Jisoo'yla konuşmamızın üstünde üç gün geçmişti. Hala kendime gelememiştim. Ne yaparsam yapayım o ikisi aklımdan çıkmıyordu.
Üç gün içersinde çökmüştüm. Gözaltlarım mosmor olmuş, yüzüm sararmıştı. Çevremdeki herkes bir şeylerin olduğunun farkındaydı. Ama kimse gelip neyim olduğunu sormuyordu.
Az önce nöbetçi öğrenci gelmiş ve Bay Kwon'un beni acil odasına çağırdığını söyleyip gitmişti. Chaeyoung, Jimin ve Taehyung gerilmişlerdi. Benim yerime onlar geriliyordu. Komikti.
Kimseye bir şey demeden sınıftan çıktım. Öylesine uyuşuk yürüyordum ki kendimi dövesim geliyordu.
Sonunda odanın önüne geldiğimde kapıyı tıklatıp içeri girdim. Bay Kwon eliyle masasının önündeki koltuğa oturmam için işaret etti. Bir şey demeden oturdum ve beklemeye başladım.
"Nasılsın Jennie?" aslında ona bunu ben sormalıydım çünkü geçen hafta çok kötü görünüyordu.
Sorusuna iyi değilim diye karşılık veremezdim. Gülümsedim. "İyiyim hocam. Sizleri sormalı?"
"Ben çok daha iyiyim. Duyduğun şeyle eminim sende daha iyi olacaksın." Aynen hocam aynen. Kesin öyle olurum.
Elindeki kağıtla oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Umarım beni okuldan atmak için imzalamam gereken kağıtlardan biridir.
Yanıma oturup elindeki kağıdı bana uzattı. Kağıdı incelediğimde normalde sevinçten havaya falan uçmalıydım. Hatta Taehyung'un yanına gidip boynuna atmalamalıydım. Ama dediklerimin aksime yüzümde ifade bile değişmedi. Kafamı kaldırıp Bay Kwon'a baktığımda şaşırmıştı. Sevineceğimi düşünmüş olmalıydı. Soru sormasını istemediğimden odadan gitmeliydim.
"Haber verdiğiniz için teşekkür ederim. Okul ikincisi olmak beni çok sevindirdi. İzninizle." koşar adımlarla odadan çıktım.
Taehyung'un beni kapının önünde beklediğini görünce gidip ona sarıldım. Şu an tek isteğim ağlayacak bir omuzdu. İçeride kendimi öyle kasmıştım ki kötü gözükmemek için her an bayılacakmış gibi hissediyordum.
Taehyung da bir elini belime, diğer elini de saçlarıma koymuştu. Başımın üstüne minik bir öpücük bıraktı.
"İyi olacaksın Jennie. Söz veriyorum."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Beden eğitimi dersindeydik. Ama bizimkiler ders çalışacağını söyledikleri için sınıftalardı. Ben ve Taehyung'sa bahçede kalmayı tercih etmiştik.
Aklıma geçen gün birini sevdiği için utandığı gelmişti. Cidden niye o kadar kasmıştı anlam vermemiştim -ki hala veremiyordum- sorsa mıydım?
"Taetae geçen gün domatese döndüğün olayın başrolü kimdi?"
Yine aynı tepkileri veriyordu. Yanaklarını ısırmak istiyordum böyle yapınca.
"Biri var." dedi kısık sesle. Niye böyle konuşuyordu. Normalde bana anlatılması gereken bir şeydi ama benden utanıyordu.
"Nasıl biri peki? Bizim okuldan mı?"
Gözlerimin içine bakıp gülümsedi. Bakışıyla içim titremişti.
"Kim olduğunu sormayacaksan anlatırım sana."
"Söz sormayacağım." meraktan çatlıyordum.
"Başlarda hiç haz almadığım birisiydi. Sonradan ne olduysa bilmiyorum bizim sınıfa geldi. Baya yakınlaştık. Hatta şu an arkadaşız. Ve ben kendisine nasıl yaklaşacağımı bilmiyorum." dedi hala gözlerimin içine bakarken.
Bizim sınıfa yeni gelen ben, Sooyoung, Lalisa ve Yoongi vardı. Yoongi'yi ve beni elersek geriye iki şanslı kızımız kalıyordu.
"Saçları ne renk?" Lalisa'nın turuncu, Sooyoung'un benimki gibi uzun kahve saçları vardı.
"Kahverengi." Gözlerim kocaman oldu. Sooyoung çok güzel bir kızdı. Ama o ve Taehyung'un sevgililik düşüncesi beni germişti.
"Umarım o da seni seviyordur Taetae."
"Umarım Jenjen."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yavaştan girelim bakalım hepimizin istediği o konuya 😉.
Arkadaşlar arada bir yorum yaparsın çok sevinirim. Ne azından beğenip beğenmediğiniz kısımları yazarsanız ona göre bir yol çizerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savage But Pretty || Taennie
أدب الهواةBay Kwon verdiği cezayla Jennie'nin hayatını baştan sona değiştirmişti. (Not: Düzyazı, Instagram ve Texting karışık bir şekilde yazılmıştır.).