Kapıyı kırarcasına açtığımda Burcu elindeki aleti yere atarak geri çekildi. Uğur hiç beklemeden elindeki silahı Burcu'ya sabitleyip bir el sıktı.
O yere düşerken adamları bize sıkmaya başladı. Koşar adımlarla masaya başını koymuş Doğa'ya doğru koşmaya başladım.
Yerler kaygandı ve beni yavaşlatıyordu. Yüreğim yerinden çıkacakmış gibi atarken daha hızlı olmaya çalışarak ona doğru koşmaya devam ettim.
"Doğa!"
Başını masadan kaldırmıyordu. Ona ulaştığımda kolunu masadan indirip kucağıma aldım.
Başı geriye düşünce gözlerimi kocaman açarak Doğa'yı sarsmaya başladım. Uyanmıyordu. Üç beş kişiden oluşan adamların hepsini indirmiştik. Uğur koşarak yanıma geldi.
"Abi! O iyi mi?"
"Bilmiyorum! Onu arabaya götür!"
Başını sallayıp kucağımdan aldığında arkalarından baktım. Tamamen gittiklerinden emin olduktan sonra yerde omzunu tutan Burcu'ya döndüm.
"Sen o küçücük beyninle bana oyun oynayabileceğini mi düşündün?"
"S-Sen gitmiştin!"
"Peşinde adamlarının olduğunu fark etmedim mi sanıyorsun!"
Yanına çöküp yaralı omzuna gücümün yettiği kadar bastırdım. Altımda çığlık atarak acı çekerken gülümsedim.
"Nasıl iyi mi?"
"Acıyor!"
"Bu daha hiç bir şey!"
Belimdeki silahı çıkartıp anlına dayadım.
"Bu sefer öldüğünden emin olmadan gitmeyeceğim."
"Ben sadece intikam istedim! Ailemi sen öldürdün! Bende seninkini öldürmek istedim!"
"Ben Kartal Artuğ'um. Babanın bile başa çıkamadığı adamı sen mi öldüreceksin?"
"Beni de öldüreceksin değil mi?"
"Immm evet."
Tetiği çektiğim anda şafaklarından göz yaşları akmıştı. Zar zor yutkunarak gözlerini bana çevirdi.
"Çok acıyacak mı?"
"Hiç tatmadım bilmiyorum." dedim alayla. Dudaklarını yalayıp nefes almaya çalıştı.
"Ben şiddetin bana getirdiği.... Öfkenin kurbanıyım. Yaptıklarımdan..."
Nefes alması zorlaşıyordu. Elimi omzundan çektiğimde inleyerek omzunu tuttu.
"Yaptıklarımdan asla gurur duymuyorum. Madem öleceğim o zaman şunu söylemek istiyorum. Annen için üzgünüm."
"Annemin adını ağzına alma! O pis nefesine onun adını karıştırma!"
"Doğa... O çok iyi bir kız. Her şeye rağmen güçlü ve çok temiz. Onu... Sev Kartal Artuğ. Çünkü- Çünkü o seni çok seviyor."
"Kendini acındırarak ölümden kurtulabileceğini mi sanıyorsun?"
"Sen öldürmesen de ben kendimi öldürecektim. Doğa'nın bir konuda çok haklıydı... Annem o gün kazada ölmeseydi..."
Titrek bir nefes alıp sözüne devam etti.
"Babam onu öldürecekti. Senin hiç bir suçun yok. Annemin bir hatası hepimizi mahfetti. B-Ben sadece ailemi bir arada tutmak istemiştim..."
Sözünü bitirir bitirmez nefesi kesilmişti. Gözleri açıktı ama nefes almıyordu. Anlındaki silahı indirip geri çekildim. Söyledikleri o kadar karışıktı ki toparlayıp düşünmek istesem de bunu yapmayacaktım.
Annemin katiliydi. Ölümü dibine kadar haketmişti. Eğer Ada ona annelik etseydi belki çok daha iyi yerlere gelebilirdi. Ama yapmamıştı. Kızını da karanlığa çekmişti. Babasının yoluna göndermişti.
Her ne kadar ona karşı öfkeli olsam da açık gözlerini kapattım. Daha fazla orada kalmak istemediğim için adamlarıma işaret edip bu iğrenç kokan yerden çıktım.
....
Hastaneye girdiğimde Uğur'un kapıda hemşireyle konuştuğunu görmüştüm. Adımlarımı hızlandırıp yanlarına gittim.
"Doğa nasıl?"
Hemşire Uğur'a başını sallayıp gittiğinde yüzündeki tebessümle omzuma vurdu.
"Çok iyi."
Elimi kalbime koyup güldüm. Uğur bana sarılınca ellerim hava kalmıştı. Annemden sonra ona hiç bu kadar yakın olmamıştım. Her şeya rağmen bana yardım etmiş ve kendi canını hiçe sayarak silah tutmayı bile bilmezken orada Burcu'nun adamlarıyla başa çıkmıştı.
Havada kalan elimi yavaşça sırtına koyup iki kez vurdum.
"Hep mutlu ol abi." dedi titreyen sesiyle. Onu kendimden ayırıp başımı salladım.
"Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Doğa'yı kurtarmama yardım ettiğin için."
"Sen benim ailemsin abi. Annemizden bana kalan tek kişisin. Senin için her şeyi yapmaya razıyım ben."
Cevap verememiştim. Gerçekten ailem olduğunı hissettirmişti. Gözlerine öylece bakıyordum. O kadar yaptığım şeyden sonra yine yanımda olmuştu. İyi günümde de kötü günümde de bana hep destek çıkmıştı.
Başıyla kapıyı işaret edip gülümsedi.
"Seni bekliyor."
Beklemeden içeriye girip kapıyı hemen ardımdan kapattım. Gülümseyerek bana bakan Doğa'ya baktım.
Yaklaşmak ile yaklaşmamak arasında gidip geliyordum. Gitmemi istemesine rağmen burada olduğum için bana kızacaktı.
"İyisin." dedim sakince. Başını sallayıp gözlerime baktı. Yaklaşmak için bir adım attım.
Gelmemi istediğine emin değildim. Elini yavaşça kaldırıp gelmemi işaret ettiğinde yüzümde bir gülümseme oluştu.
Bir an bile düşünmeden yanına oturup elimi yanağına yavaşça koydum. Elimi tutup avcumun içini öpmüştü.
"Gitme."
"Gitmeyeceğim.... Gitmeyeceğim."
Başımı yavaşça eğip dudağına doğru yaklaştım. Kalbinin atışlarını hissedebiliyordum.
"İstiyor musun?"
"N-Neyi?"
"Öpmemi."
Bakışlarını başka tarafa çekince o utangaç haline güldüm. Tek değişmeyen huyu buydu.
Cevap veremeyeceğini anladığımda dudaklarımı dudaklarına bastırıp elini ensesine koyup onu kendime daha çok çektim.
Özlemle birleşen tutkuyla ellerini yüzüme koyup karşılık vermeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)
ספרות נוערAşk kelimesiyle güzel, yaşattıklarıyla dayanılmaz bir işgencedir. Kitap şarkısı; PERA- ZEMHERİ •~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~• KİTAP KURGUSUYLA TAMAMEN BANA AİTTİR. EN UFAK BİR BENZETME, KOPYALAMA, KONU ÇALMA GİBİ ŞEYLERLE KARŞILAŞIRSAM YASAL İŞLEML...