Medya : Sezen Aksu - Sen Ağlama
♪
Sahi, şimdi ne olacaktı? Karmakarışık bir düğüm nasıl çözülürdü ki? Koca gök ile yer arasında sıkışıp kalmıştım sanki. Dertler çorap ipliği gibiydi sahiden. Hayatımın akışı mükemmel sayılabilecek bir seviyedeyken, satın alındığımı öğrenmemle ipliğin ucu çekilmişti. Sonrasında o kadar çok şey üst üste gelmişti ki oturup da vay be, neler neler atlattım demeye fırsatım olmamıştı. Tüm bu karmaşa bir gün gerçekten biter miydi acaba? Bitse bile görebileceğimi çok sanmıyordum da, neyse, şu an kafa yormam gereken daha önemli konular var.
Maalesef...
"Şimdi..." diye başladım, ne söyleyeceğim hakkında hiçbir fikrim olmasa da.
"Şimdilik önceliğimiz Umut'u tüm bu olanlardan uzaklaştırmak." dediğimde Umut itiraz edecek gibi olduğunda elimi kaldırıp onu susturdum. "Aklı başında hiçbir insan itiraz etmez Umut, o yüzden ağzını bile açma. Şimdi, önce anneni arayıp buluştuğun arkadaşının evinde geceyi geçireceğini söyleyeceksin. Sonra arkadaşını arayıp seni idare etmesini rica edeceksin. Arkadaşın güvenilir biri mi?" dedim hızlı hızlı. Aklımdaki tüm çarklar bugünü bekliyormuş gibi birden dönmeye başlamıştı.
"Kendime güvenmem ona güvenirim." dedi büyük bir ciddiyetle.
"Tamam sen yine de başına gelenleri anlatma. Onun da başını belaya sokmayalım." dedim. Ne kadar az kişi bilirse o kadar iyiydi. Başını tamam anlamında aşağı yukarı sallarken telefonunu çıkarmış annesini aramaya başlamıştı. Kendimden emin dursam da ellerimi örtünün altında sımsıkı birleştirmiş, her şeyin istediğim gibi gitmesi için dua ediyordum.
Umut'un Yelda Hanım'ı ikna etmesi biraz uzun sürmüştü fakat sonunda başarmış, hemen arkadaşını aramıştı. Arkadaşını da sıkı sıkıya tembihledikten sonra işler ta en baştan sarpa sarmadığı için biraz olsun rahatlamıştım. Az öncesine kadar son hız çalışan çarklar, çomak sokulmuş gibi aniden durmuş, yine ne yapmam gerektiğini bilemeyecek bir duruma düşmüştüm.
Bu kadarcık mıydı yani?
Zahmet olmuştu gerçekten.
"Pekala," dedim çarklarımın daha fazla yardımcı olamayacağının acı bir şekilde farkına vararak. "Umut, sen bu gece burada kalıyorsun. Sabah da erkenden Eymen'le evine gidip eşyalarını ayarlıyorsun, oradan da doğruca okula. Anlaştık mı?" dediğimde omzunu silkip başını salladı. Eymen'e sana da uyar mı anlamında bir bakış attığımda o da başını sallamış, içimin daha da rahatlamasını sağlamıştı.
"Umut sen biraz dışarı çıkabilir misin?" dedim, Eymen'le konuşmak istediğim şeyler vardı. Umut benle Eymen'e baktıktan sonra "Tamam." deyip ayaklanmıştı.
"Kapının önünden ayrılma, bir şey olursa da direkt içeri gel." dedim kapıdan çıkmak üzereyken.
"Peki anneciğim." deyip gülünce istemeden ben de gülmüştüm. Odadan çıkıp kapıyı kapatınca Eymen yanıma gelmiş, ayakucumdaki boşluğa oturmuştu.
"Özür dilerim, sana anlatmadığım için." dedim.
"Özür dilemek için biraz geç değil mi?" dedi, sesinde kırgınlık ya da kızgınlık benzeri bir tını yoktu. Öylesine bir soru sorar gibiydi, ben de başımı evet anlamında salladım.
"İnci hapse girer mi sence?" dedim. Deminden beri bu soru aklımı kurcalayıp duruyordu. Yine suçu başkasına yıkıp elini kolunu sallaya sallaya gezmesinden korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Ağlama
Teen Fiction"Sen ağlama." dedi kemikli elleriyle gözyaşlarımı silerken. Yanağımın üstündeki elini elimle tutup yüzümü avcuna bastırdım. Islak gözlerimi gözlerine diktiğimde yaklaşıp alnımdan öptü ve uzaklaşmadan fısıldadı, "Dayanamam..." #1 - ağlama •18.07.21•...