polislere dönmüştü.

Gürültülü bir ses geldiğinde bakışlarımı Kartal'dan çekip sesin geldiği yere baktım. Tanımadığım birisi yere yığılmıştı. Kanlı ellerimle ağzımı kapatarak ona baktım.

"Silahlarınızı indirin!"

"Do-Doğa!"

Doğanay bana seslenince kendime gelmiştim. Ona eğilip göz yaşlarını sildim.

"İyi olacaksın. Lütfen nefesini harcama."

"Kı-Kıza arkadaşım..."

"Yardım edin!"

Kartal gayet soğukkanlı şekilde bizi umursamadan polislere bakıyordu. Ambulans sesi duyunca gözlerimi açarak bağırmaya başladım.

"Yardım edin! Yaralı var!"

Polisler kollarımdan tutarak beni kardeşimden uzaklaştırdı. Sağlık görevlileri onu sedyeye yatırırken göz yaşlarıyla onu izliyordum.

.....

Hepimizi teker teker soruşturma odasına almışlar daha sonra serbest bırakmışlardı. Kadın adamlarını toplayıp gitmişti. Karakolun önünde Kartal'ı bekliyordum.

Çok geçmeden o da gelmişti. Üstündeki kabanın yakasını düzelterek karşımda durmuştu. Zar zor açık tuttuğum gözlerimi ona yönelttim.

ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin