7.BÖLÜM

365 26 0
                                    

Resim: Derin Erkin
Şarkı : Metallica-Nothing else matters

"Sen mi alıcaksın üniforma?" dedi yaklaşarak, aramızda iki cm ya var ya da yoktu.

"Evet de, senin ne işin var burada?" Geriye doğru çekildim.

"Babam zorladı gelmem için, yoksa gelmezdim." Alla alla, ben de seni zor bekliyordum.

"Yarın da alabilirdim üniformaları, gelmene gerek yoktu. "Kafasını kaldırıp etrafına bakındı ve elini ensesine götürüp ensesini kaşıdı.

Üstündeki gömlek dar olduğundan kaslarının gerildiğini fark ettim. Ona baktığımı fark edince hemen kafamı eğip tırnaklarımla oynamaya başladım.

Bana bakıp güldüğünü görünce, "Buraya sırıtmak için mi geldin Cenk?" Gülümsemesi yüzüne daha çok yayıldı.

"Ne var?" dedim kaşlarımı kaldırarak, gözlerimi gözlerine diktim.

"Yok bir şey, yürü." dedi ve koridorda ilerlemeye başladı.

Koridorun orta bölümünde, revirin yanında tabelasız bir oda vardı. Cebinden bir anahtar çıkardı ve kapıyı açtı. Ben de onu takip ettim.

Önümüze doğru ilerlerken Cenk hızlıca arkasına döndü, kafam göğsüne çarptığı gibi ondan uzaklaştım.

"Napıyorsun?" diye onu tersledim.

"Adımı nerden biliyorsun?" dediğinde yanından geçip ilerleyecektim ama buna izin vermeden önümü kesti.

"Çık önümden." Keskin bir şekilde söylemiştim.

"Sana soru sordum." dedi tek kaşını kaldırarak.

"Aynı sınıftayız." dedim alaylı bir şekilde. Bir şey söylemek için ağzını açacağını fark ettiğim anda ona bir soru yönelttim.

"Uğur Gören gerçekten senin baban mı?"

"Evet."

"Öz m-" lafımı kesti ve "Öz." diye cevap verdi.

"Hiç benzemiyorsunuz." Önümden çekildi ve ilerlemeye başladı. Ben de üniformalara bakmak için dolanıyordum.

Okul üniforması siyah düz bir etek -isteyen pantolon- ve beyaz bir gömlekti -veya tişört- İlk olarak eteklerin olduğu bölüme giderek bedenime göre bir eteği koluma yerleştirdim. Daha sonra gömleklerin olduğu yere gittim ve bedenime uygun olanı aldım.

Cenk de ne yaptığımı izlediğinden denemek istediğimi anlatı ve kabini parmağıyla işaret ederek gösterdi.

Kabine doğru yöneldim. Kabinde kıyafetlerimi değiştirirken Cenk'in ayak seslerinden hareket ettiğini anlamıştım. Kıyafetlerimi giyince içeride ayna olmadığını gördüm.

"Cenk?"

"Söyle." Ee biraz daha kaba olsaydın keşke.

"Ayna yok mu?"

"Var, buraya gel."

Perdeyi açarak kabinden dışarı çıktım. Aynanın karşısına geçip kendime baktığımda Cenk'in arkamda beni izlediğini fark ettim.

Göz göze gelince, "Tamam mı?" diye sordu. Kafamı salladım.

Kabine girmek için ilerlerken, "Dorina, yakala!" diye seslendi.

Ben de ne olduğunu anlamak için ona doğru döndüğüm anda yüzüme yapışan bir pantolonla karşı karşıya kaldım.

Pantalonu hızlıca yüzümden çekerek "Yavaş ol!" diye bağırdım. Çok yüksek bir sesle bağırdığımı oluşan yankılardan anlamıştım.

Cenk bana doğru gelmeye başladı. Gözleri koyulaşmış, kaşları çatılmıştı. O geldikçe, ben geriye doğru gittim.

Kabine yaklaştığım gibi içeri girdim ve perdeyi kapattım. Perdeyi kapatmamla açılması bir olmuştu zaten.

Bana iyice yaklaştı ve beni duvar ile kendi bedeni arasına hapsetti, ellerini duvara sabitledi. Korkudan Cenk'in yüzüne bakamadığımdan yere bakıyordum.

Ciddi birisiydi, sinirlenice yüzünü daha büyük bir ciddilik kaplıyordu.

"Bana bak." dedi. Tabiki bakamadım.

Korku her hücreme yayılmıştı. İkinci kez tekrarladı. Ben yine bakmaya cesaret edemeyince işaret ve baş parmağıyla çenemi kavrayarak yukarıya, gözlerinin içine bakacak şekilde kaldırdı. "Sakın bir daha bana sesini yükseltme."

Bana bakmaya devam ederken eğildim ve kolunun altından geçtim.

"Git o pantolonu dene." Emreder bir sesle söylemişti.

"Pantolona gerek yok."

"Git ve dene." Sözcükleri teker teker ve vurgulayarak söylemişti.

"Etek varken pantolon giymem okulda."

"Orası hiç belli olmaz güzelim." Gözlerimi devirdim.

Kolumu tuttu ve beni kabine doğru sürükledi. Oflayarak içeri girdim ve denedim. Perdeyi açtığımda kafasını salladı. "Tamam, hadi üstünü giy."

Üstümü değiştirerek çıktım. Cenk elimdeki pantolonu da alarak kıyafetleri bir poşete yerleştirdi.

Koridora doğru ilerlerken ben de onu takip ettim. Poşeti elinden hızlıca çekip "Görüşürüz!" dedim.

Arkasındaydım ve beni göremediğinden poşeti çekmiştim. Önünde olsaydım buna cesaret edemezdim.

İlerlerken, "Seni hatırlıyorum." dedi. "O topu attığımda sana geleceğini anlamıştım." Ona doğru döndüğümde olduğu yerde duruyordu.

Gözlerini bana dikti, ne tepki vereceğimi kestirmeye çalışıyordu. Bu sefer suratsız olan kişi bendim. Hiçbir tepki vermeden sadece yere bakıyordum.

Kum TanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin