14

1.9K 119 22
                                    

"Kartal?" demiştim korkarak çıkan titrek sesimle. Karşıma geçip bana biraz daha yaklaşarak buharlaşan nefesini yüzüme doğru üflemişti.

"O kızın burada ne işi vardı?" demişti öfkeli sesiyle. Başımı eğip yutkundum.

"Senin burada ne işin var?"

"Soruma soruyla karşılık verme."

Başımı kaldırıp öfkesini kontrol etmeye çalışan Kartal'ın gözlerine bakmıştım. Bana zarar vermesinden korkmuştu.

"Sadece özür dilemek için gelmiş."

Alayla sırıtarak başka tarafa bakmıştı. Onum neden burada olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Fakat baya öfkeli görünüyordu. Bir şey söylemesini beklemeden evime girmiştim. Güzel ayrılamasak da ayrıldığımızı düşünmüştüm. Fakat yanılmıştım. Bu konuşmanın sonu tartışmaya dönecekti belliydi. Kartal gözlerimin içine bakarken kapımı yavaşça kapatmaya başlamıştım. Son anda ayağını kapının arasına koyup beni durdurmuştu.

"Seni merak ettiğim için geldim." demişti. Kapıyı tekrar açıp baktığımda başını eğip hiç bir şey söylememişti.

"İçeriye girmek ister misin?"

Başını aniden kaldırıp gözlerime baktığında bakışlarımı eve yönlendirdim. Göz göze gelmekten nefen kaçtığımı bilmesem de kaçıyordum işte. Cevap vermeden eve girmiş ve masadaki yemekleri görmüştü.

"O kız mı aldı?"

Kapıyı kapatıp masayı toparlarken başımı salladım. Bir kaç dakika toplamamı izledikten sonra konuşmasına devam etti.

"İçine zehir katmış olabilir."

"Hiç bir kadın canını yakmayan bir insana zarar vermez." demiştim. Elimdeki poşeti masanın kenarına koyup oturması için koltuğu gösterdim. Ellerini cebine koyup koltuğa oturmuştu. Karşısına oturup konuşmasını bekledim. Ama öyle bir niyeti yokmuş gibiydi.

"Okuldakilere neden silah çektiniz?"

Bakışlarını bana çevirip kaşlarını kaldırmıştı.

"Az önce Kartaldım. Şimdi siz biz mi oldum?"

"Soruma soruyla karşılık vermeyin." dediğimde ikimizde sırıtmıştık. Az önce bana dediğinin aynısını ona söylemiştim.

"Ben sadece uyardım."

"Ne için?"

"Sana zarar vermemeleri için."

Bu söylediğinden sonra ikimiz de birbirimize bakmıştık. Belki de amacı bana yardım etmek değil korumaktı. Başımı eğip söylemek istediğim şeyi söylemiştim.

"Teşekkür ederim. Beni koruduğunuz için fakat insanları bu şekilde korkutmasaydınız daha iyi olurdu."

"Hala sizli bizli konuşuyorsun."

Ayağa kalkıp ellerimi montumun cebine koydum. Benim için bir şey ifade etmeyen birine kişiye özel hitap etmeyi sevmezdim.

"Bana yardım etmeniz ve yaptıklarınız için size minnettarım. Dün ki tepkim için de özür dilerim fakat benim arkadaşım değilsiniz, ailem değilsiniz, hiç bir şeyim değilsiniz. Size nasıl isminizde hitap edebilirim ki?" demiştim. Konuşmam biter bitmez ayağa kalkıp bana yaklaşmıştı. Aramızda mesafe olacak kadar yaklaştığında gözlerimin içine duygusuzca bakarak cevap vermişti.

"Arkadaşın olmam zaten fakat hayatında en değerlin olabilirim koca göz. Bu yüzden bana ismimle hitap etmeni istiyorum."

"Kalbi kırılmış bir adamı saramam ben. Bu yüzden hayatımda en değerlim olabilme gibi bir şansınız yok."

Ellerini cebinden çıkarmadan başka tarafa bakarak sıkıntıyla nefes vermişti. Başımı eğip bir adım geri atmıştım. Aramızda mesafe olsa da bir adım daha uzaklaşmak daha iyiydi.

"Öyle bir şey düşündüğümü de nereden çıkardın? Benim anlatmak istediğim seni korumak ve ailen olmak istiyorum."

Başımı kaldırıp mahçupça gözlerine baktım. Söylediğim sözlerin cevabı beni utandırmıştı. Ben nasıl böyle bir şey düşünebilmiştim?

"Ailem de olamazsınız." diyebilmiştim. Gülümseyip kendini titretmişti.

"Bu ev gerçekten çok soğuk. Burada uyuyabileceğine emin misin?"

"Ölmem merak etmeyin."

İkimizde gülümsemiştik.

"O kızın gerçekten pişman olduğunu düşünüyor musun?"

"Herkes pişman olabilir. Her kötü insanın ardında sakladığı acılar vardır."

Cama doğru bakıp kaşlarını çatmıştı. Baktığı yere bakmama izin vermeden üstüme atlayınca ikimizde koltuğa düşmüştük. Korkuyla gözlerimi kapatmıştım. Camımın kırılma sesiyle yerimden sıçramış başımı Kartal beyin göğsüne saklamıştım.

Öfkeyle bir şeyler mırıldanırken gözlerimi açıp Kartal beye baktım.

Bakışlarını bana çevirip çatılı kaşlarıyla "İyi misin!" demişti. Başımı salladığımda üstümden kalkıp cama doğru ilerledi. Yattığım yerden doğrulup yerdeki taşı alan Kartal beye baktım.

"N-Ne oldu?"

Taşı yere atıp bana döndüğünde elinde bir not görmüştüm. Ayağa kalktıp yanına gittim. Elindeki kağıdı alıp içindeki notu okudum.

"Bu ilk hamlemdi Kartal Artuğ..."

Bakışlarımı Kartal'a çevirdiğimde yumruklarını sıkıp sıkıp çözüyordu.

"Artık burada kalamazsın koca göz."

ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin