Öğle molası zamanıydı. Kızlar çoktan hazırlanmış, kapıda beni bekliyorlardı. Onlara gelmeyeceğimi söylemeyi unutmuştum. Çantamı alıp onların yanına geldim.
"Beklemekten ayaklarıma kramplar girdi." dedi Drama Queen Lalisa.
"Ben bugün sizinle gelmeyeceğim. Biriyle buluşacaktım da."
"Kiminle? Tanıdığımız biri mi?" dedi Chaeyoung kapıyı kilitlerken.
"Şimdilik soru sormasanız olur mu? Eğer bir sonuca ulaşırsam size anlatacağım. Söz."
"Peki madem. Seni bırakalım istersen."
"Yürüme mesafesinde. Teşekkür ederim Soo."
Kızlar arabaya binip gittiklerinde bende az ilerideki buluşacağımız kafeye geldim. Kafeye göz attığımda en arkada cam kenarındaki masaya oturmuş Taehyung'u gördüm. Yavaş adımlarla yanına gittim. Beni görünce hemen ayağa kalkıp gülümsedi.
"Selam." resmen gözlerinin içi gülüyordu.
"Selam. Çok bekletmedim umarım."
"Yok bende yeni geldim zaten. Bir şeyler sipariş edelim istersen." onu onayladığımda garsonu çağırıp siparişi verdi.
"Taehyung yüzüğün nerede? Yoksa?" dediğim şeyle ellerini masanın altına aldı.
"Daha ayrılmadım ama seninle konuşmamız bittikten sonra gidip bitireceğim."
İçimi ister istemez bir heyecan kaplamıştı. Bana şu anda söyleyeceği tek bir cümleyle onu affedebilir, hatta tekrardan onunla beraber olabilirdim.
"O üzülecek mi peki? Yani seni seviyor muydu?"
Ama kendimden çok o kızı düşünüyordum. Bir anda aralarındaki ilişki bozulacaktı. Taehyung her ne kadar kızı sevmese de kızın ona karşı hisleri olabilirdi.
"Ben onun için sadece bir takıntıyım. O benim sadece dış görünüşümü seviyor. Kalbimi, duygularımı zerre umursamıyor. Tek derdi beraber fotoğraf çekip instagrama atmak."
Üzülmüştüm. Hatırladığım kadarıyla Taehyung çok duygusal bir çocuktu. Kalbine dokunan insanları severdi.
"Peki sen nasıl birini istiyorsun?"
"Senin gibi birini isterdim."
Dediği şeyle utanmıştım. Madem böyle bir durum vardı ortada. Neden beni daha önce bulmadı? Neden gelmedi yanıma? Bunca zaman bana bu kadar acı çektirdi?
"Neden? Neden gelmedin?" gözlerim dolmuştu.
"Bensiz daha iyiydin sanki. Ama ben hep yanındaydım senin. Gizlice de olsa görüyordum seni. Jungkook'tan, kızlardan falan haberlerini alıyordum. Ama cesaret edipte çıkamadım karşına. Bensiz olman daha iyi olacaktı."
Olmadı. Her geçen yıl daha da artmıştı ona karşı olan duygularım. Her geçen yıl dahada sevmiştim onu. Onun aksine görmesemde, haberini alamasamda hep aklımdaydı.
"Benim yerime karar vermeseydin keşke. Duygularımı dışımı yansıtmam ben. Eskisi gibi değilim. Sinirlensemde, üzülsemde asla belli etmem. Keşke gözlemlerinden yola çıkıp böyle kararlar vermeseydin Taehyung."
Başını eğdi ağladığı belli olmasın diye. Kalkıp yanındaki sandalyeye oturdum. Elimi sırtına koydum. Uzun zaman sonra ona dokunmak kendimi tuhaf hissettirmişti.
"Ama olan oldu değil mi? Geçmişi düzeltemeyiz belki ama bizde bugünümüzü ve yarınımızı düzeltebiliriz."
Kafasını kaldırıp, gözlerimin içine baktı. Vücudu tir tir titriyordu. "Düzeltebilir miyiz sahiden?"
Emin değildim ama en azından deneyebilirdik değil mi? Bunca zaman birbirimizin sarsmadıydınız yaralarını sarabilirdik.
"Yapabiliriz Taehyung. Ama önce senin düzeltmen gereken birkaç şey var. Onları hallettikten sonra bizim eve gel. Olur mu?"
Gitmem gerekiyordu. Göz yaşlarımı silip ayağa kalktım. O da ayağa kalktı.
"Sana sarılabilir miyim?" bir şey söylemeden kollarının arasına girdim.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Finale çok aşırı az kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savage But Pretty || Taennie
FanfictionBay Kwon verdiği cezayla Jennie'nin hayatını baştan sona değiştirmişti. (Not: Düzyazı, Instagram ve Texting karışık bir şekilde yazılmıştır.).