"Mert?" Mert'de dahil tüm gözler bana döndü. Tüm dikkatler benim üzerimdeyken böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirim ki? "Efendim?" dedi sorgularcasına. Söylemekle, söylememek arasındaki, ip incecik bir çizgi var derler ya hani... İşte tam da orada duruyorum. Belki de şansım varken vazgeçmeliyim. Yine bir engel çıkmadan söylemek en iyisidir belkide. "Şey... Senden bir şey isteyebilir miyim?" dedim utancın her zerresini hissettiren sesimle. Şu işi çabucak halletmek istiyorum. Ancak karşılığında "N'oldu, ufaklık?" cevabını almıştım. Bu kadar vurdum duymaz olmak zorundamıydı? İşimi daha da zorlaştırıyor. "Şey diyicektim... Bana ders..." "Kanka, kanka koş. Eğlence çıktı!" diyen Serkan'la sözüm kesildi. Yine mi Serkan? Yine mi? Bu çocuk yine nerden çıkıp geldi? Sürekli sözümü kesmesinden bıktım! Gerçekten, artık pes ediyorum! İnşallah yurtta, ayak serçe parmağını ranzaya çarparsın Serkan! Bütün ilgi hemen Serkan'a döndü. Mert, hafifçe sırıttı. Bir olay olduğu barizdi. Mert'te bunu anlamıştı. "N'oldu lan?" dedi Mert gülerek. "Mert, hani şu okulun terasına çıkan merdiven varya. Orayı bulduk!" diyen Serkan'ın sesi kulaklarıma tırmanmıştı. Mert hızlıca oturduğu yerde doğruldu ve sırıtışını tüm yüzüne yaydı. Gözlerinin içi parlıyordu adeta. Ayakta ki Serkan'a bakarak gözünü kırptı. "Nerde?" "Erkekler tuvaletinin tavanında!" dedi Serkan. Mert'in gözleri şaşkınlıkla büyümüştü. Duyduklarına inanamamış gibi bakıyordu. Gerçekten, ne demek istiyor bu çocuk? Erkekler tuvaletinin tavanında nasıl olabilirdi ki? Ben düşüncelere dalmışken, Mert'in tok sesi kendime gelmemi sağlamıştı. "Şaka yapıyorsun!" dedi heyecanla. "Daha ciddi olamazdım." "Yürüyün lan, eğlence çıktı!" dedi Mert, yanındakileri dönerek. Hemen oturdukları yerden kalktılar ve ilerlemeye başladılar. Şuan saçmaladıklarının farkındal