21

3.5K 274 91
                                    

Yarıyıl tatiline bir hafta kalmıştı ve hocalar şimdiden bizi rahat bırakmaya başlamıştı. İlk üç ders sınıfça test çözmüştük. Ama çok sıkılmıştık.

"Bay Kwon'u dersini kaynayacaklarmış." diyerek yanıma geldi Chaeyoung.

"Bence yapmasınlar yazık olur. Hayatları benimkine döner diyecektim ama zaten hayatları öyle."

Chaeyoung güler gibi oldu ama sonradan söylediğim şeyle kendini tuttu ve yerine oturdu.

Sınıfa gelen yeni kıza baktım. Beni üzüyordu. Sürekli yalnızdı ve kimseyle konuşamıyordu. Öğle araları bile dışarı çıkmadan öylece sınıfta oturuyordu.

Chaeyoung da baktığım yere döndüğünde onunda yüzü düzmüştü. O da üzülüyordu. İkimizde aklımıza gelen şeyle birbirimizin gözlerinin içine baktık.

"O zaman öğle arası çağırıyorum?" dedi Chaeyoung.

"Tabiki." yumruklarımızı tokuşturduk.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Taehyung yine bir bahane uydurup gitmişti. Jimin yanımdaki boş sıraya oturdu. Canı sıkkındı.

"Bir şey mi oldu?" dedim sessizce.

"Chaeyoung teklifimi reddetti." o da sessizce konuşmuştu. Sınıfta kimse olmamasına rağmen sessiz konuşuyorduk. Bu da bizim aramızdaki tuhaf bir şeydi.

Kafasını omzuma koydu. Bende kolumu onun beline doladım. Tıpkı Taehyung'la yaptığımız gibiydi.

O sessiz sessiz dururken bende saçlarını okşuyordum. Yumuşacık saçları vardı.

Jimin'le başta aramız çok iyi olmasa da şu anda çok iyiydik. İyi bir ikili olmuştuk. Birbirimize sırlarımızı verecek kadar hem de.

"Jimin-ah."

"Söyle."

"Taehyung Sooyoung'dan hoşlanıyormuş." yine kalbim sıkışmıştı.

Kafasını omzumdan kaldırıp şaşkın şaşkın baktı gözlerime. Tam bir şey söyleyecekti ki zil çaldığından sınıf dolmaya başlamıştı.

"Saçmalama başkasını sevdiğini söyledi bana da." dedi şaşkın şaşkın bakmaya devam ederken.

Chaeyoung'un geldiğini görünce kalıp sırasına geçti. Başkası olsa inadına otururdu ama o kibarlığından kalkıp gitmişti.

"Yeni kız çok tatlı bir kız. Adı Lalisa'ymış. Teklifi de kabul etti. Hatta çok mutlu oldu."

"On dakikada bu kadar şey konuşmuş ve yaşamış olamazsın." dedim gülerken.

"Merhaba arkadaşlar." Bay Kwon gelmişti. Dersin İngilizce olduğu aklımdan çıkmıştı. Bilsem uyurdum.

"Hepinizi tebrik ediyorum. Yine denemede hepiniz dereceye oynamışsınız."

Bay Kwon başarıdan başka bir şeyi övmezdi zaten. Kibarlığı, nazikliği, hoşgörüyü... Tek derdi öğrencilerinin derece yapmasıydı.

Böyle yaparak bizi sadece geriyordu. Belki kendisi bunun farkında değildi ama cidden bizi bıktırmıştı.

"Bu ders serbestsiniz. İsterseniz beraber bir şeyler konuşalım." Sınıf onaylayınca başladı.

"Son zamanlarda kendinizde değişen bir şeyler var mı? Örneğin bir düşünce, alışkanlık vesaire gibi."

Sınıf bir anda derin bir sessizliğin içine gömülmüştü. Benim aksime düşünüyorlardı.

Benim bütün hayatım değişmişti. Arkadaşlarım, çevrem, takıldığım ortam... Değişmeyen sayılı şeyim kalmıştı. Biri sigara içmek, diğeri de eski arkadaşlarımı özlemek.

"Lalisa senden başlayalım mı?"

Lalisa ayağa kalkıp konuşmaya başladı. "Benim bütün bir yıl içerisinde tamamen değişti. Geçen sene Koreceyi zerre konuşamazken şu anda akıcı bir şekilde konuşabiliyorum. Arkadaşlık konusunda hala iyi değilim çünkü benim ülkemdeki arkadaşlıkla buradaki arkadaşlık biraz farklı."

"Eminim yakında güzel arkadaşlıklar edineceksin." Bay Kwon gülümseyince Lalisa utanıp yerine oturdu.

"Peki sen Namjoon?"

"Bende değişen bir şey yok hocam. Geçen senede böyleydim, şimdide böyleyim." deyip oturdu.

Aslında Namjoon'a üzülmüştüm. Hep aynı hayat sıkıcı olmalı.

"Peki sen Jennie?" bu soruyu cevaplamak istemiyordum. Belki yeni hayatımdaki bazı şeyleri sevmiştim ama kendimden uzaklaşmıştım.

"Cevaplamasam olur mu?"

Bay Kwon'a baktığımda bana dik dik bakıyordu. Değişik bakıyordu.

"Neden?" böyle diyerek sadece bastırdığım şeyleri ortaya çıkarıyordu ve bunlar hiç iyi şeyler değildi.

"Çünkü hayatımda değişen şeyler benim isteğimle değişmedi." bütün sınıf duydukları şeyle bir anda bana döndü.

"Ne demek istiyorsan açık açık söyle." dedi Sooyoung. Bu kızdan sinir olduğumu söylemiş miydim?

"Senin anlamana gerek yok. Bay Kwon ne demek isteğimi anladı." dedim alayla gülerek.

"Peki hiç mi güzel bir şey olmadı?" Bay Kwon gerilmişti.

"Her gelen yeni şey hayatımdan eskisini götürdü. Belki yenilerle mutluyumdur ama eskilerle de mutluydum."

"Ders bitmiştir arkadaşlar. Jennie benimle geliyorsun."

Beraber sınıftan çıkıp odasına gittik. Kendisi masasına oturdu bende ayakta durmayı tercih ettim. 

"Cidden hiç mi güzel bir şey olmadı hayatında? Başarılı oldun, derslerdeki performansın çok iyi."

"Sizin tek derdiniz başarı mı cidden? Ben sadece ders yönüyle değişmedim. Farkındaysanız kimseye zorbalık yapmıyorum, kimseye kötü konuşmuyorum, hocalara saygısızlık yapmıyorum... Saha fazlası var ama siz sadece ders ders ders. Sadece derece."

Ağlamaya başladım. Ellerim titriyordu.

"Ben her şeyin farkındayım Kim Jennie. Ama sen hala bir şeyleri anlayamamışsın. Eskilerden kastını biliyorum. Arkadaşların seninle konuşmuyor farkındayım. Ama şu anda    bana söylediğin her şeyden ileride pişman olacaksın."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Savage But Pretty || TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin