Daddy ' Yabancı

3.7

*Bol bool yorum bekliyorum canlarım.

Dilara'dan...

Masaya son tabağı da koyduğumda ellerimi yıkayarak mutfaktan çıktım. Yatak odama,Selim'in yanına ilerlemeye başladım. Odama girdiğimde hala uyuduğunu gördüm. Kapıya yaslanarak birazcık yüzümdeki gülümsemeyle onu izledim. Çok güzeldi... Adımlarımı yanına doğru atmaya başladım. Yanına oturarak ellerimi saçlarına götürdüm. Okşamaya başladım. Yumuşacıklardı... Bu hareketimle dudağı hafifçe açıldı. Kahretsin! Tanrı bir adamı bu kadar güzel yaratmamalıydı. Selim benim için sanki şeytana yollanmış Havva gibiydi... Beni deli ediyordu.

''Selim,hayatım hadi uyanma vakti.'' Dedim.

Dudakları tekrardan hareketlendiğinde onları öpmemek için çok zor durdum. Okşadığım saçlarına eğilerek uzunca kokusunu içime çektim. Ardından kalkarak gözlerine baktım. Hafifçe açılmış bana bakıyorlardı. İkimiz de aynı anda gülümsedik.

''Hadi bakalım kahvaltı hazırladım. Soğumasınlar.'' Dedim.

Selim bu söylediğimle daha çok gülümsedi. Beklemediğim bir hareketle beni kendine çekerek sımsıkı sarıldı.

''Sen benim en güzel yanımsın.'' Dedi.

Onun bu söylediğinde gülümsedim. Burnumu sakallarına götürerek yavaşça okşadım. O da elleriyle saçlarımı okşuyordu. Bu sıra da yemekler buz gibi oluyordu. Bu yüzden hızlıca kollarının arasından çıkarak ayağa kalktığımda yüzündeki gülümseme gitmişti. Yüzüme sanki küçük bir çocuğun en sevdiği oyuncağının elinden alınması gibi bakıyordu. Kendimi gülmemek için zor tuttuğumda yavaşça yataktan kalktı.

''Sonunda!''

Selim ayağa kalktığında hiç beklemeden ani bir hareketle beni kendine çektiğinde elim göğsüyle buluştu.

''Yalnız bunlar çok tehlikeli hareketler.'' Dedim.

Bu söylediğime gülümseyerek burnunu yanaklarıma koyarak yavaşça gezdirdi. Onun her dokunuşu beni heyecanlandırıyordu.

''Tehlikeliyi severim.'' Dedi.

Yanağıma tutkulu bir öpücük bıraktı. Ardından bedenini geriye çekerek göz kırptı ve lavaboya doğru ilerledi. Onun bu hareketine şaşırarak arkasından baktım. Bir süre sonra gülümseyerek mutfağa ilerledim.

*

Yazar'dan...

Asya domatesleri keserken aynı zamanda babasını düşünüyordu. Gece eve gelmediği için büyük ihtimalle Dilara'da kalmıştır diye düşünüyordu. Bu canını sıktığı için farkında olmadan bıçağı eline sapladığında acı bir çığlıkla bir kaç adım arkaya sendeledi.

''Asya!''

Salih koşarak mutafa girdiğinde korkuyla Asya'nın elinden akan kanlara baktı. Bir kaç saniye içinde kendine gelerek Asya'ya adımladı. Elini,elerinin arasına aldı.

''Kötü kesilmemiş ama gene de gel şöyle otur. Eczane dolabından sargı getireyim.''

Salih'in konuşmasıyla Asya burukça gülümsedi. Bir anda adamın omuzlarına sarılarak kafasını boynuna gömdüğünde Salih gözlerini sımsıkı kapattı.

''İyi ki varsın Salih.''

Salih,Asya'nın bu söylediğine ilk başta gülümsese de sonradan hızlıca geriye doğru çekildi. Bunu Selim'e yapamazdı. Selim'in,en yakın arkadaşının kızıyla olamazdı.

''Hadi sen şöyle otur geliyorum.''

Salih hızlı adımlarla mutfaktan çıkarak yerini daha önceden gördüğü eczane dolabına ilerledi. Oraya doğru ilerlerken sürekli gözlerini sımsıkı kapatıp, açıyordu. Selim'e yapamazdı...