29

2.9K 219 139
                                        

Sabah Jungkook'la her zamankinden daha erken çıkıp her zamandaki yerimize geldik. Hemen Jongin'e konum attım.

"İçim hiç rahat değil Jennie. Vazgeçsen?" gergin görünüyordu.

Ama Jongin iyi birine benziyordu. Namjoon'un anlattığına göre de başıboş gezen biri değildi. Sanatla uğraştığından sakin biri olduğunu düşünüyordum.

"Biraz sakinleş."

"Hem bir anda nereden çıktı bu iş? Arkadaşlarınla da konuşmuyorsun. Taehyung sana bakarken ağlayacak gibi duruyor."

Söylediği şeylerle beni hangi yola soktuğunun farkında değildi. Taehyung'un adını duymak bile moralimin yerle bir olmasına yetiyordu. Dün gece çok düşündüm acaba benimde ona karşı hislerin var mı diye. Ama ikilemde kaldım.

"Jungkook yakın arkadaş olduğun birini düşün. Onun sana hislerinin olduğunu düşünüyorsun. Ona olan hislerini düşündüğünde bir sonuca varamıyorsun."

Elini havaya kaldırıp durmamı sağladı. Yüzüne o bilmiş ifadesini takındı. "Bu karşıdakine arkadaşlıktan daha fazlasını hissediyorsun demektir. Yaşadığımdan biliyorum."

"Yaşadın?"

"Lisa'yla iki haftadır takılıyoruz. Her türlü bokumu anlattım ona. Geçen gün geldi ben senden hoşlanıyorum falan. Ağzımı geleni saydım ama şu an benimde ona karşı hislerinin olduğunu anladım."

"Yok artık ya. Hangi ara Lisa'yla tanıştınız?"

"Doğum gününde tanıştık. Boşver önemli olan senin bu hallerin. Jongin'e aşık olmadığını ve hiçbir zamanda aşık olmayacağını biliyorum. Yol yakınken onu kullanmaktan vazgeç."

"Selam." Jongin on saniye önce gelseydi her şeyi duyacaktı. "Kusura bakmayın biraz geciktim."

"Önemli değil seni bekliyorduk bizde." Kocaman gülümsedi. Yanaklarını sıkmak istiyordum.

"Sen Jungkook olmalısın. Bende Jongin." el sıkıştıklar.

"Sen nereden tanıyorsun beni?" Bu soruyu sormakta haklıydı.

"Ben Junmyeon'un arkadaşıyım. Ağzını yüzünü patlattığın." Biraz patavatsızdı sanki.

"Haketmese yapmazdım. Merak etme sandığındaki gibi biri değilim." deyip güldü Jungkook.

"Sırf birine karşı duygular beslediği için mi haketti? Sen cidden aptalmışsın. Junmyeon haklıymış."

Jungkook'u durdurmak adına elinden tuttum. Yoksa buradan Jongin'in ölüsü çıkardı.

"Kim Jongin!" bana bakması için sesimi yükseltmiştim.

"Kim Jennie?" gülümsedi.

"Siktir git." Yüzü düşmüştü. Ama kımıldamamıştı bile.

"Duymadın mı? Sana diyorum. Siktir git. Seninle konuşmak yaptığım en büyük hataydı. Şimdi sende o piç arkadaşlarının yanına git ve bizden uzak dur."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Sörf bu yüzden mi arkadaşlarınla ve Taehyung'la konuşmuyordun. Bür de Jisoo ayarladı değil mi sana?"

Jungkook'a her şeyi anlatmıştım. Taehyung'la aramızda geçenleri de dahil. Ama tahmin ettiğimin aksine o bu konuyandeğil de Jisoo'nun nasıl olurda Jongin'i bana önermesine takmıştı.

"Belki de onun arkadaşı olduğunu bilmiyordur?"

"Sen onu boşver de git Taehyung'dan özür dile. Boş yere üzmüşsün çocuğu sanki kötü bir şey yapmış gibi. Sevmek suç değil Jennie."

"Sizin aranız kötü değil miydi?"

"Doğum gününden sonra iyi olmaya başladı."

Jungkook'un hayatı resmen doğum günümden sonra değişmişti. İyi ki de değişmişti. Bir kızla tanışmıştı ve Taehyung'la da barışmıştı.

"İyi madem gidip sözünü dinleyeyim bari." yanağına öpücük kondurup, gülümseyerek sınıfa gittim.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Arkadaşlar beni rahatsız eden bir şeyden bahsedeceğim. Diğer kurgumda neredeyse hiç yaşamamıştım ki zaten kitabın sonunu sizler buluyordunuz. Ama bu kurgu öyle değil ve ben size istediğiniz kadar ipucu vereyim zaten her şey ortada. Kurgunun başlığında "Taennie" yazıyor zaten. Araya giren birkaç karakter yüzünden "kitabı Taennie bitirmeyeceksen yazmana gerek yok" tarzı yorumlar ve mesajlar aldım. Cidden böyle şeyler yazmanıza gerek yok. Okumak istemeyen okumasın yada bitince okusun.

Savage But Pretty || TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin