💫1.Bölüm💫

690 19 18
                                    

👆🏼şarkıyı açmayı unutmayın:)

Selaaaaaaaaam:)

Çok özlemişim sizi, buraya yazmayı, bölüm atmak için saatin gelmesini beklemeyi🤧

Eee görüşmeyeli nasılsınız bakam?

Şimdi sizin için çok güzel bir hikaye ile geldim inşallah beğenirsiniz kuzular🥺🤭

Beğenilerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin onları görmek beni çok mutlu ediyor. Yanımda olduğunuzu bilmek çok çok güzel🤭❤️

Neyse ben şimdilik kaçar;)

Elimdeki kahve dolu bardağı avuçlarımın içine aldım. Üşüyen ellerim biraz olsun ısınmıştı. Camın kenarına geçip dışarıyı izledim. Yavaş yavaş çiseleyen yağmuru... Yağmurdan kaçan insanları... Nedense yağmurdan kaçan insanları anlamazdım. Oysaki ben her yağmur yağdığında koşa koşa camın kenarında o huzuru izleyen yağmurda ıslanmak için can atanlardandım. Kapımın tıklatılmasıyla yavaşça kapıya döndüm.

-Gelebilir miyim?
-Gel abla.

Ablam yavaşça yanıma yaklaştı. Benim gibi camın dibine yaslandı.

-Annemler gitti mi?
-Gittiler az önce. Biraz durgun gibisin.
-Düşünüyorum.
-Neyi?
-Neyi düşündüğümü çözemiyorum. İçimdeki her neyse duvara saatlerce boş boş baktırabilecek kadar kuvvetli ama ne olduğunu anlayamacağım kadar hissiz.
-Hadi gel salona böyle daha çok yoracaksın kafanı.
-Sen geç geliyorum bende.
-Tamam.

Ablam sessizce odadan çıkınca telefonumu eşofmanın cebine atıp yavaşça odadan çıktım. Koridor boyunca yürüyüp salona geçtim.

-Oooo Deniz hanım siz yaşıyor muydunuz?
-Bulut!
-Yaşıyordum abi odama gelip baksaydın görürdün.
-Aman lafınıda sok ölürsün mazallah.

Ayaklarımı sürüye sürüye abimin yanındaki tekli koltuğa geçtim. Abim ve ablamın arasında mekik dokuyan gözlerim yorulmuştu. Abim bana dönüp;

-Neyin var bakayım senin.
-Bişeyim yok.
-Hadi len ordan. Ne bu halin?
-İyiyim abi sadece başım ağrıyo biraz geçer şimdi.
-Şimdi anlaşıldı senin derdin.
-Neymiş derdim ablacım.
-Pazar günü görev yerin açıklanıyor dimi senin.
-Tabi ya nasıl aklıma gelmedi.
-Oy abisinin kuzusu büyümüşte çalışmaya mı başlayacakmış.
-Abi ya! 22 yaşındayım. 22! Yaptığın şeye bak.
-Kes. Hala benim bücür yaramaz kardeşimsin.

Gözüm sulandığında yüzüme düşen bir parça saçım onların beni görmesini biraz olsun engellemişti. İki gündür duygularım biraz garip çalışıyordu. İçimde koca bir boşluk hissi oluşuyordu. Mutlumuydum üzgünmüydüm bilmiyordum.

-İyi de kızım senin şuan sevinmen gerekmiyor mu?
-Üzerine gitme kızın.

Gözümden damlayan yaşları silip kafamı kaldırdım.

-Merak etmeyin. Sadece biraz kafam karışık.
-Peki madem.
-Beraber şirinler izleyelim mi?
-Nerde az önce 22 yaşındayım diye bana kafa tutan kız.
-Hadi ya.
-Peki madem izleyelim.
-Sesini çok açmayında Mert uyanmasın.
-Uyuyor mu paşa?
-Babası gittiğinden beri uyuyor.
-Sahi eniştem nerde?
-İş yerinden çağırmışlar gelir birazdan.

Şu zamana kadar tek değişmeyen şey sıkıldığımız zaman televizyon karşısına geçip sanki küçük çocukken yaptığımız gibi oturup çizgi film izleyebiliyorduk. Kapı çalınca ablam oturduğu yerden kalkıp kapıya koştu. Zili çaldığı için enişteme bi posta ayar verip ağlayan Mert'in yanına uçtu. Eniştem bize selam verip yanımıza oturdu. Artık oda alışmıştı bu halimize.

Ablamla eniştem 2yıl önce evlenmişlerdi. Mert adında tatlış mı tatlış bir oğulları vardı. Bizim alt katımızda oturdukları için genelde hep beraber oluyorduk.

-Afferin Can sana al işte uyandı.
-Ne yapayım kızım unutmuşum uyuduğunu.

