11

2K 117 33
                                    

Bu yaptıklarımın Doğa'nın gururunu nasıl incittiğinin farkındaydım. Ona acıdığımı sanıyordu. Ama amacım tamamen ona yakın olmaktı. Yanlız kalmaması için değil, onun yanında kalmak istiyor onu gülümsetmek istiyordum. Acımak benim gibi bir adamın duygularının arasına bile giremezdi. 

Viskimden bir yudum daha alıp dışarıyı izlemeye devam ettim. Yaptıklarım oma göre çok fazlayken bana göre hiç bir şeydi. Adamlarımdan birisi soluğu karşımda alınca elimdeki viski bardağını masaya indirdim.

"Efendim... Özgür Alakan geldi." dediğinde kaşlarımı çatarak adamıma baktım. O itin benim evime gelmesine nasıl izin vermişlerdi! Ayağa kalkıp adamıma kızacakken kapının açıldığını duydum. Ardından da o adamı gördüm...

"Böyle mi karşılıyorsun bizi?"

Çatılı kaşlarımı düzeltip ellerimi pantolonumun cebine koydum. Rahat tavırlarla bıyık altı sırıtıp o pis gözlerine baktım.

"Kafanın yerinde olduğuna şükretmen gerekirken evime gelmeye cesaret etmen beni hayran bıraktı."

Gülümseyerek yanındaki adamlara baktı. Onlar olmasa beş kuruş bile etmezdi. Kollarını birbirine bağlayıp karşıma geçti.

"Alındım. Neyse ki alışkınım. Görüşmeyeli baya oldu. Sevgili değiştirmişsin. Senin olay baya otomatik kapıya döndü."

Koltuğuma oturup yayıldığında öfkemi bütün damarlarımda hissetmiştım. Bana da oturmam için işaret ettiğinde etrafa bakıp sinirle gülerek oturmuştum.

"Asıl meseleye gelmek istiyorum. Karımın intikamını almak için daha önce gelmiştim fakat Baran Ergin ile karşı karşıyaydın. Seni öldürür diye düşünmüştüm."

Karısının ölümünden beni sorumlu tutan pisliğe baktım. Onun karısı benim tek geceliğimdi.

"Adam olsaydın da karını altıma vermeseydin."

Söylediğim söz çok ağırına gitmiş olacak ki ayağa kalkıp silahı başıma dayamıştı. Bu hareketler bir saatten sonra gerçekten klişe geliyordu. Beni öldüremeyeceğni ikimiz de biliyorduk.

"Öff.... Cidden bu mu?" demiştim. Başımı geriye yaslayıp tavana baktım. Eğer beni öldürürse karısının intikamını alamayacaktı. Bu yüzden de öldüremeyecekti.

"Karımın aklına sen girdin. Onu yatağa atmak için ikna ettin."

"Karın bana sulandı. Ben hiç bir şey yapmadım. Çok istedi bende verdim. Demek ki sen ona yetmemişsin bana gelmiş."

Kahkaha atarak silahı başımdan çekmişti. Cebine yerleştirirken öfkeden kızarmıl gözlerini gözlerime dikmişti.

"Aynısını yaşatacağım sana Kartal Artuğ. Az sabır."

Adamlarına işaret edip evden çıktığında hızlıca ayaklanıp silahımı ve siyah kabanımı alıp peşinden çıktım. Doğa'yı biliyor ve ona zarar verecekti. Adamlarıma peşimden gelmeleri için işaret edip kendi arabama bindim. Oyalanmadan gaza köklenip okula doğru sürmeye başladım.

6 sene önce...

İş toplantısına son anda yetişmiştim. Masaya oturup Özgür beye başımla selam verdim. Eşiyle birlikte gelmişti. Bu işi alırsam baya yükselecek ve adımı her yere duyuracaktım.

"Nasılsınız Özgür bey?" demiştim gülümseyerek.

"Şükür ki iyiyim. Bu eşim Ada. Ada bu da şirketime ortak olacak kişi Kartal Artuğ. Hani bahsetmiştim ya."

Kadın gözlerini benden ayırmadan gülümseyerek elini uzattı. Bekletmeden elini tuttuğumda baş parmağıyla elimi okşamıştı. Bakışlarının altında hissettiğim o arzu gülümsememi daha da arttırmıştı.

Yemek boyunca beni izlediğinin farkındaydım. Özgür beyin fark etmemesi için omna bakmıyordum. Bir kaç dakika sonra bacağımda bir sıcaklık hissetmiştim. Kimseye belli etmeden sohbet ederken başımı eğip dizime baktım. Bacağını uzatmış dizimi okşuyordu. Başımı kaldırıp sonunda yüzüne baktığımda ağzındaki lokmayı çiğnerken hiç de iyi olmayan bakışlarıyla gülümsemişti.

O günden sonra ortaklığımız gerçekleşmiş bir ay sonra da Ada ile birlikte olmuştuk. Özgür bunu her nereden öğrendiyse Ada'yı öldürmek için yemin etmişti. Daha sonda bana geleceğini söylemişti. Ada Özgür'den önce davranıp kaçmış fakat kaçarken kaza yapıp vefat etmişti. O günden sonra ortaklığımız bozulmuş ve düşmanlığımız başlamıştı. Ben istediğimi almıştım. İsmimi duyurmuş ve yüksek yerlere gelmiştim.

Okulun önünde durup etrafa bakındım. Doğa ortalıkta yoktu. Gelmemiş olmasını dileyerek bakınmaya devam ediyordum. Daha önce Sera'dan intikamını alacak olmalıydı ki Baran'ı duyunca vazgeçmişti. Şimdi ise Doğa'ya sarmıştı. Eğer ona benim yüzümden bir şey olursa kendimi asla affetmezdim.

Yukarıdan gelen Doğa'yı görünce tuttuğum nefesimi rahatlıkta verdim. Her zaman ki gibi kitaplarına sarılmış başı eğik yürüyordu. Etrafa bakınmıştım. Ortalıkta hiç kimse görünmüyordu. Kemerimi açıp arabadan inecekken Doğa'nın bana söyledikleri aklıma gelmişti. Okula girişini izlerken başımı koltuğa yasladım. Toprak büyük bir savaş açmış ve kazanmaya da kararlıydı.

Arkamda benimle birlikte gelen iki arabaya baktım. Bu şekilde çok dikkat çekiyorduk. Dikiz aynasından gitmeleri için işaret edip okula girerken arabama tuhaf tuhaf bakan öğrencilere döndüm. Doğa burnundaki sargıyı çıkarmıştı. İki gündür okula gitmiyordu. Hepsini topluca ilk ve son kez uyarmıştım.

Doğa'dan uzak duracaktım fakat her zaman bir adım arkasında olacaktım. Başta Toprak olmak üzere herkesten koruyacaktım onu. Kimsenin Doğa'yı incitmesine izin vermeyecektim. Telefonumu çıkartıp sağ kolum Furkan'ı aradım.

"Efendim Kartal bey?"

"Dediklerimi almaya başlayın. Mezuniyete kadar hepsi tamam olsun."

"Peki efendim."

Telefonumu kapatıp okula son bir kez baktım. Burayı boş bırakmamam gerekiyordu. Arabayı dikkat çekmeyecek bir yere okulun az ilerisine çekip etrafı izlemeye başladım. Çıkışa kadar burada kalacaktım. Doğa evine gidene kadar onu takip edecektim.

ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin