Özel Bölüm

2K 134 26
                                    

Gergin bir şekilde bekliyordum. Çok uzun zamandır kendini görmüyordum. Ve cidden çok heyecanlıydım.

"Bayan Kim." hemşire seslendiğinde oturduğum yerden kalkıp yanına gittim. "İçeride sizi bekliyor. Onu çok yormayın, lütfen."

Başımla onayladıktan sonra kapıyı tıklatıp içeri girdim. Onu gördüğümde yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Beni görünce oturur pozisyona geçti. Üstündeki örtüyü düzeltti ve gözlerime bakıp bana o güzel gülüşünü sundu.

"Seni görmeyi beklemiyordum Jennie. Kocaman olmuşsun, güzelleşmişsin ve güzel gözlerin parıldıyor." dedi gözlerini gözlerimden ayırmadan. "Bir şeyler içer misin?"

"Teşekkür ederim zaten çok durmayacağım. Uzun zamandır size söylemek istediğim bir şey var. Onu söyleyip gideceğim."

Bir anda gözlerindeki o ışık sönmüştü. Kim bilebilirdi ki bir zamanlar efsane olan adam bu hale gelecek diye...

Uzun süren sessizliği bozmak istiyordum. Kendimi toplayıp hafifçe öksürdüm.

"Sizi bu hale getiren nedir?" diye sordum. Çünkü benim aklımdaki haliyle hiçbir benzeri yoktu.

"En son senin ve Taehyung'un düğününe katılmıştım. Sonra Seunghyun'la beraber tatile çıkalım dedik. Tatile bir gün kalasıya annemi ve babamı bür trafik kazasında kaybettim. Onların yasını tuttum birkaç sene. Evden dışarı çıkmadım. Öğretmenlikten istifa ettim. Tam iyiyim derken ablam intihar etti. Ve yine bütün hayatım mahvoldu. Yine kendimi eve kapattım. Sigara ve içkiyle yaşıyordum."

Derin bir nefes aldı, gözlerini kapattı ve elini kalbine koydu.

"Bir gün yataktan kalkamadığımı farkettim. Bacaklarımı hissetmiyordum. Bir şekilde Youngbae'yi aradım. Geldi ve beraber hastaneye gittik. Kısmı felçlik geçirdiğimi söylediler. Aslında felçlikten kurtulmuştum ama aşırı stres ve üzüntüden dolayı beyin kanseri olmuşum. Tabiki aşırı sigara ve içki de buna etken olmuş."

Ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Ayağa kalkıp odadaki pencereyi açtım. Derin bir nefes aldım. Ağlamamalıydım.

"Ve gördüğün gibi şu an bu haldeyim Jennie." gözlerini ellerine indirip ağlamaya başladı sessizce.

"Ben buraya size olan borcumu ödemeye geldim. Bütün tedavi masraflarınızı ödemek istiyorum. Hiçbir şey için geç değil."

"Geç Jennie. Çok geç. Kanserin son evresindeyim."

"Tamam o zaman bende sizin son isteklerinizi gerçekleştireyim. Olmaz mı?"

Gözlerini ellerinden kaldırıp dışarı baktı. Daha sonra bana bakıp gülümsedi. "Ben yapmak istediğim her şeyi yaptım merak etme. Ama illa bir şey yapmak istiyorsan gelip bana sıkaca sarılabilirsin."

Dediği şeyle hemen kollarının arasına girdim. Kollarımı sıkıca sardım ona. Sessizce kollarının arasında ağladım.

Bir zamanlar hayranı olduğum, her zaman iyi bir yaşayacağını düşündüm adamı bu halde bulmayı hiç beklememiştim. Bunca zaman her yerde kendini aradım. Ama o bulmayı asla beklemediğim, aklıma bile gelmeyen bu hastanedeydi. Hemde yıllardır.

Kollarımı ayırıp yüzüne baktım. Yıllar çok şey götürmüştü kendinden ama yinede o karizmasını ve yakışıklılığını alamamıştı.

"Bay Kwon. Bir zamanlar lisedeyken bana bir ceza vermiştiniz hatırlıyor musunuz? Size zamanında çok çektirmiştim ve siz bana son şans olarak o cezayı vermiştiniz. Size isyan ettiğimde bana 'gelip bana teşekkür edeceksin' demiştiniz. İşte ben o teşekkürü etmek için buradayım."

Ağlamaya başlayınca gözyaşlarını sildim elimle.

"Teşekkür ederim Kwon Jiyong. İyiki sizin gibi bir hocaya sahiptim. İyiki vardınız."

"Jennie belkide bu birbirimize son kez hoşçakal deyişimiz olacak. Kendine çok iyi bak. Eşinle, çocuklarınla, ailenle ve arkadaşlarınla güzel bir hayat yaşa. Hoşçakal kim Jennie."

"Hoşçakalın Bay Kwon."

Ve ben bilmeden o gün son kez Kwon Jiyong'u görmüştüm. Ve son kez konuştum. O beni bu hayata hazırlamıştı. Belkide o olmasaydı şu an berbat bir halde sürünüyor olacak.

Sizi asla unutmayacağım Bay Kwon.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sizce ben bu bölümü yazarken Jiyong'u o halde hayal edip ağlayarak mı yazmışımdır?

Sizi çok özledim ve böyle bir bölümde buluşalım istedim.

İyiki varsınız.

Savage But Pretty || TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin