Sooyoung'un söylediklerinden sonra kendime gelememiştim. Bankta öylece oturmaya devam etmiştim.
Taehyung'un beni sevdiğini söylediğinde yaşadığımız şeyler, bana söylediği sözler, bakışları... Her şey bir film şeridi gibi gözümün önünden geçmişti. Ben tam bir aptaldım. Bunca zamandır ayakta uyumuşum resmen.
Neden bana söylememişti ki? Eminim grubun geri kalını biliyorlardı. Kimse çaktırmamıştı bile. Peki şimdi onun yüzüne nasıl bakacaktım? Yada eskisi gibi davranabilecek miydim?
Oturarak bir şeylerin hallolmayacağını bildiğimden ayağa kalkıp koşarak okula girdim. Önce Bay Kwon'la konuşmalıydım. Kapısını tıklatıp içeri girdiğimde kaşlarını çattı. O da haklıydı ders saatinde dışarıdaydım.
"Jennie neden derste değilsin?"
"Hocam Sooyoung yanıma geldi." onu okula rezil etmesini istemiyordum. Kimse bilmeden sessizce okuldan girmesini istiyordum sadece.
"Özür mü diledi? Cidden ilerleme var." sevinmişti.
"Ettiği hakaret için özür diledi. Bu benim için yeterli. Bu yüzden lütfen onu okula rezil etmeyin. Ve lütfen kimseye iftirayı onun attığını söylemeyin."
Şaşırmıştı. Onun cevap vermesini beklemeden dışarı çıktım. Hala aklım almıyordu. Sooyoung'a inanmalı mıydım bilmiyordum ama böyle bir şey olmasa niye bana nefret kussun ki?
Kendimi toparlayıp sınıfın kapısını çalıp içeri girdim. Hocadan özür dileyip sırama oturdum. Yanımda Taehyung varken her şey daha da zor olacaktı.
"Kötü bir şey mi oldu? Yüzün bembeyaz olmuş." dedi fısıltıyla Taehyung.
Ona ne diyecektim 'senin yüzünden oldu' mu? Kafayı yemek üzereydim. Sooyoung'a baktığımda gayet normal görünüyordu. Sanki az önce o kadar konuşmayı ben yaptım.
Taehyung'a cevap vermek istemiyordum. Arkadaşıma nasıl duygu besleyecektim? Bu çok saçmaydı. Keşke hiç söylemeseydi.
"Taehyung tenefüste arka bahçeye gelebilir misin? Seninle önemli bir şey konuşmalıyım."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Kim olduğunu öğrendin mi?" Taehyung'la arkaya bahçeye gelmiştik. Bir an önce içimdekileri söyleyip kurtulmak istiyordum.
"Boşver kim olduğunu. Bana söylemen gereken önemli bir şey var mı?" dedim elimle saçlarımı geriye doğru atarken.
"Ne gibi?" köşe kapmaca oynamaya başlamıştık.
"Sakladığın şeyin ne olduğunu öğrendim zaten. Niye kaçıyorsun ki?" ona patlamamam gerekiyordu ama o işleri zor hale getiyordu.
"Sana söylediğim şeyleri duysaydın anlardın Jennie." üzgün görünüyordu.
"Duydum."
"Duymadın. Sana çok işaret verdim. Bir umut anlarsın dedim. Ama sen aklına koymuştun illa arkadaşız diye. Bende vazgeçtim. O beni öyle görüp öyle seviyorsa ve mutluysa tamamdır dedim. İçimde yaşamaya başladım. Tam alışmıştım ki sen öğrendin." gözleri dolu doluydu.
Kendimi çok kötü hissediyordum. Söylediği sözlerden sonra kalbim sıkışmaya başlamıştı. Bunca zaman sırf ben üzülmeyeyim diye doğru dürüst yaşayamamış duygularını.
Ona karşı bir şeyler hissedip hissetmediğimden emin değilim ama bizim aramızdaki bağın farklı olduğunu arkadaş olduğumuz ilk günden beridir biliyordum.
"Taehyung ben özür dilerim ama ben seni nasıl seveceğim? Keşke en başından söyleseydin." ağlamaya başlamıştım.
Durduk yere niye ağlıyordum bilmiyorum. Şu an nasıl olurda hala Taehyung'un yanındayım onu da bilmiyorum. Ama bildiğim tek bir şey var ona sıkıca sarılmak istemem.
Ama bende onu yapacak cesaret olmadığından hiçbir şey söylemeden yanından ayrıldım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savage But Pretty || Taennie
FanficBay Kwon verdiği cezayla Jennie'nin hayatını baştan sona değiştirmişti. (Not: Düzyazı, Instagram ve Texting karışık bir şekilde yazılmıştır.).