Şarkı: Led Zeppelin- Heart breaker
Gördüğüm bu manzara üzerine tebessüm edemeden yapamamıştım.
Arkadaşlar bir şey söyliycem. Ben uyuduğum zaman başım ayrı, götüm ayrı yerde oluyor. Astımım yüzünden ağzım açık uyumak zorunda da kalıyordum. Anlayacağınız iğrenç bir şekilde uyuyorum.
Annemle babamın ölümünden bu yana ağzım açık uyuyordum. Bu ölüm beni sadece duygusal anlamda etkilememişti, astımımın başlaması da o zamana dayanıyordu.
Fakat şu an konu benim uyuyuşum değil, Cenk'in uyuyuşu. Cenk'in güzel uyuyuşu.
Çocuğun uyuyuşu bile kusursuz, uyuyuşu bile çok güzel abi!
Ay maşallah diyin, nazar değmesin.
Benim aksime upuzun ve kıvrımlı kirpikleri var.
Burnu yan profilden bakılınca da ayrı bir güzel. Cidden diyorum. Önden de dikkat etmiştim fakat bu kadar dikkatimi çekmemişti.
İlk gördüğümde dudakları kalın gelmişti ama dudakları ne çok kalın ne de çok inceydi. Fakat dolgundu.
Yüzü nerdeyse tüm kızların dikkatini çekecek türdendi; uzun ve kemikli, daha doğrusu yüz hatları sert demek daha doğru olurdu.
Bir insanın iki kaşı normalde eşit olmazdı , yani gözlemlerime göre. Ama Cenk'in iki kaşı da aynıydı.
Boynu, oldukça.. Ay boşverin boynunu.
Yüzü bildiğiniz simetrikti. Yüzünün bir yarısı, diğer yarısının aynısıydı.
Bacaklarının üstünde duran ellerine baktım. Uzun ve dümdüzdü. Vallahi benimkilerinden daha güzel.
Ya sen niye kız olarak doğmadın be oğlum? Ne güzel olurdun oysa ki. Bütün erkekleri peşinden koştururdun.
Gerçi böyle de güzelsin. Hep güzel, çok güzelsin.
"Uykun gelmedi mi?" Bu ses Cenk'ten geliyordu. Hala kafasını koltuğa yaslamış, gözleri kapalı bir şekilde duruyordu.
"S-sen uyumuyor muydun?" Sesimin titremesine engel olamamıştım. Sahi, bu çocuk uyumuyor muydu, ne ara uyandı? Ya da hiç uyumadı, evet mantıklı.
Kahretsin! Eğer beni fark ettiyse rezil olmuştum.
"Şimdi uyandım, film çok bağırıyor." Ben niye filmin sesini hiç duymadım?
Tabi duymazsın Dorina, iki saattir çocuğu izleyip inceliyorsun. Birisi bana böyle baksa ve ben fark etsem hiç hoşuma gitmezdi. 'Oha, çocuk bildiğin beni soydu, tecavüz etti, giydirdi.' diye tepki verirdim. Tabiki içimden, canım iç sesim.
"Haa, evet. "
"Niye kısmıyorsun sesini o zaman?" Seni izliyordum yakışıklı. -gözlüklü emojinin olduğunu düşünün burada-
"Filme kaptırmışım kendimi, fark etmedim." Vay be, ne güzel yalan söylüyorum! Ve en nefret ettiğim şey yalan. Tabi pembe olmadığı sürece. Çocuğa seni izliyorum mu deseydim, ne yapsaydım?
Kumandaları alıp sesini kıstım.
"Kapat televizyonu, uyu artık." Uyu artık nedir ya? Emrediyor bir de.
"Sen uyu, benim uykum yok."
"Yarın okul var, uyumazsan sabah kalkamazsın."
Bu cümlesine karşılık koltuğa başımı yaslayarak gözlerimi kapattım. Şu asansör olayından sonra kim bilir benim hakkımda ne düşüneceklerdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Tanesi
Novela Juvenil"yani şu hayatta senin bile yerin dolacaksa inanacak hiçbir şeyim kalmaz"