Gül'ün endişeyle yanıma gelip kollarımdan tuttu.
"İyi misin?"
Başımı sallayıp tekrar Kartal'a döndüm. Gözlerindeki öfkeyi buradan hissedebiliyordum. Olayı açıklamama bile izin vermeden böyle yapamazdı.
"İzin verir misin?"
Kolumı bırakıp bir adım geri çekildi. Arabadan tutunarak diğee tarafa geçtim. Kendi kapımı açıp bindim. Kemerimi bağlarken sesini çıkarmıyordu. Geriye yaslanıp tuttuğum nefesimi verdim.
Kartal sinirle oflayarak tekrar gaza yüklenince tekerler yolda kaymıştı. Bütün okul kapıda toplanmış bizi izliyordu. İkimizde sessizce yolu izlerken sonunda sessizliği bozmuştu.
"İyi misin?"
Dışarıyı izlerken elimi dizlerime koydum. Hafif sızlıyordu ama iyiydim. Gülümseyerek başımı salladım.
"İyiyim sorun yok."
Arabayı kenara çekip vücudunu tamamen bana döndürdü. Başımı ona çevirip yutkundum.
"Beni dinlemek yerine neden böyle yapıyorsun?"
"İlişkimizi neden saklamak istedin?"
"Soruma soruyla cevap verme."
İlk günkü gibi konuştuğumuz için tebessüm ederek elimi yanağına koydum. Gözlerimi kapatıp titrek nefesler verdi.
"Ben seninle olmaktan utanmıyorum. Sadece onların bir acısı var. Buna saygı göstermemiz gerekiyor."
Başını olumsuz anlamda sallayarak çatallaşmış sesiyle cevap verdi.
"Kalbim acıdı Doğa. Benimle olmak istemediğini düşünmek çok acıttı."
"Seninle olmak istemesem zaten bunu sana söylerdim. O güzel kalbin acımasın."
Başını sallayıp avcumu öptü. Yanağına minik bir öpücük bırakıp geri yerime yaslandım.
"Kartal Artuğ madem bugün parti veriyor. O zaman hazırlanmalıyım. Rica etsem beni evime bırakabilir misiniz?"
Söylediğim hoşuma gitmiş olmalı ki sırıtarak arabayı tekrar çalıştırdı.
"Siz nasıl isterseniz Doğa hanım."
Elimi tutup direksiyona koyunca kaşlarımı kaldırarak baktım. Bir yandan arabayı sürerken bir yandan elimi tutması hoşuma gitmişti. Kendimi ilk defa birine açıklayabilmem gurur vericiydi.
....
Eve geldiğimizde bir eksiklik hissetmiştim. Sanki bir şeyimi unutmuştum. Arabadan inip neyi unuttuğumu düşünürken Kartal yanıma gelip elini omzuma attı.
"Çok fazla güzel olma."
Başımı göğsüne koyup güldüm. Aklıma neyin eksik olduğu gelince hemen durup Kartal'a baktım.
"Kartal kitaplarım! Kitaplarımı unuttum! Hemen geri dönmemiz gerekiyor!"
"Gül alıır."
Sözlerini uzatarak söyleyince kaşlarımı çatıp omzuna vurdum. Birden vurduğum yeri tutarak hafif eğildi.
"Ay! Özür dilerim! Kartal çok özür dilerim çok acıdı mı?"
Elimi elinin üstüne koyup korkarak omzuna bakıyordum. Birden gülmeye başlayınca göz devirerek kolunun altından çıktım.
"Oyun mu oynuyorsun ya!"
"Hayır oynamıyordum. Gerçekten acımıştı. Ama sen dokununca geçti."
"Komik."
Elini tekrar omzuma atıp saçlarımı öpüp karıştırdı. Başımı tekrar göğsüne koyup kokusunu içime çektim.
"Ayrıca benden daha güzel kızlar var merak etme."
"Benim gözümde okulun en güzel kızı sensin."