Ablam kucağında Mert'le kocasının yanına oturdu. Hep beraber filmi izlemeye devam ettik. Film bitince ablamla masayı kurduk. Bugün babamın iş yemeği vardı. Annemle beraber oraya gitmişlerdi. Yemeklerimizi yedikten sonra sofrayı toplayıp bulaşıkları ablama kitledim. Hepimize kahve yapmak için ocağın başına geçtim. Kahveleri onlara ikram edip kendi kahvemi alıp odama geçtim. O sırada çalan telefonumu tek elimde açıp omuzumla telefonu tuttum.

-Deniz?
-Efendim.
-Napıyorsun?
-Hiç öyle sen napıyorsun?
-Aynı bende.
-Bişey mi oldu bu saatte aramazsın normalde?
-Oldu aslında.
-Naz? Ağlıyor musun sen?
-Hayır.
-Nerdesin söyle?
-Amcamlarda.
-Bekle geliyorum.
-Hayır Deniz gelmene gerek yok.
-15 dakikaya ordayım.

Telefonu kapatıp hızlıca üzerime montumu geçirdim.

-Ben çıkıyorum!
-Nereye kızım bu saatte.
-Naz'ın yanına gitmem lazım acil.
-Dur ben götürürüm seni.
-Olmaz!

Abimin beni götürmesi şuan olmazdı. Çünkü Naz abimden hoşlanıyordu. Şu durumda onu görmesi ne kadar doğru olurdu bilemem.

-O zaman hiçbir yere gidemezsin küçük hanım.
-Offff tamam.

Ayakkabılarımı geçirip abimi bekledim. Abimde çıkınca hızlıca merdivenlerden aşağıya indik. Yağmurun beni ıslatması umrumda bile olmamıştı. Zaten şuan tek düşündüğüm şey vardı oda Naz. Abim olabildiğince hızlı onların sokağa gelince Naz'ı sokağın başındaki durakta görmek benim beklediğim bişey değildi.

-Abi dur!

Abim durunca hışımla arabadan indim. Koşarak Naz'a sarıldım.

-İyi misin.

Ağlamasının arasında yarım yamalak konuştu. Yanındaki çantasını alıp arabaya doğru yürümesine yardım ettim. Arabaya binince sıkıca sarıldım ona. Abime gidelim dercesine işaret ettim. Hiç ses çıkarmadan arabayı sürdü. Araba boyunca ben Naz'ın ıslanmış saçlarını okşadım oda bana sarılıp sessizce ağladı. Eve gelince abim önden biz arkadan eve girdik. Kimseye gözükmeden odama geçtik. Dolabımdan birkaç parça kıyafet çıkarıp Naz'a uzattım. O giyinirken bende odamdaki elektrikli ısıtıcıyı yaktım. Banyoya gidip kuru bir havlu aldım. Odama girip kapıyı kapattım. Naz'ın saçlarını havluyla kurularken sessizce konuştum.

-İyi misin?
-İyiyim.
-Noldu peki?

Naz elimden tutup beni yanına oturttu. Bir dizimi kırıp onun üstüne oturdum. Naz başını aşağıya eğdi. Fısıltıyla konuşmaya başladı.

-Amcam'la yengem konuşurken duydum onları. Beni istemiyorlar Deniz. Fazlalık gibi duruyorum gerçekten bu durumdan sıkıldım. Duyduklarımdan sonra artık o evde kalacak gücüm kalmadı.
-Gel buraya.

Naz anne babasını 5yıl önce kaybetmişti. O günden beri dimdik ayakta durmayı başarmıştı. Onlardan Naz'a kalan sadece babasının servetiydi. 2teyzeside yurt dışında yaşıyordu. Onlar yanına almak istemişlerdi Naz'ı ama o burda kalmak istemişti. Evde yanlız kalmasını istemedikleri için amcası sahip çıkmıştı ona. Ama yengesi bir türlü kabullenememişti Naz'ı.

-Bununda üstesinden gelicez dayan.
-Deniz?
-Hı?
-Ne yapacağım ben gidecek yer...
-Duymamış olayım ben neyim burda.
-Ama...
-Pazar günü bir açıklanasın görev yerlerimiz ona göre haraket ederiz olur mu? Şimdi kafana takma bunu.
-Sağ ol yanımda olduğun için.
-Tabiki yanında olucam senden başka kimim var benim.

Naz'a tekrar sarıldım. Onun acılarını hafifletmek için yalnız olmadığını bilmesi için sıkı sıkı sardım onu.

Bu bölüm burda bitmiştir:((

Deniz'i nasıl buldunuz? Aynı zamanda Naz'ı?

İlk bölüm olduğu için konuyu anlamanız biraz zor. Ama okuduğunuz kadarıyla nasıl sizce???

Yeni bölümü ne zaman atarım hiçbir fikrim yok. Ama gerçekten bir destek göremezsem yayınlamayı düşünmüyorum hikayeyi.

Şimdilik ben gidiyorum:)

En yakın zamanda görüşmek üzere;)

Yıldızlara Bak💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin