Taehyung okulda hep ilk üçün içerisinde olan biriydi. Neredeyse bütün okul onun çalışkanlığını kıskanırdı. Sırf bu yüzden arkadaş olmak isteyenlerin haddi hesabı yoktu.
Ama o utangaç ve içine kapalı biriydi. Birkaç arkadaşı dışında kimseyle doğru dürüst sohbet bile etmiyordu. Ama onlarla sohbet ederken bambaşka birine dönüşüyordu. Eğlenceli ve espritüel bir çocuktu.
Son zamanlardaysa ciddi manada çökmüştü. Normalde derslere aktif olarak katılırdı ama şimdi arka sıraya geçip uyuyordu. Gözlerinin altı mosmordu. Ve neredeyse hiç konuşmuyordu. Hatta benimle ilgilenmiyordu bile.
Bu her ne kadar işime gelsede bir o kadar üzülüyordum. Resmen bir ayda alışmıştım kendisine.
Chaeyoung daldığını farkedince omzumu dürttü. Kendisine döndüğümde gözleriyle kapıdaki Taehyung'u gösterdi. Gözleri yine kıpkırmızıydı ama bu sefer üstüne birde ağzı yüzü kan içerisindeydi. Şükürler olsun ki sınıfta sadece ben ve Chaeyoung vardı.
Hızlıca kalkıp yanına gittim. Ayakta duracak dermanı kalmamıştı. Kolundan tutup sıraya oturttum.
"Revire gitmeliyiz." yüzü çok kötüydü. Elimle saçlarını kenara aldım. Terlemişti.
"Hemşireyi çağırayım mı?" Chaeyoung da en az benim kadar endişeli görünüyordu.
"Gerek yok ben giderim." Taehyung ayağa kalkmaya çalışırken koluna girdim. Ağırlığını bana verdi ve beraber sınıftan çıktık.
Koridordaki herkes bize bakıp fısıldaşıyordu. Taehyung'un yüzüne tuhaf tuhaf baktıklarını görünce kapüşonunu daha da aşağı indirdim.
Revire geldiğimizde yakın olan sedyeye oturttum Taehyung'u. Sanki vücudu uyuşmuştu. Tepki bile vermiyordu.
Sonunda hemşire elinde ilk yardım malzemeleriyle geldi. "Dışarıda bekleyebilir misin?"
Başımla onayladım. Tam çıkıyordum ki Taehyungla göz göze geldik.
"Kalsa olur mu?"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Taehyung'un yüzümdeki yaralara pansuman yapılmıştı. Sonrasındaysa hemşire serumu takıp gitti. Bütün bunlar olurken el eleydik. Taehyung hiç ayırmadı ellerini.
Şu andaysa uyuyakalmıştı. Ne yaşadı bilmiyorum ama benim bile içim gitmişti.
Ellerimi alnına koydum. Saçlarını okşadım. Uzun zaman sonra ilk defa bir erkeğe böyle davranıyordum.
"Jennie." Chaeyoung yanıma gelip arkadan boynuma sarıldı. Kendimi basıl tuttuysam o an ağlamaya başladım.
Ben niye ağlıyordum ki? Taehyung için mi? Yoksa onu ilk gördüğümde korktuğum için mi?
Kendimi aşırı tuhaf hissediyordum. Ağlıyordum ama neye ağladığımı bile bilmiyordum.
Ellerimizi ayırdım istemeye istemeye. Arkadaşlarına haber vermeliydim. Belkide çoktan dedikodusu yayılmıştı ama yinede gidip söylemeliydim.
Üstünü örttüm. Chaeyoung'un koluna girip odadan çıktım.
Hâlâ ağlamaya devam ediyordum. Koridordakiler bana tuhaf tuhaf bakıyorlardı. Duyduğum fısıltılarda mide bulandırıcı şekildeydi.
Sınıfa girdiğimde Namjoon ve Jimin'in yanına gittim. Beni görünce birazcık rahatlamışlardı.
"Nasıl oldu?" diye sordu Jimin tırnaklarını yerken.
"Emin değilim. Çok kötü görünüyordu." Ağlamam bitmediği için ne söylersem söyleyeyim kötü manada anlayacaklardı.
"Peki sen nasıl hissediyorsun?" diye sordu Namjoon.
Bilmiyordum ki. Karmakarışıktım.
"Lütfen onun yanına gidin." diyebildim sadece.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savage But Pretty || Taennie
Fiksi PenggemarBay Kwon verdiği cezayla Jennie'nin hayatını baştan sona değiştirmişti. (Not: Düzyazı, Instagram ve Texting karışık bir şekilde yazılmıştır.).