Misafirler yavaştan gelmeye başlamıştı. Çoğu tanıdığım kişilerdi. Hepsini teker teker selamladım. Kapı çalınca açmaya gittim. Açtığımda karşımda görmeyi beklemediğim biri vardı.
"Selam Jennie." elimde hediyesiyle gelmişti bir de. Bakışlarımdan tırsmıştı. "Merak etme Jungkook bizzat davet etti. Gününüzü berbat etmeye gelmedim." deyip elindeki hediyeyi bana uzattı ve içeriye geçti.
"Jimin bir durur musun?" dediğim şeyle durup bana baktı. "Neyse ya boşver."
On senedir yüzünü görmediğim biriydi kendisi. Hatta hiçbir haber de almamıştım onlardan. Şimdi ona Taehyung'u sorsam dalga geçtiğimi düşünürdü.
Jungkook'u misafirlerin arasında bulup yanına gittim. "Önemli bir şey konuşmamız lazım. Gelebilir misin?"
"Tabiki." misafirlerine dönüp birkaç dakika içinde geleceğini söyleyip yanıma geldi. "Kötü bir şey mi oldu?"
"Jimin'in ne işi var burada? Senin çağırdığını söylüyor bir de."
"Ben çağırdım evet. Niye bu kadar sıkıntı ettin ki? Kan ter içinde kalmışsın. Biraz rahatla."
"Ama Chaeyoung'un nasıl etkileyeceğini düşünmen gerekiyordu. Umarım bugün kötü bir şey yaşanmaz."
"Hadi ama on sene olmuş neyinden etkilenecek? Ergendik o zaman Jennie."
Kollarımı göğüsümün altında birleştirdim. "Hah diyene bak?! Sen lise aşkınla evleniyorsun farkında mısın?"
"Ben bunu düşünmemiştim yalnız. Neyse canım kankam merak etme bir şey olmaz. Olursa da ben halledeceğim. Söz veriyorum. Hemde Jungkookie sözü~." deyip gitti.
Lanet olsun ki şu çocuğun aegyoları beni başka bir aleme götürüyordu. Donup kalıyordum.
Kendimi toplayıp misafirlerle ilgilenmeye devam ettim. Chaeyoung yanıma gelip o da bana eşlik etti.
"Ne zaman takılacak şu nişan yüzükleri? Ben daha fazla burada durmak istemiyorum da." kesin Jimin'i görmüştü. "Bir de kız arkadaşıyla gelmiş. Şu hale bak ya!"
Jimin'in olduğu tarafa baktığımda yanında güzel bir kız vardı ve kolunu kızın omuzlarına atmıştı. Kendimize gelmeliydik. Jungkook'unda dediği gibi ergenlik aşklarımızı gözümüzde bu kadar büyütmemeliydik.
"Şimdi sakin ol tamam mı? Derin bir nefes al ver. Sonra da gidip onlara bir hoşgeldiniz diyelim."
Bana tuhaf bir şey söylemişim gibi baktı. Ben ısrar edince dayanamadı. "Tamam sadece birkaç dakika durup geri geleceğiz." Sanki bu söylediklerini bana değil de kendisine söylüyordu.
Koluna girdim ve Jimin'in yanına geldik. "Hoşgeldiniz." dedi Chaeyoung gülümseyerek.
"Hoşbulduk." dedi Jimin'in yanındaki güzel kız.
"Hoşbulduk. Kuzenim Seulgi." kız elini uzattı. "Bunlarda lise arkadaşlarım Jennie ve Chaeyoung." elini sıktığımda gülümsedi. Çok güzel bir kızdı.
Chaeyoung çok şaşırmıştı. Sevgilisi zannettiğimiz kız kuzeni çıkmıştı.
"Jimin oppa Chaeyoung'dan çok bahsetmişti. Baya uzun bir geçmişiniz olmalı."
Jimin kuzeninin kırdığı potla kıpkırmızı olmuştu. Kuzenin omzunu sıktı.
"İsteseniz sizi balkona alalım orada bir dertleşin sonra devam edersiniz ne yapıyorsanız." şu kızdaki özgüvenin yarısı bende olsa neler neler yapardım.
Jimin ve Chaeyoung biraz bakıştıktan sonra beraber balkona gittiler.
"Helal olsun cidden." dedim Seulgi'ye.
"Cidden anlattığından daha güzel bir kızmış. Sende çok güzelsin. Seninle de işim bitmedi." dedi ve beni umursamadan içeceğini içmeye devam etti.
"Kaç yaşındaydın?" benimle bu kadar laubali konuşuyorsa kesin bizden büyüktü.
"Sizinle yaşıtım."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Seulgi'yle o kadar çok konuşmuştuk ki diğer misafirleri unutmuştum.
Jisoo endişeli yüz ifadesiyle yanıma geldi. Bizimkilere bir şey mi oldu korkusuyla etrafa baktım ama hepsi iyi durumdaydı.
"Kötü bir şey mi oldu?"
"Az önce geldi biri. Ama senin görmek istemediğin biri belki ama."
"Ya sen ne anlatıyorsun? Bir sakinleş. Kapıda biri mi var? Dur bir açayım."
Beni durdurdu. Bu kız normalde böyle yapmazdı. Chaeyoung ve Lalisa da aynı ifadeyle yanıma gelince kesin faka bastığımı anlamıştım.
"Selam." duyduğum tanıdık sesle arkamı döndüğümde gördüğüm kişiyle ellerimin titrediğini hissetmiştim. Göz göze geldiğimizde yüzü düştü. Kıyafetleri, görünüşü, mimikleri... Her şeyi değişmişti. Saçlarının rengini bile farklıydı.
"Selam kanka. Hoşgeldin." dedi Jungkook. Dönüp sinirle ona baktım. Nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi? Bu konuda ne kadar hassas olduğumu bildiği halde nasıl böyle bir tavır takınabilirdi?
Şu an sırf Lalisa'nın mutluluğu için buradayım. Yoksa Taehyung'u gördüğüm anda çıkar giderdim buradan. Onun yaptığı gibi hiçbir şey demeden çeker giderdim.
Ortamın havasına dayanamadığımdan Chaeyoung'un koluna girip onunla beraber Lalisa'nın odasına gittim. Dağılmamam lazımdı. Bir an önce kendimi toplamalıydım. Onun karşısında güçlü durmalıydım.
"Ben çok mu büyütüyorum olayları? Lise aşkımı çok mu büyütüyorum? Onu görür görmez ellerim titremeye başladı Chae." kendimi Lisa'nın yatağına attım.
"Hayır büyütmüyorsun. Çünkü bende seninle aynı duyguları hissediyordum. Tek yapman gereken konuşmak." Chaeyoung başucuma oturup saçlarımı okşadı.
"Ya dalga geçerse sen on sene önceki olayı unutamadın mı diye? Ya çoktan evliyse?"
"Bunları sadece sorarak öğrenebilirsin Jennie. Git yüzleş onunla. Biliyorum o senin en büyük korkun. Ama bilki sen çok güçlü bir kızsın."
"İyiki varsın Chae."
"Sende iyiki varsın Jen."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Finale az kaldı........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savage But Pretty || Taennie
FanfictionBay Kwon verdiği cezayla Jennie'nin hayatını baştan sona değiştirmişti. (Not: Düzyazı, Instagram ve Texting karışık bir şekilde yazılmıştır.).