Evlerine geldiğimizde Taehyung ve kardeşi beni oturma odasında bırakıp başka bir odada kavga ediyorlardı.
Kocaman evde kimse yoktu. Sahi bizim evdede yoktu ama en azından birkaç hizmetçi falan oluyordu.
Arkadaşlığımızın başından beridir hiç bahsetmemişti ailesinden. Kız kardeşi olduğunu bile birkaç saat önce öğrenmiştim. Demekki ailesiyle alakalı problemler vardı.
Bir anda aklıma Jimin ve Chaeyoung'un yalnız bırakmıştık. Neler olduğu ile ilgili kısa bir mesaj attım ona.
Diğer odadan gelen bağırmalar yüzünden irkilmiştim. Kardeşine bu şekilde bağırması hoş değildi. Özellikle de evde başka biri varken.
Oturduğum koltuğa iyice sinmiştim. Onu hiç tanımadığımı fark ettim. Üzülmüştüm. Nasıl sakinleşir bilmiyordum. Şu anda yanlarına gitsem ne tepki vereceğini kestiremiyordum.
Sonunda sessizlik olmuştu. Kapı açılıp kapanma sesi duyduğumda elime telefonumu aldım. Gelen beklediğimin aksine Hyesun'du.
Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuştu. Titriyordu. Gelip yakınıma oturdu. O oğlanlar başına bela olmuşlardı belliydi. O çok güzel bir kızdı.
Kalkıp yanına oturdum. Başını omzuma yaslayıp ağladı. Bende onunla ağlama başladım.
Hem ona üzülüyordum hem de Taehyung'a. Kendime olan üzgünlüğümü söylemiyorum bile. Ağlamayı bile unutmuştum.
Bay Kwon'u asla affetmeyecektim. Bu cezayı daha hafif bir şekilde verebilirdi.
Taehyung içeri girdiğinde Hyesun bana daha da sokuldu. Nasıl korkutmuşsa kızın gözünü.
"Hyesun bana rahat kıyafetler verebilir misin?" dedim. Kalkıp beraber onun odasına gittik.
"Abin çok mu üstüne geldi?" dediğim şeyle başını eğmişti.
"Suçlusu benim. Haklıydı. Changhyun'la asla çıkamamalıydım. Onu en başımda dinlemeliydim."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yaklaşık iki saattir Hyesun'la sohbet edip, dertleşiyorduk. Sohbet öyle sarmıştı ki Taehyung'u unutmuştuk.
Anneme haber vermeyi bile unutmuşum. Saat geçmişti umarım daha eve gelmemiştir. Telefonumu alıp annemi aradım.
"Kızım."
"Anneciğim, neredesin?"
"Evdeyim de sen neredesin?" birazdan kızacaktı. Hissediyordum.
"Taehyung'un evindeyim."
"İyi ders çalışıyorsunuzdur ben sizi tutmayayım. Birkaç saate evde ol. Yarın Bay Kwon misafirimiz haberin olsun." cevap vermeme beklemeyip suratıma kapattı.
Uzun zamandır Bay Kwon'u görmemiştim. Sanırım değiştiğimi görüp beni sıkmaktan vazgeçmişti. Yada daha ağır cezalar hazırlıyordu.
Taehyung kapıyı tıklatıp içeri geldi. Yanıma oturdu. Gülümsedim. Kendine gelmişti sonunda.
"Kızlar beni unuttunuz içeride." dalga geçti.
Hyesun telefonu çalınca bir bana bir abisine baktı. Taehyung'un kaşlar çatılmıştı yine.
"İstersen başka bir yerde konuş." dedim içini rahatlatacak şekilde baktım. Derin bir nefes alıp odadan çıktı.
"Bırak da biraz sen olmadan olayların içinden çıkmayı öğrensin. Böyle yaparak onun sadece şu anki hayatını değil, gelecekteki hayatını da etkiliyorsun. Yapma böyle."
"Hayatına kötü bir etki mi bıraktığımı düşünüyorsun?" gözlerinde hayal kırıklığı vardı.
"Belki de sen böyle davrandığın için o çocuklar Hyesun'a böyle davranıyordur?"
Gözlerini ellerine indirdi. Onu anlamaya çalıyordum ama o kimseyi anlamaya çalışmıyordu. Kızı nasıl sıktığının farkında değildi.
Onun bu haline dayanamayıp sıkıca sarıldım. Ben bunları onu üzmek için söylememiştim.
"Üzüldün mü?"
O da kollarını bana sardı. Çenesini başımın üstüne koydu.
"Hayır aksine kendimi sorgulamama sebep oldun. Hyesun bana bunları asla söyleyemezdi."
"Bir an seni üzdüm zannettim Taetae."
"İyiki varsın Kim Jennie." deyip saçlarımın üstüne öpücük kondurdu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savage But Pretty || Taennie
FanfictionBay Kwon verdiği cezayla Jennie'nin hayatını baştan sona değiştirmişti. (Not: Düzyazı, Instagram ve Texting karışık bir şekilde yazılmıştır.).