21 BÖLÜM

1.5K 214 250
                                    

Güven ruh gibidir, terk ettiği bedene asla geri dönmez

William Shakespeare

LUCY


O kadar sinirliydim ki, sabaha kadar gözüme uyku girmemişti. Buna bir parça kabus görme endişesi de eklenince yatağa girmek bile istememiştim.

Son zamanlarda neredeyse her gece gözümü kapattığımda karşımda Aidan ve onun bana geçmişimle işkence etmekten keyif alan o pis suratını görmekten gına gelmişti artık. Kabuslarımın bu kadar sıklaşmasının nedeni sanki bir felakete çok yaklaşmışım hissi uyandırıyordu insanda. Tıpkı her an patlamak üzere olan bir volkandan etrafa dalga dalga yayılan sıcaklık gibiydi. Beni boğuyordu.

Belki de son haftalarda çok fazla gerildiğim içindi tüm bunlar. Bayan Shelly'nin öldürülmesi, Rosie Teyze'nin - bir teyzem olduğunun - ortaya çıkması, ne işe yaradığını bilmediğim ve annemden bana kaldığını öğrendiğim gizemli bir anahtar, Jason'ın eksi patronunun kaybolan kızını bulmak istemesiyle eski mesleğine geri dönmesi ve bu sayede Washington'a sıkışıp kalmamız... Ve bir de sürekli karşıma çıkıp duran şu kırmızı gül olayı vardı tabi.

Sanırım dün gece ile ilgili asıl midemi bulandıran şey, benden habersiz çantama koyulmuş olan sahipsiz güldü.

Bir tesadüf olmayı çoktan geçmişti ve giderek beni endişelendirmeye başlıyordu.

Bunu yapan kimdi?

Amacı neydi?

Benden ne istiyordu?

Gizli bir hayranım olduğunu düşünmek istiyordum fakat, ta Florida'dan buraya kadar takip edildiğimin düşüncesi bile tüylerimi diken diken etmeye yetiyordu. Jason'la bu konuda konuşmaya ihtiyacım vardı fakat ne yazık ki hâlâ eve dönmemişti.

Dün gece Trisha ile gittiğimiz kulüpte tesadüfen Jason'a rastlamıştım. Evet, tamamiyle rastlantıydı ve üstelik yalnız değildi. Yanında, üzerindeki kıyafetlerden orada çalıştığı belli olan garson kılıklı genç bir kadın vardı. Güzeldi. Bir şey yapmıyorlardı. Sadece konuşuyorlardı. Ancak bu görüntünün bile mideme kramplar girmesine neden olması Jason'a hastalık derecesinde aşık olduğumun ispatıydı.

Bir ara kız ağlamaya başlayınca, Jason uzanıp ona mendilini verdi. Bunun dostça yapılmış bir hareket olduğunu bildiğim halde kıskançlık asit gibi midemi yakmaya devam etmişti. Sonra garsonu çağırdılar ve hesabı isteyerek birlikte oradan uzaklaştılar. Sarmaş dolaş.

Jason'ın bu gece dışarı çıkacağından bahsetmemesi çok garipti. Neden yalan söylesindi ki? Veya belki yalan değildi. Dün gece Jason'ı Üs'se bıraktığımda bana tüm gece Lucky ile araştırma yapacaklarını söylemişti. Biriyle buluşacağından bahsetmemişti. Bir son dakika gelişmesi olduğunu ve görüştüğü kadının Maya'yı bulmasında faydalı olacak bir tanık olduğunu düşünmek etmek istiyordum. Yine de son dakikaya kadar telefonlarıma cevap vermemesinin bende yarattığı sinir bozucu etkiyi bastıramıyordum.

Jason'a sağ salim eve geldiğimi bildirmek için mesaj attığımda bana biraz gecikeceğini ve onu beklemeyip yatmamı söyleyen bir mesajla karşılık vermişti. Benden ne saklıyordu bilmiyordum ama o anda üstelemenin bir faydası olmayacağına karar verdim. Bana yalan söyleme ihtimallerine karşı Lucky ve Carol'ı da aramak istememiştim.

Şaşkın ve öfkeliydim. Ve de hasta.

Sabaha kadar mide bulantısı ve baş dönmesi yüzünden yediğim ne varsa tuvalete boşaltmıştım. Kendimi o kadar kötü hissediyordum ki, güneş doğduğunda cildim en az onun dünyaya yaydığı ışıklar kadar beyaz ve şeffaf görünüyor olmalıydım.

CEHENNEMDEN DÖNÜŞ (Araf Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin