Resim: Cenk Ayaztaş
Şarkı: Avenged Sevenfold-Warmness on the soulİlk önce ne diyeceğimi bilemedim. Ona karşı gelsem ona değer verdiğimi zannederdi. Ne yapacağıma karar veremediğim için yere bakıyordum. Aslında dalmıştım. Cenk'in bana doğru yaklaşan ayak seslerini duyduğumda kendime gelip ona doğru baktım.
"Önemli değil, yaşandı ve geçti." Umursamaz bir tavırla söylemiştim.
Cenk'in bu cevabı beklemediği yüzünden fazlasıyla belli oluyordu. "Neyse, yarın görüşürüz." dedim ve okul kapısının çıkışına doğru gittim.
Kapıyı kendime doğru çektiğimde hiç beklemediğim bir durumla karşı karşıya kaldım. Bir daha kapıyı açmayı denedim fakat durum yine aynıydı.
Arkamı dönerek Cenk'e doğru koşmaya başladım.
"Cenk kapıları kitlemişler!" Paniğe kapılmıştım.
"Tamam, sakin ol." Bu kadar sakin olmasına uyuz olmuştum.
"Şi-şimdi ne yapacağız?"
Okulda sadece ikimiz vardık. Cenk de üç defa 'Dündar abi!' diye bağırdı.
Dündar abi okulumuzun hizmetlisiydi. İşini bitirmiş, bizi unutmuş ve kapıyı kitleyip çıkmıştı. Cenk'i henüz tanımamam da endişeye düşmeme neden oluyordu. Şimdi yere bakıp düşünme zamanı Cenk'e gelmişti.
"Cenk ne yapacağız, bir şey söyle!"
"İlk önce bi sakin olmayı denesen fena olmaz. Ne yapacağımı düşünüyorum, bekle biraz."
Birkaç saniye sonra, "En üst kattaki odada bütün odaların anahtarları var, sen burda bekle, ben alıp gelirim." dedi.
Geçen birkaç saniye bana bir ömür gibi gelmişti. Cenk'e "Hayır, ben de seninle geleceğim. Burda tek kalmak istemiyorum." diye hızlıca karşı çıktım.
"Korkma, kimse yemez seni. Hayaletler falan da yok."
Cenk'in böyle demesiyle gözlerimin dolması bir olmuştu. Beni fark edince, "Tamam gel, takip et beni."
Asansöre doğru yürüdük. Asansör gibi kapalı ve dar alanlarda uzun süre kalmak nefessiz kalmamı yani zor nefes almamı sağlıyordu. Astım başlangıcının olması da bu durumu tetikliyordu.
Asansör kapısının açılmasıyla Cenk koridorda ilerlemeye başladı. Onu takip ederken hala içim titriyordu. Eskiden böyle şeylerden bu kadar çok korkmazdım. Korksam bile kendimi sakin tutabiliyordum. Ama yabancı dizi izlemeye başladığımdan beri bu tür şeylerden çok etkileniyordum.
Cenk bir kapıya doğru yürürken ben de peşinden gidiyordum. Odanın kapısını açmak için elini uzattığında kapı kitliydi. Cenk omzunun üstünden bana baktı. Ben de zaten büyük bir dikkatle onu izliyordum. Ona doğru yaklaştım.
"Ne yapacağız?" Yüzüm asılmıştı.
...
Soruma cevap vermediğinde ne yapacağımızı düşündüğünü anladım. Koridorda bir ileri, bir geri, bir sağa, bir sola gidip duruyordum. Tüm koridoru baştan sona birkaç kez dolaşmıştım ve Cenk hala hiçbir şey yapmıyordu.
Ben de bu sessizliğimizi bozmak için, "O kaslarını boşuna yapmadın herhalde, gücünü kullan ve kır kapıyı tabi zahmet olmazsa." dedim iğneleyici bir şekilde ve tek kaşımı kaldırarak.
Ters ters bana baktı. Zaman geçtikçe havanın soğuması nedeniyle üşümeye başlamıştım, üstüme sadece yarım kollu tişört geçirmiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Tanesi
Novela Juvenil"yani şu hayatta senin bile yerin dolacaksa inanacak hiçbir şeyim kalmaz"