Bu gece Taehyung bana özel ders verecekti. Normalde eşit ağırlık sınıfındaydım ama cezam yüzünden sayısala zorunlu geçiş yaptırılmıştı. Fizik, Kimya ve Biyoloji derslerinden iki ayda işlenen tüm konuları ben bir gecede öğrenmek zorundaydım.
Bu cezaya alışmaya çalışsamda hayatımın her anına müdahale ettiği için bir türlü alışamıyordum.
Jungkook'la arka bahçedeyken Bay Kwon tarafından pencereden izlenmiştim ve Jungkook'la okul içerisinde görüşmem yasaklanmıştı. Ve her sabah okul girişi üstüm aranacaktı.
Eve geldiğimde hışım çıkmıştı. Okulun benim için hiçbir eğlencesi kalmamıştı. Kimseye sataşamıyor, kavga edemiyordum. Benim bu halde olduğumu gören okul halkıysa tabiri caizse ağzıma s*çıyordu.
Bir an evdeki mis gibi kokularla kendime gelmiştim. Mutfağa gittiğimde tezgahın üstünde duran çeşit çeşit yiyecekle karnımın guruldadığını hissettim.
"Hoşgeldin kızım." demek ki bunları hizmetçi değil de annem yapmıştı. Bununla beraber daha da mutlu olmuştum.
Hemen annemin kolları arasına koştum. İşi dolayısıyla kendisini çok göremiyordum. Omunda beni çok özlediği belliydi.
"Bay Kwon aradı sabah. Bir arkadaşınla bize geleceklermiş sana ders anlatmak için." dediği şeyle hemen kollarımı ayırdım.
Bay Kwon'a olan sevgim her geçen gün yerini nefrete bırakıyordu. Annemin işini bildiği halde yine de onu arayıp söylemesi hiç hoş değildi. Kendimi çok kötü hissetmiştim.
Anneme bir şey demeden odama çıktım. Kapıyı da arkadan kilitledim. Cidden çok fazla geliyordu yaptıkları şeyler.
Çantamı yere fırlattım. Şu an sinirden ağlıyordum. Her günüm böyle mi geçecekti artık?
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Kızım! Misafirlerimiz geldi hadi çık odandan."
Misafirlerimizi s*keyim. Üzerime hızlıca eşofmanlarımı geçirdim. Saçımı toplayıp çıktım. Makyajımın akmasıysa umrumda değildi.
Aşağı indiğimde Bay Kwon ve Taehyung koltuklara oturmuş annemle sohbet ediyorlardı. Beni görünce hepsi birden durakladı.
Annem kalkıp yanıma geldi. Elindeki peçeteyle gözlerimin altını sildi. "Ağladın mı sen?" dedi sessizce. Elini ittirip bir şey söylemeden yanlarına oturdum.
"İyi görünmüyorsun Jennie. Hasta mısın?" Bay Kwon'un söylediği şeyle ona döndüm. Dalga mı geçiyordu benimle? Kendimi tutamayarak güldüm.
"Çok iyiyim hocam. Sizleri sormalı. Nasılsınız? Keyifleriniz iyidir umarım?" alayla söylemiştim bunları.
Sinirlenmişti. Ama okuldaki gibi yapamazdı. Ceza veremezdi bana. Annem buradaydı ve en ufak ses yükseltilmesinde Bay Kwon'u görevinden bile arttırabilirdi.
"İyiyim. Sorduğun için teşekkürler."
Sohbeti devam ettirmek istemediğimden geldiğinden beri konuşmayan Taehyung'a baktım.
Annem içeri ikramlıklarla girdiğinde ellerindekileri aldım. "Taehyung zaman kaybetmeden başlayalım mı?" dedim.
Bir şey söylemeden kalkıp yanıma geldi ve beraber odama çıktık. Odamın dağınıklığını umursamadan elimdekileri çalışma masamın üstüne koydum.
"Davet mi bekliyorsun?" dediğim şeyle içeri girdi. Biraz utanmıştı sanki.
Masaya oturup çantasından dosya çıkardı. Bende o arada makyaj masamın pufunu alıp yanına oturdum.
"Aslında bugün sana gece yarısına kadar ders çalıştıracaktım ama bunu kaldıramayacağını düşündüm."
"Sağ ol cidden. Bunu bir düşünen sensin sanırım."
"Bu yüzden sana kendime çıkardığım notları getirdim." Elindeki kağıtları bana uzattı. El yazısı cidden çok güzeldi ve sanırım saha iyi anlamam için şekiller , grafikler falan çizmişti.
Gülümsedim. Bugünkü sinirim hepsi bir anda yok oldu. Sanırım uzun zaman sonra birinin beni anlayıp, düşünmesinden kaynaklıydı.
"Ben çok teşekkür ederim Taehyung. Ama o kadar saat ne yapacağız?"
Ellerini saçına geçirdi. İyi görünmüyordu. Normalde onasan nefret etsem bile bu hali beni bile endişelendirmişti. Bir anda ağlamaya başladı.
"Hey! Taehyung kötü bir şey mi oldu?" dedim odamda peçete ararken. Sonunda bulup kendisine uzattım.
"Sana anlatamam. Dalga geçersin." Haklıydı ama ağlatacak tarzda bir şeylerse kesinlikle dalga geçmezdim. O kadar vicdansız değilim.
"Bir anlatsan görürsün dalga geçip geçmeyeceğimi." elimi omzuna koydum.
"Bugün çıkışta sen gittikten sonra yanıma Jungkook geldi. Ağza alınmayacak küfürler etti sonra dış görünüşümle dalga geçti. Ben o an tek bir kelime dahi edemedim Jennie."
Duyduklarımla beynime kan şıçramıştı. Jungkook daha dün söz vermişti. Bunları yapmayacağına söz vermişti. O söz verdiğinde namus meselesi yapardı normalde.
"Vurdu mu Taehyung?" şu an sakin kalmaya ihtiyacım vardı.
Başını olumlu anlamda salladığında gözlerim dolmuştu. Aramalıydım çünkü bir açıklama için yarına kadar bekletemezdim.
"Jennie lütfen söyleme. Beni daha da ezik biri olarak görecek."
Onu dinlemeyip Jungkook'u aradım.
"Efendim Güzelim."
"Sen ne bok yendiğini zannediyorsun? Söz vermiştin bir daha böyle şeyler yapmayacaktın. Senin sözün bu kadar mı?"
"Ne yapmışım?" rahatlığı beni daha da sinirlendirmişti. O arada Taehyung'la göz göze geldik. Onun için biraz rahatlamalıydım.
"Kimseye sataşmayacağını yada dövmeyeceğim söylemiştin."
"Taehyung'u dövdüm Jennie. İkimizinde canını sıkıyordu zaten." tamam canımı sıkıyordu kabul ediyorum. Ama onu karşımda bu halde de görmek istemem.
"Jungkook s*ktir git ya." telefonu yüzüne kapattım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savage But Pretty || Taennie
Fiksi PenggemarBay Kwon verdiği cezayla Jennie'nin hayatını baştan sona değiştirmişti. (Not: Düzyazı, Instagram ve Texting karışık bir şekilde yazılmıştır.).