Yüzümdeki hissettiğim sıcaklıkla gözlerimi kapattım. Beni utandırmayı çok iyi biliyordu. Kapıyı Fırat açmış ve geri çekilmişti.
"Efendim?"
"Fırat sonra."
"Ama önemli."
"Şu an Doğa'dan başka hiç bir şey önemli değil."
"Ama bilmeniz gerekiyor."
Fırat ısrarla söylemek istediği için Kartal sinirlenmişti. Kolunun altından çıkıp elini tuttum.
"Sorun değil. Önemli diyor. Konuşabilirsiniz. Ben evde seni bekliyor olacağım."
Başını sallayınca yanağından öpüp Fırat'a başımla selam verdim. Gülümseyip selamıma karşılık vermek istemişti ama Kartal elini kabanının içine götürünce hemen başını eğmişti.
Kıkırdayarak içeriye girip kapıyı usulca kapattım. Yüzümdeki sırıtmaya engel olamıyordum. Üstümdeki montu çıkartırken koltuğun üstünde gördüğüm şeylerle donakalmıştım.
Her yer çeşit çeşit elbiselerle doluydu. Bunu ne zaman hazırlamıştı bilmiyordum ama beni böyle şımarttığu için ona kızacaktım.
Salonun ortasına geçip tek tek elbiselere bakmaya başladım. Hepsi uzundu. Bilerek uzun seçmiş olmalıydı. Beni kıskandığını düşünerek kendi kendime gülmüştüm. Birbirinden güzel elbiselerin arasında seçim yapmaya çalışırken dışarıdan hafid bir ses gelmişti.
Kollarımı birbirine bağlayıp camdan dışarıya baktım. Kartal Fırat'a karşı sakin kalmaya çalışırken kapının üstünde duran çatının tahta tutamaçıma vuruyordu. Belli ki hoşuna gitmeyecek bir şey söylüyordu.
Yanlarına gitmek ile gitmemek arasında kalmıştım. Zaten seçim yapmama gerek kalmadan Kartal eve girmişti. Perdeyi düzeltip sinirden köpüren Kartal'a doğru ilerlemeye başladım.
Üstündeki kabanı çıkartıp sandalyenin üstüne atmıştı.
"Kartal iyi misin? Neler oluyor?"
Cevap vermeyince bakışlarım ellerine indi. Sinirden titriyordu. Korkarak ellerini tuttum.
"Ne oldu? Neden bu kadar sinirlendin?"
"Önemli bir şey değil. Elbiseni seçtin mi?"
Hiç bir şey yokmuş gibi davranmaya çalışsa da yüzünden her şey belli oluyordu. Hala titreyen ellerini daha sıkı tutup biraz daha yaklaştım. Aramızda milimler oynarken diğer elimi yüzüne koyup sakinleştirmek için gülümsedim.
"Benden saklama lütfen. Anlat lütfen."
"İş ile alakalı. Çok titiz davrandığımı bildikleri halde hata yapmışlar. Ortaklarımdan biri ayrılma kararı almış."
"Bunun için mi sinirleniyorsun?"
"Doğa bana sarılır mısın? Belki o zaman daha iyi hissederim."
Başımı sallayıp boynuna sarıldım. Ellerini belime dolarken başını boynuma koymuş titrek titrek nefesler veriyordu. Bir iş için bu kadar sinirlenmesi normal değildi. Benim tanıdığım adam bu değildi. Her ne olursa olsun hep sakin ve güzel karşılardı.
"Daha iyi misin?"
Başını olumsuz anlamda sallayarak boynuma minik minik öpücükler kondurdu.
"Biraz daha sarıl geçicek. Eminim geçicek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)
Teen FictionAşk kelimesiyle güzel, yaşattıklarıyla dayanılmaz bir işgencedir. Kitap şarkısı; PERA- ZEMHERİ •~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~• KİTAP KURGUSUYLA TAMAMEN BANA AİTTİR. EN UFAK BİR BENZETME, KOPYALAMA, KONU ÇALMA GİBİ ŞEYLERLE KARŞILAŞIRSAM YASAL İŞLEML...